2010-2011 futbol sezonunda, şike yapıldığı iddiasıyla başlatılan soruşturmanın ‘‘kumpas’’ olduğu iddiasıyla devam eden davada, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi sanıklara ağır cezalar verdi.
Mahkeme ‘haberleşmenin gizliliğini ihlal’, ‘iftira’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından, dönemin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç’a 2170 yıl, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’ya 1406 yıl, dönemin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Ahmet Kalender’e 588 yıl, meslekten ihraç edilen polis memuru Lokman Yanık’a 161 yıl 8 ay hapis cezası verdi.
İddianamede bir numaralı sanık olan ve 35 yıldan 85 yıla kadar hapsi istenen Fethullah Gülen’le, 35 yıldan 78 yıla kadar hapsi istenen kapatılan Zaman Gazetesi’nin Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’nın dosyaları ayrıldı.
Ali Koç: “Yan aktörlerle de hukuken olmasa da vicdanen hesaplaşacağız; maddi manevi zarar kolay karşılanamaz”
Davaya katılan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, hukuki sürecin henüz tamamlanmadığını söyledi.
Koç “Üzülerek söylüyorum tarihi bir gün. Keşke bugünleri yaşamasaydık. Bir Pazar sabahı başlayan, Fenerbahçe’yi bugüne kadar maddi, manevi çok büyük zararlara uğratan bu davada, çok önemli bir dönüm noktasına geldik. Hukuken süreç tamamlanmadı. Ama cezalar o kadar ağır ki bir şey değişeceğini sanmıyorum. Fenerbahçe’ye yaşatılanlar, milyonlarca taraftarın yaşadıkları, hiçbir hukuki sonuçla karşılanamaz. Bunlar ana aktörler, bir de yan aktörler var. O günlerin rüzgarına göre, medyada köşelerinde şakşaklayanlarla hukuken olmasa da vicdanen hesaplaşacağız. Maddi manevi tahribat, zarar, kolay karşılanabilecek konular değil” dedi.
“Yaşananlardan Türkiye olarak ders aldık mı emin değilim”
İsim vermeden Fenerbahçe’ye yönelik şike davasıyla, Balyoz, Ergenekon ve Odatv gibi davalar arasında bir bütünlük olduğunu söyleyen Koç, Türkiye’nin bu yargılamalar ve sonrasında meydana gelen darbe girişiminden ders alıp almadığından emin olmadığını ifade etti.
Fenerbahçe Kulübü başkanı Koç “Kumpas davası büyük resimde bir bölüm. Kul hakkı yediler, insanlar intihar ettiler, çoluk çocuk okula gidemedi. Başta askeri davalar olmak üzere kurguladıkları, planladıkları, iğrenç emellerine hizmet etmek için, bu ülkeyi yeniden dizayn etmek için, aldıkları güçle, devletin kılcal damarlarına sirayet ederek spor olsun, siyaset olsun, TSK olsun, ülkemize çok büyük zarar verdiler. Biz bunlardan bir tanesiyiz. Allah bugünleri bir daha Türkiye’ye göstermesin. Askerinden, emniyetinden, yargısından pek çok bakanlıklara kadar nasıl müsaade edildiyse ders alınması lazım. Ama dersler alındı mı alınmadı mı emin değilim. Orada yaşananlardan Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak derslerimizi almalıyız. Ne kadar ders aldık emin değilim” dedi.
Avukat Pekin: “Karar açıklandıktan sonra heyet başkanı, şahıslar tarafından tehdit edildiklerini ifade ettiler”
Fenerbahçe Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi avukat Fethi Pekin, mahkeme başkanının dava sürecinde tehdit edildiğini açıkladığını söyledi.
Pekin, “Buruk sevinç bu. Haketmediğimiz bir yerdeydik. Zincirleme iftira ve resmi evrakta sahtecilik yapılmış. Bu tuzak örgüt olarak kurulmuş. Gereken cezaları en ağır şekilde aldılar. Karar açıklandıktan sonra, heyet başkanı ilginç bir konuya değindi. Şahıslar tarafından tehdit edildiklerini ifade etti. Bu tehditlere kulak vermediklerini, vermeyeceklerini ve bunların umurlarında olmadığını söylediler. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve bir hukukçu olarak bu cesur yargı mensuplarını göğsüm kabararak izledim” dedi.
