CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere muhalefet parti liderleri, HDP’nin İzmir’deki il binasını hedef alan saldırı sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi rakiplerine yönelik sözlerine ve iktidar cephesine tepki gösterdi.
HDP İzmir İl Başkanlığı’nda parti üyesi Deniz Poyraz’ın hayatını kaybetmesine neden olan silahlı saldırı, HDP’ye yönelik kapatma davası girişimi gölgesinde Türkiye’nin kutuplaşmış ve gergin siyasi atmosferine ilişkin tartışmaları alevlendirdi. Geçtiğimiz aylarda basın mensuplarının yanı sıra Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ın başkentte fiziki saldırıya uğraması ve Rize’de İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik provokatif söylemler nedeniyle Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin muhalefeti hedef alan mesajları sorgulanıyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ı telefonla arayarak gelişmeleri değerlendirdi ve başsağlığı mesajını iletti. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın AKP grup konuşmasında CHP ve İyi Parti’yi özellikle hedef alan video gösterimine de dikkat çekerek, Akşener’in Rize’de yaşadığı olay için “Bunlar daha iyi günleriniz” sözlerini gündeme taşıdı. Kılıçdaroğlu, “HDP İzmir il binasına yapılan saldırıyı lanetliyorum. Hayatını kaybeden Deniz Poyraz’a Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum. Bu senaryoyu daha önce yaşadık, bu kez halkımız yutmaz. Uyarıyorum, kimse bu provokasyonlardan medet ummasın! Bakalım bu olaylar ileride hangi videonun konusu olacak. Göreceğiz hep birlikte. HDP camiasına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” mesajını paylaştı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da, TBMM’deki basın toplantısında, Erdoğan’ın siyasetçilere yönelik saldırılar karşısında sergilediği tutuma ilişkin eleştirilerde bulunarak, siyasetçileri hedef alan suçlara teşvik niteliğinde mesajlar verilmesine tepki gösterdi. Altay, “Bugün HDP İzmir il başkanlığına yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Hayatını yitiren parti görevlisine Allah’tan rahmet diliyoruz. Bu tür saldırılara karşı devletin ve güvenlik kuvvetlerinin azami tedbiri alması bir zaruret haline gelmiştir. Siyasetçilerin parti binalarında, sokaklarda, sahalarda can güvenliği kaygısı taşıyor haline gelmesi bu hükümetin ayıplarının belki de en büyüğüdür. Maalesef Türkiye’de eskiden ticaretten para kazanılırdı, şimdi siyasetten para kazanılıyor. Birileri siyasetten para kazanırken, namuslu siyasetçiler için de neredeyse artık can güvenliği tehdidi parti genel başkanları düzeyinden il, ilçe binalarına kadar indi. Genel başkanımıza yapılan linç girişimi, Sayın Akşener’e yapılan Rize saldırısı, –vahim olanı da bu linç girişiminin suçlusu olarak hükümetçe genel başkanımıza ‘Oraya niye gitti’ denmesi, Meral Hanım ile ilgili ‘Az bile yapmışlar’ ifadeleri bu tür saldırıları teşvik eder, tahrik eder. Yani Erdoğan muhalefete yönelik saldırıları teşvik ve tahrik ediyor. Buradan söylüyorum. Bu bir suçtur. Bizim ceza kanunlarımıza göre insanları suça sevk etmek ayrıca bir suçtur” diye konuştu.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da twitter üzerinden yayınladığı mesajında, “HDP İzmir İl Binasına yapılan silahlı saldırıyı şiddetle kınıyor, yaşanan can kaybı nedeniyle başsağlığı diliyorum. Olay tüm yönleriyle aydınlatılmalı, faillere gerekli ceza verilmeli; başta siyasiler olmak üzere herkes şiddeti besleyecek söylem ve davranışlardan vazgeçmelidir” çağrısında bulundu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, HDP Eş Genel Başkanı Sancar’ı arayarak geçmiş olsun ve başsağlığı dileklerini iletti. Babacan, “HDP İzmir İl Binasına düzenlenen saldırıyı şiddetle kınıyorum. Saldırıda katledilen Deniz Poyraz’a Allah’tan rahmet, ailesine baş sağlığı diliyorum. Mevcut siyasal şiddet iklimini önlemek, siyasi partilerin ve siyasetçilerin güvenliğini sağlamak hükümetin sorumluluğundadır” açıklaması yaptı.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Serkan Özcan da, “HDP İzmir İl Örgütüne yapılan saldırı, açık bir provokasyondur. Deniz Poyraz’a Allah’tan rahmet, ailesine ve tüm HDP camiasına başsağlığı diliyorum. Muhalefete ‘Bunlar daha iyi günleriniz’ diye tehditler savurarak, ülkeyi tehlikeli bir toplumsal kutuplaşmanın kucağına iten iktidarı bu dili terketmeye ve önlem almaya davet ediyorum. Bu millet demokrasiden ve hukuk devletinden uzak, 90’lar benzeri bir siyasi iklimi hak etmiyor. Gün siyasal ve toplumsal tüm kesimlerin sorumlu davranma ve demokrasi bilinciyle hareket etme günüdür” tepkisini paylaştı.
