Öldürülen Kürt işadamı Behçet Cantürk’ün avukatı Mehmet Celal Baykara, Sedat Peker’in açıklamaları ile yeniden gündeme gelen 1990’lı yıllardaki cinayetlerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Sedat Peker’in Kürt iş adamlarının öldürülmesiyle ilgili açıklamaları ve faili meçhul cinayetlerle ilgili Mehmet Ağar ile Korkut Eken’in yargılandığı davadaki beraat kararının bozulmasının ardından gözler, 1990’larda yaşanan faili meçhul cinayetlere çevrildi. Öldürülen Kürt iş adamı Behçet Cantürk’ün avukatı Mehmet Celal Baykara, Peker’in açıklamalarını, davayla ilgili verilen beraat kararının bozulması ve bundan sonraki süreçte neler yapacaklarını anlattı.
Independent Türkçe’ye konuşan avukat Mehmet Celal Baykara, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 7 yıl önce 19 sanık hakkında verdiği beraat kararının Ankara Bölge İdare 1. Ceza Dairesi’nce 5 Nisan 2021 tarihinde bozulduğunu hatırlattı. Dava sürecinin kötü geçtiğini ve delillerin karartıldığını ifade eden Baykara, şunları söyledi:
“Usül olarak eksiklikler vardı, deliller karartıldı”
“Son alınan karar beklediğimiz bir karardı. Davanın esasına girmeden usulüyle ilgili söylüyorum. Davanın esasıyla ilgili bu dava bozuldu, tekrar mahkemede görülecek. Ben bir şeylerin değişeceğine inanmıyorum. Nedeni, davanın açılmasıyla ilgili sürekli kaynak gösterdiğimiz, dilekçe verdiğimiz, savcılarla görüştüğümüz, ikazda bulunduğumuz ve hatta bazı gazeteci arkadaşların yardımıyla haber haline getirdiğimiz süreçte bunlar bütün delilleri yok ettiler. Tanıkların bazıları öldü, 30 yılı aşan bir süreç geçti aradan. Bizim, zamanında delil olarak göstermek istediğimiz birçok şeye ulaşamadık. Özellikle Behçet bey’in ofisten eve giderken telefon görüşme kayıtlarını talep ettik ama elde edemedik.
“Tanıklar ve sanıklar bir araya getirilmedi”
2015’te ağır cezada açılan davadaki süreç o kadar kötü geçti ki usül olarak bir sürü eksik var. Tanıkları, sanıkları bir araya getirmediler. Bizim avukatlar olarak sormak istediğimiz sorular varken, bize duruşma günü bildirilmeden tanığın ifadesi alınıyor. Amaç bizi engellemekti.
Bu davanın esasına girmeden de usül olarak bozulması gereken bir davaydı. Salonda kavga çıktı. Avukatlara saldırdılar. Sanıkların gelmediği bir dava nasıl çözülür ki.
“Çarkın’ı savunmak zorunda kaldık, tüm sanıklar tutuklanmalı”
İlk duruşma da tek tutuklu sanık olan Ayhan Çarkın’ı savunmak zorunda kaldım. Mahkemeye şunu söyledim; ifadelerine inandıysanız neden tutuklu değil, tutukluysa ifadeleri neden doğru değil. Dolayısıyla duruşma çok kötü yönetildi. Ne talepte bulunsak savcı bunu reddetti. Duruşma bu noktalara geldi.”
Behçet Cantürk’ün avukatı Mehmet Baykara, yeniden görülecek dava sürecinde ilk taleplerinin Mehmet Ağar ve diğer sanıkların tutuklanması olacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Bazı cinayetler, İsrail’den getirilen silahlarla işlenmiş”
“Bu eksikliklere rağmen yeni süreçte bu eksikliklerin giderilmesini umuyoruz. Sanıkların tutuklanması şart. Çünkü adam dışarıda elini kolunu sallayarak hayatına devam ederken 5 tane müebbet versen ne olacak ki? Ne itiraf eder, ne de kimin yaptığına dair bir ifade verir. Ama tutuklanmalar olursa en azından o sanıklar şayet yapmadıysa; ben yapmadım bu yaptı diyerek bir itirafta bulunur. Bozulan karara rağmen bizim mahkemede ilk talebimiz sanıkların tutuklanması olacak. Çünkü başka türlü ortada delil yok. O kadar profesyonelce yapılmış ki, olan delilleri yok ettiler. Örneğin şöyle delil var; Mehmet Ağar döneminde İsrail’den ithal edilen silahlar emniyete dağıtılmış. Bazı maktullerin cinayeti o silahlarla işlenmiş. Ama silahlar ortada yok. Özellikle bu cinayet davalarında esas olan kanıttır. Mahkemede gerekçeler üzerinden gideceğiz. Öncelikli talebimiz bu sanıkların tutuklanması olacak.”
“Sedat Peker, ayanı beyan ediyor”
Sedat Peker’in videosuyla beraat kararının bozulma kararının aynı güne gelmesini “tamamen bir tesadüftür” diye değerlendiren Baykara, “Sedat Peker’in açıklamalarıyla ilgili söyleyeceğim tek şey şudur; Ayanı beyan ediyor. Anlattığı şeyler birçok kesim tarafından bilinen şeyler aslında. Behçet Cantürk’le ilgili yaptığı açıklamalar tamamen deli saçması. Herkes biliyor ki Behçet bey bu yüzden ölmedi. Tansu Çiller’in listesinde yer alan bir isimdi. O dönemde Kürt iş adamlarına yönelik yapılan bir plandı. Sadece iş adamları değil mesleğini eline almış birçok Kürt insan piyasadan silindi. O dönemde Kürdüm dediğin an şansın kalmıyordu.”
