HABER İNCELEME | YUSUF DERELİ
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın Ağrı Mollakara’da piyasa değeri 1,2 milyar dolar olan 20 ton altın rezervi tespit edildiğini açıklaması, AKP rejiminin gasp siyasetini yeniden tartışmaya açtı. Zira söz konusu rezerv Koza İpek tarafından yıllar önce zaten tespit edilmişti. İktidar temsilcileri yıllar önce bulunan ve gasp ettikleri rezervi ‘yeni’ gibi sunuyor.
Rejimin ‘çöktüğü’ ilk grup Koza değil. Gasp, AKP hükümeti tarafından parti politikası haline getirildi. Bugüne kadar Boydak, Dumankaya, Naksan gibi onlarca holdingin yanı sıra yüzlerce işyeri, arsa, ev, otomobil hatta insanların kişisel banka hesabı ‘terör’ bahanesiyle gasp edildi.
EYT’lilerin yasal hakları yıllardır verilmiyor. HDP’li belediyelere ‘kayyım’ marifetiyle çöküldü. Deprem için toplanan paraların bile akıbeti belli değil. Yetmedi hukuksuz tutuklamalarla insanların özgürlükleri, hayalleri çalındı. Onlarca insan kaçırıldı, kaybedildi. Hayatlar gasp edildi; cezaevlerinde onlarca insan tedavisi yapılmadığı için can verdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ağrı Diyadin Mollakara Altın Tesisi Temel Atma Töreni’ndeki konuşmasında, Ağrı Mollakara’da Koza Altın tarafından piyasa değeri 1,2 milyar dolar olan 20 ton altın, 2,8 milyon dolar olan 3,5 ton gümüş rezervi tespit edildiğini açıkladı. Sanki rezerv yeni bulunmuş gibi…
AKIN İPEK: ÇÖKMENİN ADI ‘BULDUK’ OLMUŞ!
Halbuki söz konusu rezerv 2011 yılında Koza İpek tarafından keşfedilmişti. Gasp edilen Koza İpek’in eski patronu Akın İpek, Varank’ın açıklamasına sosyal medya hesabından cevap verdi. İpek, “Bu saha, çöktükleri koza Altın’nın 2011 yılında Newmont madencilikten satın aldığı saha. Üretim tesisinin planları dahi hazırdı. Organize suç işlemenin, çökmenin adı; Bulduk olmuş… Sahte belge kullanarak masum insanların varlıklarını ellerinden almak suç. Onlara iftira atmak ayrı suç. Fakat, siz; Para için cinayet işlediniz. Şeytanla anlaşma yapıp, üç kuruşluk dünyaya ruhunuzu satınca, geldiğiniz yer burası… Kadınlara, çocuklara musallat olmuş kavim… Milyonlarca insana; Yaşlı, kadın, çocuk, ‘hayat’ borcunuz var… Bunlar en iyi günleriniz Mustafa.” ifadelerini kullandı.
GASP, PARTİ POLİTİKASI OLDU
Koza İpek, rejimin çöktüğü ilk grup değil! AKP, özellikle 15 Temmuz sonrasında ‘gasp’ etmeyi parti politikası haline getirdi. Onlarca holding, yüzlerce işyeri, evler, arabalar, bankadaki kişisel varlıklar hatta seçilmiş belediye başkanlıkları bile ‘terör’ bahanesiyle gasp edildi.
Seçimle alamadığı belediyeleri, HDP’nin elinden ‘terörle iltisaklı oldukları’ iddiasıyla ‘kayyım’ marifetiyle gasp etti. HDP’nin 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde kazandığı 65 belediyenin 6’sında seçilenlere mazbata verilmedi. Aralarında Diyarbakır, Mardin ve Van’ın da bulunduğu 48 belediyeye ise kayyım atandı.