Abdülhamit Gül’den olayı aydınlatma sözü
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de twitter üzerinden yayınladığı mesajda saldırıyı kınadı, olayın tüm yönleriyle aydınlatılacağı vaadinde bulundu:
Gül, “İzmir’de HDP il binasına yapılan saldırıyı ve cinayeti lanetliyorum. Provokasyonların hedefi karanlıktır, huzursuzluk ve güvensizliktir. Hukuk bu karanlığa asla geçit vermeyecek, olay tüm yönleriyle aydınlatılacaktır.”
AKP’li Çelik de “provokasyon” değerlendirmesi yaptı
Bu arada AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise, “İzmir’de HDP İl binasında gerçekleşen saldırıyı ve cinayeti lanetliyoruz. Türkiye, huzur ve güvenliğini bozmaya çalışan provokasyonlara asla fırsat vermeyecektir. Güvenlik güçlerimiz ve yargı teşkilatı hadiseyi tüm boyutlarıyla açığa çıkaracaktır. Türkiye terörle mücadelesini ve toplumsal huzuru bozmaya çalışan provokasyonlarla mücadelesini şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla sürdürecek, kamu düzeninin bozulmasına asla müsaade etmeyecektir” açıklamasında bulundu.
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan da, Deniz Poyraz etiketiyle paylaşımında, “HDP İzmir il binasına yapılan menfur saldırıyı kınıyor, başsağlığı diliyorum. Demokratik siyasete, insan hayatına, toplumsal huzura kasteden her türlü şiddetin/eylemin karşısındayız” dedi.
TİHV ve İHD: “Soylu istifa etmeli, hedef gösterici söylemler sona ermeli”
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) ise ortak yazılı açıklamayla İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifa etmesi gerektiğini belirterek, siyasetçilere de hedef gösterici söylemlere son verilmesi çağrısı yaptı.
TİHV ve İHD’nin ortak yazılı açıklamasında “Siyasi iktidar sözcüleri tarafından HDP’ye ve HDP’li siyasetçilere yönelik nefret söylemi çok sık olarak kullanılmaktadır. Bu tarz nefret söylemlerinin etkisiyle HDP binaları sık sık fiziki saldırıya uğramaktadır…Siyasi iktidarın nefret söylemi sadece HDP’ye yönelik olarak gerçekleşmemiştir. Diğer siyasi partilere yönelik de etkisini giderek arttırmaktadır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara Çubuk ilçesinde linç saldırısına maruz kalması, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Rize İkizdere ilçesinde sözlü ve fiziki saldırı teşebbüsüne maruz kalması olayın vahametini göstermektedir” denildi. Bu çerçevede, TİHV ve İHD, iktidar cephesinden ve Ankara’daki gelişmeler noktasında şu taleplerde bulundu:
“1- Öncelikle bu olayın HDP’li hukukçular dahil edilerek etkili bir şekilde soruşturulmasını ve tüm yönleriyle açığa çıkarılmasını talep ediyoruz.
2- Başta HDP olmak üzere muhalif siyasi partilere yönelik siyasi iktidar sözcüleri tarafından kullanılan nefret söyleminin sona ermesini istiyoruz. Nefret söyleminde bulunanlar hakkında etkili soruşturma ve kovuşturma yöntemlerine başvurulmasını istiyoruz.
3- İçişleri Bakanının istifa etmesini, etmez ise azledilmesini istiyoruz. HDP binalarının sahici olarak korunmasını istiyoruz.
4- HDP hakkında açılan kapatma davasının reddedilmesini talep ediyoruz.”
Hüda-Par Genel Başkanı saldırıyı kınadı
Hüda-Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu HDP İzmir İl Teşkilatına yapılan saldırıyı kınadı
Yapıcıoğlu Twitter üzerinden gece saatlerinde yaptığı açıklamada, “HDP İzmir İl binasına yapılan saldırıyı ve işlenen cinayeti kınıyorum. Acılı aileye başsağlığı diliyorum. Olay bütün boyutlarıyla araştırılmalı ve mümkün olabilecek en kısa zamanda kâmil manada aydınlatılmalıdır” ifadelerini kullandı.