Kırgızca ve Rusça, “Orhan Bey Nerede?” pankartları taşıyan öğretmen, öğrenci ve veliler seslerini duyurmak için Cumhurbaşkanlığı yerleşkesine doğru yürüyüşe geçti. Halk “Bulunsun” sloganları attı ve hükümete seslendi.
Dün sabahtan akşama kadar elçilik önünde protesto yapan ve Orhan İnandı’nın serbest bırakılmasını isteyen Kırgızlılar, elçilikten çıkan siyah bir Mercedes’in önünü kesti. Otomobilin bagajının açılması istendi ancak yetkililer talebe olumsuz cevap verdi. Vatandaşların da geçişe izin vermemesi üzerine araç elçilik binasına döndü. Büyükelçilik önünde yapılan açıklamada, “Yetkililerin çıkıp açıklama yapmasını bekliyoruz. Orhan İnandı nerede, bilgi verilmesini istiyoruz” denildi.
NE OLMUŞTU?
31 Mayıs 2021 akşamı saat 21.00’den itibaren kendisinden haber alınmayan Orhan İnandı’nın arabası 1 Haziran sabahı saat 04.20 sularında evinden 7-8 km uzaklıktan kapısı açık halde bulundu. Arabanın içinde ceketi ve iki telefonu vardı.
Yakınlarının başvurusunu değerlendiren Oktyabrsky bölgesi polisinden yapılan açıklamada, “Deneyimli müfettişler ve görevliler arasından bir soruşturma-operasyon grubu oluşturuldu. Orhan İnandı’nın nerede olduğunu belirlemek için gerekli tüm soruşturma eylemleri ve arama önlemleri alındı.” denildi.
Orhan İnandı’nın kaçırıldıktan sonra Kırgızistan Cumhurbaşkanlığından resmi açıklama yayınladı. Açıklamada , “Kırgızistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Kırgızistan Cumhuriyeti Ulusal Güvenlik Devlet Komitesi’ne ve Kırgızistan Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’na, Kırgızistan Cumhuriyeti vatandaşı Orhan İnandı’yı aramak için soruşturma ve operasyonel önlemleri güçlendirme ve ek kuvvetler dahil etme talimatı verdi.” denildi.
ORHAN İNANDI’NIN EŞİ REYHAN: HAYATINDAN ENDİŞE EDİYORUM
Orhan İnandı’nın eşi Reyhan İnandı, koronavirüsü yeni atlatan eşiyle ilgili Twitter hesabından “İki haftaya yakın kaldığı yoğun bakımda, solunum cihazı yardımıyla yeni yeni kendine geldiğinde ilk sözü ” çay koy keçeli, yeniden başlıyoruz,” olmuştu. İnşaallah yeniden başlatacak Rabbim!” açıklamasında bulundu.
Reyhan İnandı dün yayınladığı videoda ise yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Ben Reyhan İnandı. Orhan İnandı’nın eşiyim. Eşimden dün akşam saat 9 sularından itibaren haber alamamaktayız. Aracı evimizden 7-8 kilometre uzaklıkta bir mahallede metruk olarak bulundu. Benim endişem, eşimin Türk makamları tarafından artık nasıl olduysa yani burada benim hiçbir şekilde hayal edemeyeceğim aklıma gelemeyecek bir şekilde rehin tutulması veya tutsak alınması artık ne dersek…
2010 yılında alınmış bir Kırgız vatandaşlığı olmasına rağmen eşimin Türkiye’ye deport edilmesinden endişe duymaktayım. Biz 1995 yılının Eylül ayından itibaren Kırgızistan Bişkek’te Sapat Eğitim Kurumları’nda vazife yapmaktaydık. Ben dönem dönem vazifeme devam ettim. Ama eşim bilfiil aralıksız 1995 yılından şu güne kadar çalıştı.
BOLD ÖZEL | Bişkek’te kaçırılan eğitimci Orhan İnandı’nın eşi Reyhan İnandı:
“Eşimin hayatından endişe ediyorum.”https://t.co/KV6FCzK6Ad pic.twitter.com/oKE2laVRbz
— BOLD (@BOLDmedya) June 1, 2021
Benim Kırgız makamlarından Kırgız halkından Kırgız gençlerinden tek talebim bu süreçte bize destek olmaları. Eşimin bu süreçte kendisini hiçbir şekilde Kırgızistan halkından ayrı görmeyerek onlarla gönül bağı kurarak Kırgız kardeşliği inşa ettiğine eminim. Ve ben bunu yaşadım.
26-27 yıllık bir evlilik hayatımızda bile ben ona çok nadir ismiyle hitap etmişimdir. Onun buradan kalan bir yadigarı Baki’dir bende adı. Buraya gelişimiz, bunları yaşadığımız, burada bulunduğumuz süre için ben asla pişman değilim. Her zaman güzel hatıralarla Kırgızistan’ı hatırlayacağız. İstiyorum ki bu hatıralara, kötü bir hatıra, kötü bir final eklenmesin. O yüzden eşimin burada çok sevdiği, çok kıymet verdiği bakileri oldu, eceleri oldu. Ben o bakilerimizden, ecelerimizden daha geniş anlamda Kırgız devletinden eşime sahip çıkmalarını istiyorum.
Devletler arasındaki ilişkiler nasıl olur ben bilemem ama Kırgız halkından gerçekten şu kadar yaşanmışlığın şu kadar burada durmuşluğumuzun, hizmetlerimizin, hayatımızın güzel bir semeresini almak isterim. Bu benim için sadece eşimin sağ salim aramıza katılmasıdır. Onun dışında hiçbir talebim olamaz. İnşallah Kırgızistan bizim için kötü hatıralarla süslenen, kötü hatıraların yaşandığı bir yer olmayacaktır. O konuda öncelikle Allah’a dua ediyorum ve Kırgız halkından, Kırgız büyüklerinden, Kırgız yetkililerden, bu konuda bize destek olmalarını bekliyorum.
Hayatından endişe ediyorum evet, çünkü deport edildiğinde veya Türkiye’ye verildiğinde onun başına ne geleceğini bilmiyorum. Türkiye basınını, haberleri takip eden insanlar az çok bilecektir. Ben öyle olmayacağını düşünüyorum. Bu konuda Kırgız halkının vefasına, Kırgız halkının gerçekten dostluğuna ve misafirperverliğine inancım sonsuz. Bu konudaki desteklerinizi bekliyorum. Şimdiden herkese teşekkür ediyorum.
Dünden itibaren, sabahtan itibaren biz gece boyunca hep ayaktaydık. Sağ olsun, Kırgız dostlarımız da, buradaki arkadaşlarımız da. Ama ben bu süreçte duyup bize ulaşan velilerimize teşekkür ediyorum. Bakilerimize, ecelerimize, büyüklerimize çok teşekkür ediyorum. Mezunlarıma gerçekten çok çok teşekkür ediyorum. Her biri Orhan beyin gerçekten yüzünü ağarttı. Yine söylemek istiyorum. İnşallah Kırgızistan bizim için kötü hatıralarla kapanmayacak, güzel bir sayfa olarak kalacaktır diye ümit ediyorum.”