YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Önce okuduğuma inanamadım, sonra duyduklarıma da inanamadım, farklı yerlerden birkaç kere dinledim, hükümetin küçük ortağı, eli silahlı bir katil tarafından parti binasında öldürülen Deniz Poyraz için “O bir teröristti” diyor.
Poyraz’ı kast ederek şunları söylüyor: “PKK’nın kırsal kesim sorumlusu, şehirden dağa gitmek isteyen PKK sempatizanlarını terör kamplarına sevk eden halkanın içinde yer alan milis işbirlikçisidir. Milis işbirlikçi köy, kasaba ve şehirlerde yalnız yaşayan sahipsiz gördükleri kişileri terör örgütüne devşirmek için çalışan, örgütün hain eylemlerine yardım ve yataklık yapan terörist demektir.”
Bunu duyan insanların dehşetle olaya tepki göstereceğini düşündüm ama neredeyse kimsede tık yok. Bu sözleri ya anlamıyorlar ya da artık rutine binen yeni bir skandal olarak gördükleri için duyar yorgunu oldular. Bu ülkede yaşayan herkesin nasıl dehşete kapılmadıklarını anlamakta güçlük çekiyorum. Yargı ‘siyasetin köpeği’ haline gelmiş olmasına rağmen hükümetin ortağı MHP genel başkanını tatmin etmiyor.
Artık kâğıt üzerinde kalmış olsa bile adliyeyi ve yargılanmayı hepten kaldırdığını resmen ilan ediyor ancak insanlar hiçbir şey yokmuş gibi yapmaya devam ediyorlar.
Devlet Bahçeli’nin açıklamasını duyan savcı ve hakimlerin Deniz Poyraz’ı öldüren katile hak ettiği cezayı verme ihtimali var mıdır? Hele günümüz Türkiye’sinde böyle bir şey kesinlikle mümkün değildir.
Ama asıl vahim olan şey, artık Türkiye’de yaşayan herkes bir suçlu ve herkes infaz edilmeyi bekleyen bir kurban durumundadır. Kimin kimi terörist ilan edeceği ve kafasında verdiği hükmün infazını gerçekleştireceği belli değildir.
Deniz Poyraz gerçekten Devlet Bahçeli’nin söylediği gibi birisiyse ve bu hükümetin küçük ortağı tarafından biliniyorsa emniyet neden bugüne kadar gereğini yapmamış, savcılar neden harekete geçerek yargı önüne çıkarmamış, PKK’ya insan devşirmenin önüne neden geçilmemiştir?
Hiç kimse bir başkasını kendi kafasında yargılayıp bu yargılamanın infazını gerçekleştiremez, gerçekleştiriyorsa artık ortada devlet diye bir şey kalmamış demektir.
Deniz Poyraz veya ülkedeki herhangi bir vatandaş bir suç işliyorsa bunun muhatabı eline silah alan bir eşkıya değildir.
Bahçeli’nin sözleri arasına sıkıştırdığı “vay efendim bu cinayet mutlaka aydınlatılmalı” gibi sade suya tirit cümlelerin hiçbir önemi yoktur çünkü maktulü koyduğu yerde katili kimse cezalandırmaya kalkmaz.
15 Temmuz rejimi kanunsuz ceza uygulamasını başlatmıştı, yani yasalara göre kurulmuş bir bankaya para yatırmak, bir derneğe üye olmak ya da bir gazeteyi okuyor olmak suçlu ilan edilip mahkum edilmeye yetiyordu, Bahçeli bu konuyu bir tık öteye götürüp yargılanmamış, hakkında karar verilmemiş insanları infaz etmenin yolunu açıyor. Bundan sonra herkes birisini terörist ilan edip cezasını verebilir.
Deniz Poyraz kamuoyu için, çalıştığı iş yerinde zeytin ekmekle kahvaltı yapmaya hazırlanırken bir katil tarafından öldürülmüş masum bir kadındır. Bırakın adil bir mahkemede sizin mahkemelerinizde bile yargılanmamış ve hakkında bir hüküm verilmemiştir.
Bu sözleri başka birisi mesela Ümit Özdağ söylese yine telin edilesi cümlelerdir ama siyaseten söylediği anlaşılabilir. Ancak bizzat icranın içinde, elinde güç olan, hükümet edene tesir eden bir ortak tarafından dillendirilmesi Türkiye’nin nasıl bir karanlık içine hapsolduğunun fotoğrafıdır.
Bu ülkenin bir vatandaşının size emanet edilmiş canını koruyamayan, korumadığı gibi, katile hak veren bir iktidar Türkiye’deki herkesin can emniyetini açıkça tehdit ediyor demektir.
Başkası için hak, adalet, kanun gibi şeyler umurunuzda değilse bile kendinizin ve çocuklarınızın can emniyeti için bu canilere dur demek zorundasınız.
Kaynak: Tr724