Nahla Osman… Altı yaşındaydı. Suriye’nin İdlib vilayetindeki bir mülteci kampında, babası ve ablasıyla yaşıyordu. Annesi Türkiye’ye kaçmıştı; babasının ise onu kampta dolaşmaması için zincirlediği, hatta bazen bir kafese koyduğu herkesçe biliniyordu.
4 Mayıs günü kampta yaşayanlar onu baygın halde buldu ve yakındaki Killi köyünün hastanesine götürdü. Ablasının anlatımına göre, bu sırada çok aç kalmış olan Nahla kendisine verilen yemeği o kadar hızlı yedi ki, boğularak öldü…
Resmi ölüm raporunda da beslenme yetersizliği çektiği ve ölüm nedeninin boğulma olduğu yazıyordu.
New York Times (NYT) gazetesi, Suriye’deki iç savaşın insani trajedisini bir kez daha gözler önüne seren bu olayın peşine düştü. Kampta NYT’ye konuşanlar, Nahla’nın yaşadıklarını, baba Issam Osman’ın psikolojisini ve koşulların ağırlığını anlattı.
“BABASI REDDETTİ”
Kamp yetkilisi Hişam Ali Omar, “Babası onu kampın dışına çıkmaması için ellerinden ya da ayaklarından zincirlerdi. Birden fazla kez, en azından onu kafese koymuş gibi olmaması için ellerini çözmesini istedik ama sürekli reddetti” dedi. Omar, kamptaki kalabalık ve hijyenik olmayan koşulların çocuk bakımını zorlaştırdığını belirterek, “Çadırlarda yaşıyoruz, kapı ya da kilit yok. Çocuk etrafta geziyordu, tek çözüm onu bağlamaktı” iddiasında bulundu.
“AYNI KÖYDEN GELİYORDUK, ŞİKAYET ETMEDİK”
Kamptaki insanların Nahla için üzüldüğünü ve ona yemek verdiğini anlatan Omar, babasının Nahla’yı zincirlediğinin bilindiğini ama insanların buna müdahale etmediğini söyledi. NYT’nin haberinde kamptaki ailelerin büyük kısmının birbirini tanıdığı ve bu nedenle yetkililere şikâyette bulunmadığı belirtilirken, Omar da “Hepimiz aynı köyden geliyorduk, dolayısıyla olayı aramızda tutmak daha iyiydi” dedi. Omar, “Kamplarda yaşamak kolay değil. Buradaki insanlar işsiz. Günlük sorunlarla başetmek zorundalar. Ailelerin, yemek aramak için çocuklarını çöpe gönderdiğini gördüm” diye konuştu.
Nahla’nın amcası Adnan el Aluş, İdlib’in bir başka yerindeki evlerini, Suriye ordusunun bölgeyi ele geçirmesinden sonra terk ederek bu kampa yerleştiklerini anlattı. Aluş, Nahla’nın anne-babasının boşandığını, annesinin mülteci olarak Türkiye’ye yerleştiğini söyledi.
ABLASI: DİĞER ÇOCUKLAR DALGA GEÇİYORDU
Nahla’yı hastaneye götüren 22 yaşındaki ablası Heba Osman ise diğer çocukların bir cilt enfeksiyonu geçirdiği için kardeşiyle dalga geçtiklerini, bazen sırf onu korkutacağını bildikleri için başından aşağı su döktüklerini anlattı; “Kardeşine ‘bakterinin anası’ derlerdi, babam bütün bu baskıyı kaldıramadı” dedi.
BİRKAÇ AY ÖNCEKİ ŞİKAYET DİKKATE ALINMADI
Babasının Nahla’yı zincirlediği yetkililer tarafından da biliniyordu. Suriye’de silahlı isyancıların kontrolündeki bölgelerde savaşı belgeleyen aktivist Ahmad Rahal, birkaç ay önce bu kampı da ziyaret etmişti. Nahla’yla sohbet ettiği bir videoyu New York Times ile paylaşan Rahal, çocuğa ismini ve ne aradığını sorumuştu. “Bir sandviç” diyen Nahla, yaralı ellerini uzatmış, babasının kendisini dövdüğünü söylemişti. Rahal, bu olayı yetkililere bildirdiğini ama kimsenin bir şey yapmadığını söyledi.
The tragic death of six-year-old Nahla al-Othman, who spent her final years in a camp for displaced Syrians, has drawn rare attention to the suffering of millions of children affected by the war in their home country. https://t.co/vdiH4KX7P7
— The New York Times (@nytimes) May 30, 2021
BABADAN İTİRAF: BAĞLAMAK ZORUNDAYDIM
Nahla’nın çok acıktığı için hastanede hızla yemek yerken boğularak ölmesinin ve zincirlenmiş fotoğraflarının sosyal medyada yayılmasının ardından babası kısa süreliğine ihmal suçlamasıyla gözaltına alındı. Birkaç hafta içinde serbest bırakıldıktan sonra NYT’ye konuşan Osman, kızını bazen zincirlediğini kabul etse de ona zarar vermediğini öne sürdü. “Evet bazen onu bağlardım, öyle yapmak zorundaydım” diyen baba, altı yaşındaki Nahla’nın giyinik olmadan kampta dolaştığını, komşuların şikayet ettiğini savundu; “Sabahları ve akşamları çadırdan çıkardı. Burada bir tür ormanda yaşıyoruz” dedi. Osman, kötü bir baba olmakla suçlandığına inanamadığını da söyleyerek, “Nahla masum bir melek. Kızıma hiçbir zaman zarar vermem” diye konuştu.
Nahla’nın ölümü, Suriye’deki iç savaşın ortasında büyüyen çocukların yaşamak zorunda bırakıldıkları trajediyi bir kez daha gözler önüne seriyor. Çocukları Kurtarın Örgütü’nün sözcülerinden Ahmed Bayram, kamplarda yaşayan milyonlarca çocuğun aç olduğunu, eğitim, sağlık hizmeti veya basit hijyen kurallarından mahrum olduğunu söylüyor.
“NORMAL BİR HAYATIN NE DEMEK OLDUĞUNU UNUTMUŞ ÇOCUKLAR”
Bayram, “Daha ilk yağmurda tehlikeli bir ortama dönüşen çadırlarda doğmuş çocuklardan söz ediyoruz. Uyku saatine yataklarının kuru olup olmayacağını bile bilmeyen çocuklardan söz ediyoruz. Normal bir hayatın ne demek olduğunu unuttular” diyor.
Bayram, Suriye’nin kuzeybatısında çocuklar arasındaki intihar oranlarının da yükseldiğine dikkat çekiyor, “11 yaşında ya da daha küçük çocukların hayattan vazgeçtiğini gördük” ifadelerini kullanıyor.