İstinaf mahkemesi aralarında eski içişleri bakın Mehmet Ağar’ın da bulunduğu isimlerin 1990’lı yıllardaki bazı faili meçhul cinayetlerden yeniden yargılanmasına karar verdi.
‘Susurluk-JİTEM davası’ olarak bilinen 18 faili meçhul cinayetle ilgili davanın 13 Aralık 2019 tarihli duruşmasında, Ağar’ın yanısıra eski Özel Harekat Daire başkanı İbrahim Şahin ve yine eski Özel Harekatçı Korkut Eken, ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım dahil sanıklar ‘suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütün faaliyeti çerçevesinde tasarlayarak kasten öldürme’ suçlamasından ‘beraat’ etmişti. Karar Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilmişti.
Mahkeme beraat kararında şu ifadeleri kullanmıştı: “Cinayetlerin işlendiği yerler ya da maktullerin alındıkları ve infaz edildikleri yerler dikkate alındığında, cinayetlerin güvenlik güçlerine yakalanmayacağına güvenen kişi ve kişilerce işlendiği anlaşılmaktadır.”
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1’nci Ceza Dairesi’nin 5 Nisan 2021 tarihli kararıyla beraat kararları bozuldu. Kararlar bugün muhataplara tebliğ edildi.
Yeniden yargılanacak isimler şöyle: Alper Tekdemir, Ayhan Akça, Ayhan Çarkın, Ayhan Özkan, Abbas Semih Sueri, Ercan Ersoy, İbrahim Şahin, Mehmet Kemal Ağar, Mehmet Korkut Eken, Nurettin Güven, Uğur Şahin, Yusuf Yüksel, Ziya Bandırmalıoğlu, Enver Ulu, Lokman Külünk, Muhsin Korman, Seyfettin Lap.
Taraflara yeni tebliğ edilen kararda şu ifadelere yer verildi:
- “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 141/3. 5271 sayılı CMK’nın 34, 230 ve 289. maddeleri ile Dairemizce de benimsenen, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.05.2015 tarih ve 2014/145 Esas sayılı kararı ile istikrarlı diğer kararlarında belirtildiği gibi, mahkeme kararlarının İstinaf denetimine olanak sağlayacak şekilde açık olması ve Dairemizin bu işlevini yerine getirebilmesi için, sonuca etkili tüm argümanların, kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması, hükme esas alınan deliller ile dosya kapsamında bulunmasına rağmen gerekçeli kararda zikredilmediğinden zımnen reddedildiği değerlendirilen delillerin genel soyut ifadelerle açıklanması ve/veya hiç tartışılmaması yerine, istinaf denetimine olanak verecek şekilde iddiaya konu olaylar bakımından ayrı ayrı tartışılıp değerlendirilmesi ve açıkça karar yerinde gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi…”
Kararda yerinde tartışılmadığı deliller şöyle sıralandı:
- Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı’nın 21 Aralık 2011 tarihli yazısı ekinde mahkemeye gönderilen ve 18 Şubat 1995 tarihinde Tarık Ümit ile kaçırılmasından 14 gün önce yapılan görüşmeye ait bant çözümleri, bu çözümlerin bir gerçekliği yansıttığını bildiren tanık Hakkı Yaman Namlı beyanı.
- Cavit kod adlı tanık Doğan Özkan’ın 24 Kasım 1997, 1 Aralık 1997 ve 13 Ocak 1998 tarihlerinde ulaştığı gazeteci Hikmet Çiçek’e anlatımlarına ilişkin olup, bilahare Ergenekon soruşturmaları sırasında adı geçenden ele geçirilen dijitaller içerisinde yer alan ‘_cavit_2.doç'(Cavit Anlatıyor) adlı word belgelerinde bildirilen hususlar…
- Cavit kod adını kullanan tanık Doğan Özkan’ın, 24 Kasım 1997-13 Ocak 1998 tarihleri aralığında el yazısı ile kaleme alıp, gazeteci Hikmet Çiçek’e verdiği; bilahare Ergenekon soruşturmaları sırasında adı geçenden ele geçirilen belgeler içerisinde yer alan ve adı geçenin yazdığını kabul ettiği 19 sayfa belge içeriğinde bildirilen hususların ve buna bağlı olarak tanık Doğan Özkan beyanları…
- Sadece sanık Ayhan Çarkın’ın beyanları arasında var olduğu bildirilen bir kısım farklılıklara işaret edilmek; ancak maddi olaylarla uyuşan bildirimlerinin ise irdelenmemek suretiyle, yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması,

Peker, Ağar’ı işaret etmişti
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, bugün yayınladığı 7’nci videosunda, faili meçhul cinayetler konusunda Ağar’ı suçlamıştı: “Kaç kişi böyle gitti… Bu Mehmet Ağar var ya bu Mehmet Ağar… Emniyet müdürlüğü döneminde en iyi arkadaşları Behçet Cantürk, Hüseyin Baybaşin, Savaş Buldan… Bunun arkadaşı… Kürt işadamı diyorlar ya hayır, uyuşturucu işi yapıyordu hepsi…Hepsinden para aldı, hepsinin her işlerini idare ediyordu… Siyasete atılmaya karar verince kendi geçmişini temizlemek için başladılar hepsini öldürmeye…”
Peker, Uğur Mumcu ve Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı’nın öldürülmesinde de Ağar’ın parmağı bulunduğunu öne sürmüştü.