HABER ANALİZ | HASAN CÜCÜK
Büyük umutlarla yola çıktığımız Euro 2020’de Türk milli takımı evine dönen ilk takım oldu. İtalya maçıyla başlayan yenilgi serimiz Galler ve İsviçre’yle devam etti. Üçte sıfır çektik. Bir gol atıp, kalemizde 8 gol gördük. En iyi üçüncü olma rüyasıyla çıktığımız İsviçre karşısında aldığımız 3-1’lik skorla en kötü dördüncü olduk. Adeta Avrupa Şampiyonasında başa döndük.
İLK SEFERDE DE SIFIR ÇEKMİŞTİK
A Milli Takım’ın 5. Avrupa Şampiyonası serüveni hüsranla bitti. Puansız grup sonuncusu olduk. Benzer durumu Euro 96’da yaşamıştık. Tarihimizde ilk kez katıldığımız turnuvada A Milliler, Danimarka, Portekiz ve Hırvatistan’la aynı gruba düşmüştü. İlk maçımızda puan almaya ramak kala Vlaovic’in golüyle mağlup olmuştuk. İlk maçtan aklımızda kalan şimdilerde milletvekili maaşıyla trollük yapan Alpay Özalan’ın kırmızı kart görmemek için Vlaovic’i düşürmemesi oldu. Portekiz ve Danimarka’ya da yenilen A Milliler, ilk şampiyona deneyiminden sıfır puan ve golle döndü.
25 yıl sonra Euro 2020’de dejavu yaşadık. Grupta oynadığımız üç maçı da kaybettik. Kalemizde 8 gol görüp, bir gol attık. İtalya’dan sonra grubun favorisi gösterilirken, kağıt üzerindeki gücümüzü sahaya yansıtamadık. Turnuvanın açılış maçını yapan takımdık, ilk evine dönen takım da biz olduk.
SON MAÇA İYİ BAŞLAMIŞTIK
Turnuvanın en genç takımıydık. Saha kenarında ise turnuvanın en tecrübeli hocasına sahiptik. İyi yaptığımız hiçbir şey yoktu. Taktik anlayışımız yoktu. Ne savunmada ne hücumda organize olabildik. Sahada liderdik edecek, arkadaşlarını ateşleyecek oyuncumuz yoktu.
İsviçre karşısında bakmayın skorun 3-1 olduğuna, fark daha büyük olabilirdi. Kalemize her geldiklerinde tehlikeli oldular. Maça iyi de başlamıştık. Kaan Ayhan’ın şutunu çıkaran Yann Sommer, hayallerimizi yıktı. İsviçre adına ilk iki maçın en kötülerinden Haris Seferovic, topla ilk buluşmasında topu ağlarımıza gönderdi. Sayemizde özgüven kazandı.
Koca takımda ayakta kalan sadece Mert Müldür vardı. 90 metre sürüp getirdiği topla Sommer engeline takıldı. İki kez daha gollük vuruş yaptı ama Sommer geçit vermedi. Takımda şut atmasını beklediğimiz Hakan Çalhanoğlu kayıpları oynarken, şut atmak da sol bek Mert Müldür’e düştü. İrfan Can, sahadaki varlığını attığı golle hissettirdi.
İSVİÇRE DERS VERDİ
İsviçre bize futbol dersi verdi. İstedikleri zaman vites yükseltip, golü buldular. Her geldiklerinde kalemizde tehlike yaşattılar. Takım oyunu oynadılar. Rodriguez, Akanji, Xhaka, Embolo ve Shaqiri sorumluluk alıp, maçı kopardılar.
Ne defans ne hücum yapabildik. Rakibin üçlü defansının solunda oynayan Rodriguez neredeyse ikinci devre kendi yarı alanına dönmedi. Üçüncü bölgede İsviçre de biz de pres yaptık. İsviçre pres gibi pres biz evlere şenlik pres yaptık. Bir kez bile hücum presinde top kapamadık.
DÜNYA KUPASI TRENİNİ KAÇIRMAYALIM!
En az gol yiyen iki takımdan biriyiz diye övünüyorduk. Kalemizden 8 gol çıkardık. Uğurcan yediğinin en az iki katı gollük topa engel oldu. Premier Lig’li Çağlar ve Serie A’lı Merih gazı kaçmış gazoz gibi defans yaptı. Gol umudumuz Burak Yılmaz evlere şenlik, 10 numaramız Hakan Çalhanoğlu terlemeden turnuvayı tamamladı.
Büyük gazla geldiğimiz Euro 2020’den hezimetle döndük. Umarım Dünya Kupası trenini kaçırmayız. Şenol Güneş’in mutlaka elini masaya vurup, heyecan ve gazı kaçmış oyuncuları yaşına bakmadan kadrodan çıkarması gerekiyor. Hamasetle ancak bu kadar oluyormuş. Rüyadan kabusla uyandık. Ders alabilmek dileğiyle…