İHD Mersin Şubesi, Mersin cezaevlerindeki hak ihlallerine dair açıklama yaparak keyfi uygulamaların tutukluların yaşamını tehdit ettiğini belirtti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek ve Mersin Cezaevi’nde tutuklukların yaşadığı hak ihlallerini kamuoyuna duyurmak amacıyla bir açıklama yaptı.
Açıklama, Türkiye’nin dört bir yanında cezaevlerinde hak ihlallerinin, insan hakları örgütlerinin çabalarına rağmen sürdüğü; pandemi gerekçe gösterilerek keyfi yasaklar, disiplin cezaları, hücre karantinalarının tutukluların yaşamlarını tehdit ettiğine dikkat çekildi.
‘TÜRKİYE’DE BM SÖZLEŞMELERİ YOK SAYILIYOR’
İHD Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Bedri Kuran, hapishanenin doluluk oranının alarm seviyesine ulaştığını belirtti. Yakın zamanda Lozan Üniversitesi’nin, Avrupa Konseyi için Türkiye cezaevlerinin durumuna dair hazırladığı raporu hatırlatarak Kuran, şöyle dedi: “Rapora göre, Ocak 2020 itibarıyla Türkiye’de nüfusun yaklaşık yüzde biri cezaevinde ya da denetimli serbestlik kapsamında. Her hapishanede ayrı ayrı uygulamalar görülmekte, tutuklu-hükümlü ayrımı yapılmaktadır. Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi’nin birinci maddesi, infazda ayrımcılık olmaması gerektiği yönündedir. İnfaz kanunu herkese eşit uygulanmalıdır. Ancak mevcut siyasi iktidar döneminde Türkiye’yi de bağlayan bu sözleşmeler yok sayılmaktadır.”
‘TARSUS T TİPİ’NDE SORUNLAR DEVAM EDİYOR’
Mersin’deki cezaevlerinde hak ihlallerinin üst boyuta ulaştığını belirten Kuran “Tarsus T Tipi Cezaevi’ndeki olumsuz koşullar, daha önceki cezaevi ziyaretlerinde raporlaştırılan sorunlar ne yazık ki ağırlaşarak devam ediyor. Pandemiye rağmen hijyen koşulları yetersiz. İçme ve kullanma suyuna erişimde kısıtlama ve sıcak su temininde sorunlar devem etmekte. Hastaneye sevki yapılan tutuklular uzun süre bekletiliyor, muayene ve tedavilerindeki ciddi gecikmeler, sağlık durumlarının daha da bozulmasına yol açıyor” diye konuştu.
‘İSA GÜLTEKİN YAŞATILAN ZORLUKLAR NEDENİYLE VEFAT ETTİ’
Kuran, Covid-19 gerekçesiyle yapılan ilave kısıtlamaların, hastane dönüşlerinde zorunlu 14 günlük izolasyon ve tecrit sürecinin ve kelepçeli muayene dayatmasının kimi tutsakların sağlık hizmeti almaktan kaçınmalarına neden olduğunu söyledi. Kuran, tutuklu İsa Gültekin’in tüm uyarıları ve çabalarına rağmen sağlık hizmetine erişim konusunda yaşatılan zorluklardan dolayı vefat ettiğini vurguladı.
KOĞUŞ MEVCUDUNA GÖRE YEMEK VERİLMİYOR
Bedri Kuran, Tarsus T1, T2, T3 Tipi Kapalı Cezaevlerinde kalan erkek tutuklu ve hükümlülerin bildirdiği hak ihlallerini de şu sözlerle açıkladı: “Cezaevinde yaşanan hak ihlalleri ve tecrit koşulları nedeniyle 27 Kasım 2020 tarihinde beşer günlük dönüşümlü açlık grevine başlayan mahpuslar, verilen yemeklerin az olduğunu, koğuş mevcutlarına göre yemek verilmediğini, kantinden aldıkları eşya fiyatlarının çok yüksek olmasına rağmen ürünlerin kalitesiz olduğunu, açlık grevine girenlere disiplin cezaları verildiğini, ilgili cezalara itiraz ettiklerini, revire çıkma taleplerinin sürüncemede bırakıldığını, kendilerine sıcak suyun çok sınırlı olarak verildiğini, sıcak suyun olduğu günlerde ise soğuk suyun verilmediğini ifade etmişlerdir.”
‘TALEPLER KARŞILANMALI’
Cezaevlerinde istenilen yayınlara ulaşmanın ciddi sıkıntı olduğunu ifade eden Kuran, tutukluların ailelerinden çok uzak cezaevlerine gönderilmeleri sebebiyle de ziyaretçisiz kaldıklarını kaydetti. Cezaevlerinde 197 gündür dönüşümlü şekilde açlık grevlerinin devam ettiğine dikkat çeken Kuran, şunları söyledi: “İmralı’da yıllardır süren hukuksuz tecride karşı bölge cezaevlerinde de 197 gündür devam eden dönüşümlü açlık grevlerini sürdüren mahpusların meşru taleplerinin bir an önce karşılanmasını, raporlarda belirtilen tecrit, işkence, darp ve kötü muamele iddiaları karşısında Adalet Bakanlığı ve cezaevi savcıları tarafından gereken hassasiyetin gösterilmesini talep ediyoruz.”
KAYNAK: GAZETE DUVAR / Burcu Özkaya Günaydın