Cantürk Ailesi’nden Sedat Peker açıklaması
Behçet Cantürk’ün kızı Ğezal Cantürk ve yeğeni Reşit Cantürk de önceki gün yaptığı yazılı açıklamada, beraat kararının bozulmasını ve Sedat Peker’in açıklamalarını şöyle değerlendirmişti:
“Kamuoyunda ‘Kürt iş adamlarına yönelik faili meçhul cinayetler’ olarak bilinen ve Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2014/163 esas ile görülen dava tüm sanıklar bakımından beraat ile sonuçlanmıştı. Faili meçhul cinayet ile katledilen Behçet Cantürk cinayetine katılan sanıklardan Mehmet Kemal Ağar, İbrahim Şahin, Mehmet Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ziya Bandırmaloğlu, Ayhan Akça, Seyfettin Lap, Abbas Semih Sueri, Nurettin Güven ve Muhsin Koman ile ilgili verilen beraat kararları, müdahillerin istinaf talebi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinde görülmüş ve 05.04.2021 tarih ve 2020/970 Esas ile 2021/915 ile kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bu karar doğrultusunda dosyanın hükmü veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Söz konusu video da yer altı dünyasının bilinen isimlerinden olan Sedat Peker, maktul Behçet Cantürk ile ilgili uyuşturucu baronu nitelemesinde bulunmaktadır. Bu tamamen iftira olup, bilgisizliğe dayalı bir nitelemedir. Maktul Behçet Cantürk’ün uyuşturucu ticareti ya da imalatı ile ilgili hiçbir ilişkisi, hiçbir faaliyeti olmadığı gibi bu konuda hiçbir sabıkası bulunmamaktadır. Ayrıca bu video ile bozma kararının tebliğe çıkarıldığı aynı güne denk gelmesi ile ilgili toplumda sanki Sedat Peker’in açıklamasına istinaden bozma kararı verilmiş gibi yeni bir algı oluşturulmak istenmektedir. Oysa bozma kararı 05.04.2021 tarihinde verilmiştir. Bu davaların sonuna kadar ve neye mal olursa takipçisi olacağız. Kamuoyunun bilgisine saygı ile duyurulur…”
Dava süreci nasıl gelişti?
1993-96 yılları arasında işlenen cinayetlerle ilgili 19 kişiye ilişkin ilk soruşturma 2011 yılında başlatıldı. 20 Eylül 2013 tarihinde zamanaşımı riskinden dolayı Ankara Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın cinayetiyle ilgili iddianame düzenlenirken, 19 Aralık 2013 tarihinde düzenlenen yeni iddianameyle Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Namık Erdoğan, Metin Vural, Recep Kuzucu, Hacı Karay, Adnan Yıldırım, İsmail Karaalioğlu, Yusuf Ekinci, Ömer Lutfi Topal, Hikmet Babataş, Medet Serhat, Feyzi Aslan, Lazem Esmaeılı, Asker Smıtko, Tarık Ümit, Salih Aslan ve Faik Candan cinayetleri de yargılamaya dahil edildi.
Sanıklar Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Enver Ulu, Uğur Şahin, Alper Tekdemir, Yusuf Yüksel, Abbas Semih Sueri, Lokman Külünk, Mahmut Yıldırım, Nurettin Güven, Muhsin Korman’ın “cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında insan öldürmek” suçlarından dava açıldı.
Davanın ilk duruşması Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 16 Mayıs 2014’te görüldü. 10 Nisan 2015 tarihli duruşmada eski MİT Güvenlik Daire Başkanı Mehmet Eymür kendisine verilen 29 kişilik infaz listesini mahkemeye sundu.
Önemli isimler tanık oldu
Bugüne dek dava kapsamında Susurluk Raporunu hazırlayan Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, eski Emniyet Müdürleri Kemal Yazıcıoğlu ve Hanefi Avcı, Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hikmet Çiçek, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, eski İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, gazeteci Uğur Dündar, eski Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, Başbakan T.Çiller’in danışmanı Mümtazer Türköne, emekli Tuğgeneral Veli Küçük gibi isimler tanık olarak ifade verdi.
Sanıklar beraat etti
13 Aralık 2019‘da görülen karar duruşmasında mahkeme heyeti, “Hiçbir delil bulunamadığı” gerekçesiyle 17 sanık hakkında beraat kararı verdi. “Yeşil” kod adlı sanık Mahmut Yıldırım hakkındaki yakalama infazı gerçekleşmediği için dosyasının ayrılmasına karar verdi. Ölmüş olması sebebiyle sanık Ahmet Demirel yönünden ise dava düştü.
İstinaf mahkemesi beraatı bozdu
Ankara Bölge İdare 1. Ceza Dairesi, 5 Nisan 2021 tarihinde Ankara JİTEM davasında eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın da bulunduğu sanıklar hakkında beraat kararlarını bozdu. Bu kararla Ağar ve diğer sanıklar yeniden yargılanacak.
KAYNAK: INDEPENDENT TÜRKÇE – VEYSİ POLAT