Ekonomik analiz kuruluşu Oxford Economics’in Mali İtibar Endeksi’nde Türkiye; Mısır, Uruguay, Güney Afrika ve Malezya’nın akabinde sondan 5’inci sırada yer aldı.
Türkiye’nin aynı ligde yer aldığı gelişmekte olan ülkeler arasındaki mali itibarı da azaldı.
Türkiye’nin Oxford Economics’in Mali İtibar Endeksi’nde gelişen ekonomiler arasında sondan 4’inci sırada yer almasının bütçe açığını daha da artıracağını belirten iktisatçı Murat Kubilay, endeksteki irtifa kaybının süreceğini söyledi.
Kubilay, “Ötesi kamu borcunun yüzde 57’sinin döviz ve altın cinsi olması sebebiyle döviz kurundaki artışlarla kamu borcunun gayri safi yurtiçi hasılaya oranı biraz daha kötüleşecek. Hâliyle mali disiplinden uzaklaşıldığı için daha yavaş da olsa mali itibar daha da kaybedilecek.” dedi.
“KAMU BANKALARI DA AÇIĞA ORTAK OLDU”
Finansal istikrarın bozulmasıyla mali itibarın da inişe geçtiğine dikkati çeken Kubilay, şunları söyledi: “Finansal istikrarın bozulması ve döviz borçlu şirketlerin kambiyo zararları neticesinde maliye politikasının alanı genişletildi. Dış yatırımların durması ve kamuda yabancı talebinin olduğu şirketlerin azalması sebebiyle ekonomi etki gücünü kaybetti.”
“Neticesinde Hazine ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın döviz açığı büyüdü ve 2020’de kamu bankaları da bu açığa ortak oldu.” diyen Kubilay, Sözcü’ye verdiği mülakatta, “İktisadi aktivitenin salgın şokuyla zayıflaması da vergi gelirlerinin beklenenin altında kalmasıyla sonuçlandı. Diğer taraftan 2017 öncesinde mali hedeflerin tutturulması Türkiye’nin mali repütasyonunun hâlâ geçer not almasını sağlıyor.”
MALİ DİSİPLİNDE BOZULMA VAR
Uluslararası Para Fonu (IMF) verileriyle gelişmekte olan ve öncü piyasaları kapsayan 64 ülkenin 10 yıllık mali disiplinlerinin mercek altına alındığı Mali İtibar Endeksi’nde Türkiye 10 üzerinden 5,5 puan alarak, Rusya, Sırbistan, Hırvatistan, Şili, Hindistan Kolombiya ve Brezilya gibi ülkelerin gerisinde kaldı.
Yapılan değerlendirmede Türkiye’nin son birkaç yılda mali disiplininin bozulduğuna dikkati çekilen raporda, şu tespite yer verildi: “Türkiye örneği, tanımsal farklılıkların önemini vurgulamaktadır. IMF açığı tanımı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın kâr transferlerini, merkezi yönetim varlıklarının satışından elde edilen gelirleri ve Ziraat Bankası’ndan yapılan temettü ödemelerini kapsamamaktadır.”