Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Aerobik Cimnastik Dünya Şampiyonası’nda altın madalya kazanan Ayşe Begüm Onbaşı, kadınlar kategorisinde dünya şampiyonu olan ilk milli sporcu oldu. Ayşe Begüm, “Kesinlikle olimpiyata katılıp ülkemi temsil etmek istiyorum. Çünkü bir sporcunun ulaşabileceği en yüksek mertebe, en yüksek yarışma olimpiyat. Orada altın madalya kazanmak en büyük hedefim ve hayali bence bir sporcunun. Benim de hedefim ve hayalim bu. Dünya şampiyonluğundan sonra pek de zor, hayal gözükmüyor bence” dedi.
19 yaşındaki milli sporcu Ayşe Begüm Onbaşı, “Öncelikle çok mutluyuz ve gururluyuz. Çünkü uzun bir süreçti bu zamana gelmek, dünya şampiyonasına katılmak. Hedefimiz altın madalya almaktı ve birinci olduğumuz için gerçekten çok mutluyuz. Meşakkatli bir yolumuz vardı. 8-9 saatlik antrenmanlardan tutun, beslenmedeki kısıtlamalara kadar. Bu süreci başarıyla atlatıp verdiğimiz emeklerin karşılığını aldığımız için mutluluk duyuyoruz. Bunun haricinde söyleyebileceğim bir şey yok çünkü mutluluktan başka bir şey hissetmiyorum. Madalyayı boynuma taktığımdan beri mutluyum, gülerek etrafıma bakıyorum” ifadelerini kullandı.
“Desteklenmek motivasyonumuzu artırıyor”
Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen’in final müsabakasını izlemeye geldiğini vurgulayan milli sporcu, “Antrenörümle beraber çok duygusal zamanlar geçirdik. O kadar çok çalıştık, o kadar çok çaba sarf ettik ki orada karşılığını görebilmek bizi çok mutlu etti. Not zaten açıklandı birinci olduğum ilan edildi arka tarafta birazcık bağırış, çığırış, sevinç çığlıkları çok mutlu olduk gerçekten. Takım arkadaşlarımın burada desteğini pas geçemem. Emir Erışık ve Erkut Ergin, onlar da bana çok büyük destek oldular. Teke girerken, tekten çıkarken sürekli olarak yanımda olduklarını hissettirdiler. O anı bizlerle birlikte federasyon başkanımız Suat Çelen paylaştı. Final günü Bakü’ye gelip bizzat kendisi izledi. Bu durumda bizi ekstradan mutlu etti, ekstradan motivasyon sağladı. Desteklenmek hem bizi mutlu ediyor, hem de motivasyonumuzu artırıyor. Bundan dolayı da çok mutluyuz” diye konuştu.
“Spora üç yaşında başladım”
Dünya şampiyonu Ayşe Begüm Onbaşı, ailenin öneminin altını çizerek, şunları kaydetti:
“Ailem kesinlikle en büyük destekçim. Ben 3 yaşında spora başladım, onların yönlendirmeleriyle başladım. Daha sonra İspanyol bale öğretmenim Maria’nın beni keşfetmesi üzerine cimnastiğe yönlendirmesi ve ailemin de beni desteklemesi üzerine benim spor kariyerim başladı. Onlar beni desteklemeseydi muhtemelen bunları konuşmuyor olurduk diye düşünüyorum.”
“14 sene boyunca 50 kilometrelik yolu gidip geldim”
Başarıyı yakalama sürecinin çok meşakkatli olduğunu belirten Ayşe Begüm, sözlerini şöyle sürdürdü: “Akhisar’dan Manisa’ya 50 kilometrelik bir yol düşünün ve o yolu her gün gidip geldiğinizi düşünün. 14 sene boyunca ben bunu yaşadım. 14 senedir de gidip geliyorum aslında. Benim için uzun bir süreçti. İlk önce bale yaptım, sonra artistik cimnastiğe geçiş yaptım. Oradan aerobik cimnastiğe geçiş yaptım. Uluslararası turnuvalara katılmadan önce birçok Türkiye’de yarışmalarda kendimizi denedik ve sonra uluslararası arenaya çıktık. Katıldığımız ilk uluslararası arenada altın madalya kazanınca aslında ben birazcık daha bu sporu profesyonel anlamda yapmam gerektiğine inandım. Bu şekilde bir kariyer planlaması hedefledim. Şimdi çok profesyonel konuşuyorum ama 12 yaşındaydım bunları yaşarken. Daha sonrasında bu anlamda hem hedefler koymaya hem de başarılar için daha çok çalışmaya, azim göstermeye başladık diyebilirim. Tabii bir ekip çalışması kesinlikle yadsınamaz.”
