İlk olarak Avrupa’da tespit edilen yeni koronavirüs varyantı Delta Plus, Hindistan’da “endişe verici varyant” kategorisine alındı; ancak bilim insanları bu varyantın riskleri konusunda kesin yargıya varmak için henüz erken olduğunu söylüyor.
Virüste belirlenen mutasyon, daha bulaşıcı olma, daha ağır hastalığa yol açma, antikorlara karşı daha dayanıklı olma ya da tedavinin veya aşının daha az etkili olması gibi birçok kriterden en az birini sağlaması halinde, “endişe verici varyant” kategorisinde değerlendiriliyor.
Hindistan Sağlık Bakanlığı, ülkede tespit edilen ve Delta Plus adı verilen (AY.1 olarak da adlandırılıyor) bu varyantın daha kolay yayıldığını, akciğer hücrelerine daha kolay tutunduğunu ve virüsü etkisiz hale getiren monoklonal antikor tedavisine karşı daha dirençli olabileceğini gösteren araştırmalar olduğunu belirtiyor.
Bu varyant, ilk olarak geçen yıl Hindistan’da tespit edilen ve ikinci dalgada çok sayıda yeni vaka ve can kaybına yol açan Delta varyantı ile bağlantılı.
Sağlık Bakanlığı Delta Plust varyantının ilk kez Nisan’da görüldüğünü ve Maharastra, Kerala ve Madya Pradeş eyaletlerindeki altı bölgeden gelen 22 numunede tespit edildiğini duyurdu.
Delta Plus varyantı ayrıca ABD, İngiltere, Portekiz, İsviçre, Japonya, Polonya, Nepal, Rusya ve Çin’de de görüldü. Oldukça bulaşıcı olan Delta varyantı ise 80 ülkeye yayılmış durumda.
Virüsler sürekli değişim geçirir. Bu değişimlerin bazıları virüslerin aleyhine de olabilirken, bazıları da hastalığın daha bulaşıcı olmasına veya ağır geçmesine neden olabilir. Yaygın olan da bu mutasyonlardır.
Ancak birçok virolog, Delta Plus varyantının “endişe verici” kategorisine alınmasını acele bir adım olarak görüyor ve bu varyantın daha bulaşıcı ya da ağır olduğuna dair henüz bir veri bulunmadığını belirtiyor.
Virolog Dr. Gagandeep Kang, “22 numuneye dayanarak endişe verici varyant iddiasını destekleyecek veriler henüz yok. Bunun gerçekten endişe verici varyant olabilmesi için biyolojik ve klinik bilgiler gerekir” diyor.
Daha fazla veri toplanmalı
Bunun için mevcut aşıların oluşturacağı antikorların bu varyantı etkisiz hale getirip getirmediği, bulaşıcılığın daha fazla olup olmadığı ve daha ağır hastalığa yol açıp açmadığı konusunda Hindistan’ın daha fazla veri toplaması gerekiyor.
Dünya çapında virüsle ilgili verilerin paylaşıldığı GISAID veri tabanındaki bilgiler 166 numuneye dayanıyor. Louisiana Devlet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezi’nden virolog Dr. Jeremy Kamil de “bunun orijinal Delta varyantından daha tehlikeli olduğunu düşündürecek pek neden bulunmadığını” belirtiyor.
Dr. Kamil, “Delta Plus varyantı, pandeminin erken dönemlerinde enfekte olmuş kişiler ile aşıya karşı zayıf ya da eksik bağışıklık geliştirmiş kişiler arasında yayılma konusunda biraz daha avantajlı olabilir. Sakin olmak lazım. Hindistan ya da başka bir ülke bu varyantın daha tehlikeli olduğuna dair henüz yeterli veri toplamış veya yayınlamış durumda değil” diyor.
Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’deki CSIR- Genom ve İntegratif Biyoloji Enstitüsü (IGIB) direktörü Dr. Anurag Agarwal ise Delta varyantına ait silsilelerin hepsinin endişe verici varyantlar olduğunu ve Delta Plus varyantının da “endişe verici varyant” kategorisine alınmasında olağan dışı bir durum bulunmadığını söylüyor.
Ancak Agarwal şu an için Delta Plus varyantının halk sağlığı bakımından endişe veya paniğe yol açması için bir neden bulunmadığını da ekliyor.
“Henüz kaygı verici bir durum yok. Dikkatle takip ediyor ve tüm halk sağlığı önlemlerini artırıyoruz.”
Dr. Kamil, Hindistan hükümetinin Delta varyantında olduğu gibi gecikmeli adım atmak yerine erken tepki vermekten yana olduğunu belirtiyor.
Birçok bilim insanı, hükümeti, Nisan ve Mayıs aylarında ikinci dalgaya yol açan Delta varyantını tespit etmede ağır davranmakla eleştirmişti.