BOYDAK, NAKSAN, DUMANKAYA…
Özellikle 15 Temmuz sonrası ‘gasp’ mekanizması hızlandı. Aralarında Boydak, Naksan ve Dumankaya gibi Türkiye’nin en prestijli markalarının da bulunduğu onlarca holding, yüzlerce işyeri hiçbir somut delil gösterilmeksizin gasp edildi. Sözde yargılamalarla Cemaat’e yönelik soruşturmalarda yüzlerce insanın mal varlıklarına tedbir konuldu. İnsanların banka hesapları bloke edildi. Sadece geçtiğimiz nisan ayında 377 kişinin mal varlıklarına ‘terör’ bahanesiyle tedbir konuldu.
EYT’LİLERİN HAKLARI VERİLMİYOR
Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri de EYT’liler… Emekli olmak yasal hakları ancak bu hakları da bizzat rejim tarafından ‘ekonomik’ gerekçelerle gasp ediliyor. İnsanların emekli olması engelleniyor. 45-50 yaşındaki insanların emekli olduktan sonra ‘çift dikiş’ maaş alacağını düşünen Erdoğan istemediği için yüzbinlerce vatandaş hakkını alamıyor. Bu arada binlerce AKP’li bürokrat ise 2-3 yerden dolgun maaşlar almaya devam ediyor.
SIRDA KIDEM TAZMİNATI VAR
Hazine’de sıfırı tüketen AKP iktidarı, gözünü işçinin kıdem tazminatına dikti. Hükümet, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) adı altında işçinin kıdem tazminatını fona devretmenin hesabını yapıyor. Mevcut sistemde işçinin kıdem tazminatı, 1 yıl için 30 günlük brüt ücret üzerinden hesaplanıyor ve çalışan işten ayrılırken tazminatını alabiliyor. Ancak hükümetin getirmeyi hazırlandığı sistemde işçinin kıdem tazminatının 11 günü fona devrediliyor. Tepki çeken tasarı şimdilik askıya alındı ancak rejim gözünü işçinin kıdem tazminatına dikmiş durumda.
MAARİF VAKFI’YLA GASP
AKP hükümeti, Hizmet Hareketi’ne ait yurt dışındaki okulları gasp etmek için Maarif Vakfı’nı kurdu. Söz konusu vakfa 3 yılda 1,2 milyar TL kaynak aktarıldığı ortaya çıktı. Rakamı bizzat Vakfın Mütevelli Heyet Başkanı Birol Akgün açıkladı. Hizmet okullarını gasp etmek için ‘örtülü ödenekten’ ne kadar harcandığını ise bilinmiyor. Akgün’ün açıklamalarına göre 3 yılda 19 ülkedeki Hizmet Hareketi’yle iltisaklı 213 okul gasp edilmiş.
CAN DÜNDAR’IN MAL VARLIĞINA EL KONULDU
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gazeteci Can Dündar’a tehditler savurduğu konuşmasında, “Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek öyle bırakmam onu,” diyordu. Ve dediğini yaptı! İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 7 Ekim 2020’de Cumhuriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a ait menkul ve gayrimenkullere el konulmasına karar verdi. Can Dündar’ın suçu, silah taşıyan MİT’e ait TIR’ları haber yapmak; yani gazetecilik!
338 MİLYON LİRA NEDEN DAĞITILMIYOR?
15 Temmuz’da hayatını kaybeden şehitlerin aileleri ile gaziler için 338 milyon lira toplanmıştı. Ancak o para da dağıtılmadı. Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Erdoğan, “Vakfımız aylık 1,000’er lira destek uygulaması başlatmıştır. Bu uygulamayı vakfın kaynakları elverdiği ölçüde devam ettirmeyi kararlaştırdık.” demişti. Bu açıklamaya göre söz konusu 338 milyon TL (3,5 yıllık faizi hariç) toplu halde dağıtılmayacak. 1,000’er TL olarak parça parça ödenecek! 5 yılda ödenen para ise gazi başına 3 bin TL. Yani rejim, şehit yakınları ve gaziler için toplanan paraya bile çökmüş durumda…