İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Kanal İstanbul projesiyle ilgili olarak, “O ucube kanalı yapmalarına izin vermeyeceğiz. Bu proje İstanbul’a yeni bir ihanettir” ifadelerini kullandı.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Çevre bizim işimiz” sözünü hatırlatarak, “Yani bir konuda bu benim işim dediği anda ben titremeye başlıyorum. Tansiyonum düşüyor. Nasıl bir endişe duyuyorum, nasıl bir endişe duyuyorum anlatamam size” dedi. “Şayet Erdoğan’ın çevreciliği de ekonomistliği gibiyse milletçe büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. Allah sonumuzu hayır eylesin” diyen Akşener, Marmara Denizi’ni istila eden müsilaj (deniz salyası) ile ilgili iktidara çözüm önerilerinde bulundu.
Akşener, “Atılacak adımlar için iktidara buradan çağrıda bulunmak istiyorum” diyerek şunları kaydetti:
“Marmara Denizi’ne dökülen atık suların bir kısmı değil tamamının ileri biyolojik arıtmadan geçmesi gerekiyor. Bunun için merkezi yönetim olarak yerel yönetimleri destekleyin. Mevcut arıtma tesislerini bir an önce ileri biyolojik arıtma tesislerine gidin, gerekirse kamulaştırmaya gidin. Gübre kimyasal ve ilaç kullanımının azaltılmasını sağlayın. Marmara Denizi’ne atık su döken nüfusu 5 binden fazla olan yerleşimlerde hızla biyolojik arıtma tesisleri kurun.”
Öte yandan Akşener, Erdoğan’ın “İnadına yapacağız” dediği Kanal İstanbul projesine de değinerek, “Ant olsun bu ihanete geçit vermeyeceğiz. Marmara ölürken deprem tehdidi ortadayken o ihale kenelerinizin daha fazla semirmesine müsaade etmeyeceğiz. Bu proje İstanbul’a yapılan yeni bir ihanettir. Bu proje milletimizin kutlu iradesine yapılan saygısızlıktır. Bu bir proje değil düpedüz soygun planıdır” dedi.
https://www.youtube.com/watch?v=XJNRHYnu5so
“Buradan o ranta göz diken bu soyguna ortak olmaya heveslenen yerli ve yabancı her kim varsa onlara seslenmek istiyorum” diyen Akşener, “Boşuna heveslenmeyin bu devran dönüyor, ilk seçimde bu iktidar gidiyor bu saray sefası bitiyor. Şimdiden uyarıyorum o kutlu gün geldiğinde bir kuruş bile alamazsınız. Sayın Erdoğan ve AK parti iktidarına güvenip de sakın ola bu vicdansızlığa, hukuksuzluğa ortak olmayın. Sonra çok üzülürsünüz. Buradan açıkça net bir şekilde söylüyorum bir kuruş alamayacaksınız, ödemeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
İyi Parti lideri, bu haftaki grup toplantısına Rize İkizdereli Ayşe Albayrak’ı çıkardı. Albayrak, Cengiz İnşaat tarafından yapılan İyidere Lojistik Liman inşaatı için açılmak istenen Cevizlik taş ocağı projesine yönelik tepkilerini İyi Parti’nin kürsüsünden dile getirdi. İşte Albayrak’ın konuşması:
Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Sakın Erdoğan’ın yerlilik ve millilik nutuklarına aldanmayın.”
“Milletimiz yetkiyi bize verdiğinde cenabı hak bize bu görevi nasip ettiğinde elbette çiftçimiz de esnafımız da işsiz gencimiz de ekonomide olduğu gibi yerel basının da dertlerini çözmek bize nasip olacak.”