“Ekonomik olarak ilk kazancım hala duruyor”
Milli cimnastikçi başarılı olduğu için çok mutlu olduğunu dile getirerek, “Ekonomik olarak ilk kazancımı yatırım olarak değerlendirdim şu anda hala duruyor. Annemle babama güzel, ufak hediyeler almıştım. Çünkü gerçekten ilk destekçilerim onlar. Onun haricinde babaannem, dedem çok büyük destekçim oldu. Ben Akhisar’dan Manisa’ya gidip geleyim diye bütün aile seferber oldu. Annem ve babam çalışırken, babaannem ile dedem götürüyordu, onların gelemediği zamanlarda babam alıyordu götürüyordu. Böyle bir süreçten geçtik. Bugün burada olduğum için, bu başarıya ulaştığım için gerçekten çok mutluyum” dedi.
“Yaşlı bir nene de olsam spora devam edeceğim”
Hayatından eksik olamayacak şeyin sorulması üzerine milli sporcu, “Kesinlikle spor, cimnastik. 3 yaşından beri sporun içerisindeyim. Doğduğum zamandan beri bu işi yapıyorum. Yapmayı bildiğim tek iş bu diyebilirim. Ondan dolayı spor, cimnastik kesinlikle hayatımdan çıkmayacak. Yaşlı bir nene de olsam elimde baston da olsa spor yapmaya devam edeceğim” diye yanıt verdi.
“Akhisar’den çıkıp bir kız Güney Kore’de şampiyon oluyor”
Güney Kore’de 2016 yılında düzenlenen 14’üncü Dünya Aerobik Jimnastik Şampiyonası’nda 15-17 yaş kategorisinde altın madalya kazandığını hatırlatan milli sporcu Ayşe Begüm Onbaşı, “2016 yılında ilk dünya şampiyonluğunu aldığımız zaman aslında sosyal medyanın çok büyük ilgisini çekti. Çünkü Akhisar’dan bir kız çıktı gitti Güney Kore’de şampiyon oldu geldi. O süreçte 10 günlük bir gecikmeyle Türkiye’nin haberi oldu benim şampiyonluğumdan. Medyanın çok dikkatini çekti bu şampiyonluk. Bir kız çocuğu olarak şampiyon olmam herkesin dikkatini çekti. Tabii yakın çevremde ailemde, arkadaşlarımda bir değişiklik olmadı. Çünkü bunu zaten bizzat geri döndüğümde ben söyledim. ‘Lütfen bana farklı davranmayın ben aynı Ayşe Begüm’üm hiçbir şey değişmedi’ dedim. Zaten yarışmadan döndük, döner dönmez diğer yarışma için çalışmalara başladık. Hiç o dünya şampiyonluğu rehavetine kapılıp antrenmanları aksatmadık. 2 gün tatil yapıp, diğer yarışmaya hazırlandık. Zaten 3 hafta sonra da okul oyunlarına katılmıştık o dönemde. Bir sporcunun ya da herhangi bir işi yapan kişinin yaptığı işin takdir edildiğini görmesi en büyük mutluluk verici olay” şeklinde konuştu.
En yakın Avrupa şampiyonasında yarışacağını ifade eden milli sporcu, sözlerini şöyle tamamladı: “Yine teklerde ve çiftlerde Emir’le beraber bu yarışmaya katılacağız. Elimizden gelenin en iyisini gösterip, ben Türk kadınının, Emir Türk erkeğinin gücünü orada gösterip, kendimiz için mücadele edeceğiz, elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Tabii ki de hedefimiz altın madalya, İstiklal Marşımızı okutmak.”