Aziz Yıldırım: “Biz dik durduk, yoksa 100 katı daha fazla olay yaşanacaktı”
Yargıtay 18. Dairesi’nin 28 Haziran 2017’de bozduğu ilk yargılamada 6 yıl 3 yıl hapis cezası alan dönemin Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ise Sözcü gazetesinden Aytunç Erkin’e verdiği röportajda “Kumpas olduğunu kanıtlayan yüce Türk adaleti tarihi bir karar almıştır. Bu vatan hainlerinin aldığı cezaları Türk milleti vermiştir. Bize verilen beraat kararlarının, Yargıtay’da onanmasını bekliyoruz. Kumpasın bir de medya ayağı var. Bizim savcılıkta bekleyen suç duyurularımız var. O dönem FETÖ’yle işbirliği yapan medyanın da soruşturulması gerekiyor. Ben içerideyken duyuyordum, işadamlarını, sanatçıları alacaklardı ve dalga dalga geleceklerdi. Yapamadılar. Çünkü biz dik durduk. Yoksa 100 katı daha fazla olay yaşanacaktı” diye konuştu.
Davanın geçmişi
22 Mayıs 2011 tarihinde Fenerbahçe’nin Türkiye şampiyonu olmasından 40 gün sonra 3 Temmuz günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla başlatılan operasyonda dört farklı günde Fenerbahçe, Sivasspor, Trabzonspor, Beşiktaş, Eskişehirspor, Karabükpor, Gençlerbirliği, İstanbul Büyükşehir Belediyespor’dan yönetici ve sporcular şike iddiasıyla gözaltına alındı.
Savcı Zekeriya Öz’ün başlattığı ve sonrasında Savcı Mehmet Berk’in sürdüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınanlardan aralarında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, asbaşkanlar Şekip Mosturoğlu ve İlhan Ekşioğlu, Sivasspor yöneticisi Ahmet Çelebi, Beşiktaş yöneticisi Serdal Adalı ve Beşiktaş Teknik Direktörü Tayfur Havutçu ve Eskişehirspor Teknik Direktörü Bülent Uygun’un da bulunduğu 31 kişi tutuklanırken 34 kişi serbest bırakıldı.
Mehmet Ekinci’nin başkanlığını yaptığı İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 14 Şubat 2012’de başlayan yargılama, soruşturmanın birinci yıldönümünden bir gün önce 2 Temmuz’da sonuçlandı. 14 sanığı suçlu bulan Mahkeme, Aziz Yıldırım’ı 6 yıl 3 ay, İlhan Ekşioğlu’nu 3 yıl 1 ay 15 gün, Şekip Mosturoğlu’nu 1 yıl 10 ay 10 gün, Serdal Adalı’nı 1 yıl 3 ay, Tayfur Havutçu’yu1 yıl 3 ay Mecnun Odyakmaz’ı 1 yıl 6 ay 22 gün hapse mahkum etti.
7 Ocak 2014’te Temyiz başvurularını görüşen Yargıtay 5. Ceza Dairesi bazı kararları onayıp bazılarını bozsa da ‘‘Özel Yetkili Mahkemeler’’in 6 Mart 2014’te kaldırılmasının ardından yargılama yeniden yapılmaya başlandı.
Bu kez İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan 37 sanıklı yargılama 9 Ekim 2015’te tüm sanıkların beraatine karar verdi. Yargıtay 5. Ceza Dairesi temyiz incelemesini henüz tamamlamadı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin beraat kararı üzerine bugün karar verilen davaya dönüşecek soruşturma kapsamında 19 Nisan 2016’da 38 kişiyi gözaltına aldı. 20 Şubat 2017’de başlayan dava bugün karara bağlandı.
Soruşturmayı başlatan Zekeriya Öz, HSK tarafından 12 Mayıs 2015’te meslekten ihraç edildi. Öz, aynı yılın Ağustos ayında Gürcistan’a gittikten sonra bir daha Türkiye’ye dönmeyerek birçok davada ”kaçak” durumuna düştü.