“Vatan toprağını kupon arazi gören bir zihniyet…”
“Bir taraf aç bir taraf beş maaş. Şirketi fesih edersem ben nasıl geçineceğim diyor arkadaş. Oto sanayiine çağırdılar 84 yaşındaki Naci Abimiz anlattı. ‘Biz çok zordayız.’ Dükkânlarını oradan çıkarıp bir başka yere götürme kararı aldı belediye. Diyor ki ‘Bizim dükkânların bulunduğu yer kupon arazi. Bize verilen bir rakam var bunu böyle sayıyorlar diyor, çok daha yeri kıymetli, biz diyelim ki yeni dükkânların orayı diyor, içini kendimiz yaptırmamız gerekiyor diyor, ayrıyeten de 100 bin lira para ödememiz gerekiyor’ diyor. Böyle bir şey olabilir mi! Vatan toprağını kupon arazi gören bir zihniyetin oto sanayiinde evini geçindirmeye çalışan insanların ne yapacağına hiç bakmadan oradaki kupon araziyi değerlendirme mantığıdır. Böyle bir zihniyet olamaz. Sayın Erdoğan sen kafanı kuma gömmekte ısrar etsen de bunların hepsi gerçek. Allah’ın izniyle ilk sandıkta seni gönderip hepsiyle biz ilgileneceğiz, biz.
“Bu insanları daha ne kadar duymazlıktan geleceksin Sayın Erdoğan?”
Ama bu sırada sen sarayında sefa sürerken milletimizin feryadı her geçen gün artıyor. Zor şartlarda devletlerini yanlarında görmek istiyorlar. Türk milletinin anlayışı iktidarı devlet olarak gördüğü için iktidarın yaptığı tüm alengirli işleri, tüm o insanları perperişan yalnız bırakmaları devletin yalnız bıraktığı şeklinde görüyorlar, aynı anda devlet dediğimiz o anlayış da yerle bir oluyor. Ama bunların seslerini duyan yok. Bu insanları daha ne kadar duymazlıktan geleceksin Sayın Erdoğan? Milletimizin çilesine daha ne kadar seyirci kalacaksın?”
Akşener’den önceki dönem İBB yönetiminde yapılan yolsuzluk için çağrı: Onurlu savcı ve hâkimleri göreve çağırıyoruz
“İBB’de geçmiş dönemde yaşanan AK parti için küçük milletimiz için ise oldukça büyük bir yolsuzluktan bahsetmek istiyorum . Vatan Caddesi’nde belediyeye ait olan bir yeşil alan bir firmaya 25 milyon liraya satılıyor. Ardından bir düzenleme ile bu alan imara açılıyor. böylece fiyatı katlanıyor. Bir süre sonra aynı arsayı aynı belediye 430 milyon liraya geri alıyor. Böyle bir şey, mantık, akıl, yürek neresi alır bunu! Bu rezaletle milletin belediyesi yani milletin bizzat kendisi 405 milyon lira zarara uğruyor. O para da o firmanın cebine giriyor. Aynı arsa yeni bir kararla yeniden yeşil alan oluyor ve bugünkü piyasa fiyatına göre fiyatı 90 milyon lira oluyor. Milletin hazinesine düşmüş şu arsızlığa bakar mısınız. Millet İttifakı’nın büyükşehir belediyesi suç duyurusunda bulundu. Şimdi söz yargının. Milletin hakkını hukukunu savunacak, bu yolsuzluğun hesabını soracak onurlu savcı ve hâkimleri göreve çağırıyoruz.”
Akşener’den Çevre Bakanı Kurum’a sert müsilaj tepkisi!
“Seni oraya koltuk boş kalmasın diye mi oturttular. Seni oraya sağa sola git fotoğraf çektir bir de üstüne maaş al diye mi oturttular? Senin işin bu değil mi? 8 ay önce bambaşka açıklamalarla sorunu görmezden geldiniz bakanlık olarak bugün sırf Sayın Erdoğan parmağını şıklattı diye acil eylem planı hazırlama yarışına girdiniz. Bir de hala utanmadan işinizi yaptığınızı iddia ediyorsunuz. Böyle bir devlet yönetimi olur mu? Ayıptır günahtır.”
