OECD, Türkiye’nin salgına karşı uyguladığı politikaları eleştirdi. Örgütün 2021 yılına ilişkin küresel ekonomik görünüm raporuna göre Türkiye hane halkı ve işletmelere doğrudan yardımın en az yapıldığı ülkelerden biri.
Dünyada pandemi destekleri genel olarak iki şekilde yapılıyor. İki vatandaşa verilen doğrudan ve karşılıksız nakit destek. Ayrıca devletin vazgeçtiği vergiler ve pandemi için yapılan sağlık harcamaları da bu sınıfta. Desteklerden İkincisi de ‘likit’ olarak adlandırılan ve krediler vasıtasıyla geri alınmak üzere verilen destek. Hükümetin şu ana kadar destek olarak açıkladığı yardımların büyük kısmı ikinci destek türünde. Ayrıca destek olarak lanse edilen vergi ve kredi ödemelerindeki ertelemeler de pandemi öncesinde de sık sık yapılan uygulamalar.
Bu durum Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) raporuna da yansımış durumda. Raporda Türkiye’nin pandemi döneminde ağırlıklı olarak kredi büyümesine dayalı bir politika izlediği vurgulanıyor. Ancak raporda bu politika için ‘sürdürülemez’ yorumu yapılıyor.
OECD’ye göre, salgının sürmesi, düşük istihdam ve hanehalkı geliri, yüksek borçluluk ve refinansman maliyetleri gibi unsurlar hem hane halkı hem de işletmelere doğrudan destek gerektiriyor.
Türkiye doğrudan destek listesinde ise sınıfta kalan ülkelerden biri.
IMF’nin Mali İzleme Raporu’na göre, gelişmiş ülkeler milli gelirlerinin yüzde 16’sından fazla doğrudan destek olarak uyguladı. Ancak Türkiye’de bu oran sadece yüzde 2. Gelişmekte olan diğer ülkelerin ortalaması ise yüzde 4.
Hükümetin hedefi yüzde 3
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan yıl sonunda destek tutarının 183 milyar TL’ye ulaşacağını ifade etmişti. Ancak bu rakam milli gelirin yüzde 3,2’sine tekabül ediyor ve hala hem gelişmiş ülkelerin hem de gelişmekte olan ülkelerin ortalamasının altında.