İktidara Marmara Denizi için çözüm önerileri
“Marmara Denizi’ni kurutma ihtimali olan bu belaya karşı ne yapılması gerektiğine dair çalıştık. Öncelikle bu sorunun öncelikle yerel yönetimlerin yükü olmadığının bilinmesi gerekiyor. Bakanlık zor zahmet de olsa büyükşehir belediyelerimizi de dahil ettiği bir süreç başlattı. Bunun devamında atılacak adımlar için de iktidara buradan çağrıda bulunmak istiyorum; Marmara Denizi’ne dökülen atık suların bir kısmı değil tamamının ileri biyolojik arıtmadan geçmesi gerekiyor. Bunun için merkezi yönetim olarak yerel yönetimleri destekleyin. Mevcut arıtma tesislerini bir an önce ileri biyolojik arıtma tesislerine gidin, gerekirse kamulaştırmaya gidin. Gübre kimyasal ve ilaç kullanımının azaltılmasını sağlayın. Marmara Denizi’ne atık su döken nüfusu 5 binden fazla olan yerleşimlerde hızla biyolojik arıtma tesisleri kurun. “
“Erdoğan’ın çevreciliği de ekonomistliği gibiyse milletçe büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız”
“Aziz milletin sayın Erdoğan’ın ekonomi bizim işimiz dediğinde başımıza gelenler ortada. Yani bir konuda bu benim işim dediği anda ben titremeye başlıyorum. Tansiyonum düşüyor. Şimdi de çıktı çevre bizim işimiz dedi. Nasıl bir endişe duyuyorum, nasıl bir endişe duyuyorum anlatamam size. Şayet Erdoğan’ın çevreciliği de ekonomistliği gibiyse milletçe büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. Allah sonumuzu hayır eylesin.”
“Salda Gölü’ne beton dökenlerin yol kenarın ‘Ağaç diktik’ ya diye kendilerini savunmalarını kabul edemeyiz”
“Salda Gölü’ne beton dökenlerin yol kenarın ağaç diktik ya diye kendilerini savunmalarını kabul edemeyiz. Kaz Dağları’nı yamalatanların bizi millet bahçeleriyle uyutmaya çalışmalarına sessiz aklamayız. çevre bizim işimiz diyen büyük Rizeli iflah olmaz rant sevdalısı için Rize’deki doğa kıyımına göz yummasına görmezden gelemeyiz. Sessiz kalmayacağız, kabul etmeyeceğiz. Memleketin cennet doğası için mücadeleye devam edeceğiz.”
Akşener: O ranta göz dikenlere sesleniyorum; bu hukuksuzluğa, bu vicdansızlığa ortak olmayın, sonradan çok üzülürsünüz
“Belli ki iktidardakiler bu milletin ekmeğine, aşına, içtiği suya yani hayatına kasetmişler. Belli ki milletin umutlarını söndürmeye yemin etmişler. Ama ant olsun bu ihanete geçit vermeyeceğiz. Marmara ölürken deprem tehdidi ortadayken o ihale kenelerinizin daha fazla semirmesine müsaade etmeyeceğiz. Bilim tüm uyarılarına, ekonomistlerin ikazlarına rağmen İstanbullu açıkça istemiyorum derken kime ne söz verdilerse inatla ve ısrarla yapacağız dedikleri o ucube kanalı yapmalarına, Marmara’yı İstanbul’u ölüme terk etmelerine izin vermeyeceğiz. Bu proje İstanbul’a yapılan yeni bir ihanettir. Bu proje milletimizin kutlu iradesine yapılan saygısızlıktır. Bu bir proje değil düpedüz soygun planıdır. Buradan o ranta göz diken bu soyguna ortak olmaya heveslenen yerli ve yabancı her kim varsa onlara seslenmek istiyorum; boşuna heveslenmeyin bu devran dönüyor, ilk seçimde bu iktidar gidiyor bu saray sefası bitiyor. Şimdiden uyarıyorum o kutlu gün geldiğinde bir kuruş bile alamazsınız. Sayın Erdoğan ve AK parti iktidarına güvenip de sakın ola bu vicdansızlığa, hukuksuzluğa ortak olmayın. Sonra çok üzülürsünüz. Buradan açıkça net bir şekilde söylüyorum bir kuruş alamayacaksınız, ödemeyeceğiz.”