Gelecek Partisi Genel Başkanı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘’Binali Yıldırım, Süleyman Soylu ve Berat Albayrak, o dönem Cumhurbaşkanı’nın koordinasyonuyla bana kumpas kurdular’’ açıklamasının yankıları sürüyor.
Ankara kulislerinde konuşulanlar da Davutoğlu’nun dile getirdiği şekilde o dönem kendisine karşı parti içinde bir ‘’çalışma’’ yürütüldüğünü teyit eder nitelikte.
Davutoğlu’na yakın bir isim bu konuda euronews’e şunları söyledi:
”7 Haziran seçimleri sonrasında Davutoğlu, başbakanlığını kaybetmemek ve koalisyonu zorunlu kılan fotoğraf nedeniyle arayışlara girmişti. Cumhurbaşkanı ise seçimi yenileme taraftarıydı. Davutoğlu bir taraftan koalisyon görüşmeleri yaparken, diğer taraftan da erken seçim çalışmaları vardı. Yani o dönem Davutoğlu kısa süre içerisinde Türkiye’yi ikinci kez dolaştı. Ona karşı çalışma da bu sırada yaşandı.”
Aynı isme göre, Davutoğlu teşkilatı bilmeyen bir isim olduğu için kendisine karşı yürütülen bu ”çalışmaları” fark edemedi:
”Çünkü Davutoğlu, AK Parti’ye paraşütle indi. O tarihlerde teşkilatçı olan başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, Süleyman Soylu ile Binali Yıldırım tarafından AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulunda Davutoğlu’nun aleyhine oy toplanması için bir çalışma yürütüldü. Davutoğlu’nun bunları geç fark etmesi şaşırtıcı ama bir taraftan da siyaseti bilmediği için normal. Siyaseti sadece koltuğunuzda oturarak yapamazsınız, etrafınızda olan biteni görmek zorundasınız.”
”Bekir Bozdağ’ın ‘Bu parti Tayyip’in partisidir’ sözü önemli bir ipucunu veriyordu bize. Çünkü Tayyip Bey’in kurduğu partide başka bir patron ortaya çıktığı izlenimi oluşmuştu. Uluslararası politikalarının değişikliğe uğrama ihtimali gibi başlıklar da düşünülmüştür, tek taraflı bakmamak lazım… Ama şunu demek yanlış olmaz; Davutoğlu’nun tavrı ile Cumhurbaşkanı çok net olarak bir eksen kayması gördü.
Davutoğlu’nun o dönem rakip olarak görülmesi eski sistemde başbakan ve parti başkanı olmasıyla alakalı. Dolayısıyla sistem değişikliğinde birileri Tayyip Bey’i Çankaya Köşkü’ne hapsetmek istedi. Yani Özal’ın geçmişte ANAP’tan bağımsız olarak Çankaya Köşkü’ne hapsedilmesi gibi…”
Euronews’e konuşan kaynağa göre, Davutoğlu’nun ”kumpas” olarak tanımladığı sürecin bir başka nedeni ise söz konusu dönemde Davutoğlu ile MİT Başkanı Hakan Fidan yakınlığı:
”Devlet birimlerinde özellikle istihbarat da sizin yanınızdaysa işi kontrole almanız çok kolaylaşır. Bilgi alabiliyorsa işler kolaylaşıyordur. Ama burada demek ki her ne kadar dışarıdan bilgi alsa da, Davutoğlu’nun parti içinden bilgi alacak kadar gücü yokmuş.”
AK Parti içinde erken seçim endişesi
Aynı isme göre, Ak Parti içinde iki endişe var. Birincisi muhalefetin gündemi belirlemesi, ikincisi ise erken seçim ihtimali.
”Ak Parti içindeki en büyük rahatsızlık muhalefetin İstanbul seçimlerinden bu yana ama özellikle de son dört-beş aydır gündemi belirlemesi. Yani Ak Parti içinde gündem belirleyememenin rahatsızlığı var. Bu durum iktidarda zayıflıklar oluşturuyor. Çünkü kendini izah edemiyor. Aynı zamanda en büyük endişe erken seçime gidilmesi. Ama erken seçim endişesi Sedat Peker’in açıklamaları ile alakalı değil. Özellikle ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmeler sonrasında baskıların artabileceği yönünde de endişeler var. Bu baskılar erken seçim ihtimalini gündeme getirebilir.”
Euronews’e açıklamalarda bulunan ve halen Ak Parti’de siyaset yapan bir başka isme göre ise Davutoğlu’nun ”kumpas” iddiaları tutarlı değil.
”Sen dönemin başbakanısın. Kurdurtmayacaksın o kumpası. O dönem MİT Başkanı’nı kendine milletvekili yapmaya kalkıyorsun, belki de bakan yapacaksın ilerde. Sonra görevden alınıyorsun şimdi de çıkıp kumpas kurdular diyorsun. Eeee…? Sen nasıl başbakansın? Ya sen yalan söylüyorsun ya da MİT Başkanı sana kumpasın haberini bile verememiş. Sonuçta kumpas dediğin şey bir günde kurulmaz.”
Aynı zamanda erken seçimin gündemlerinde olmadığını söyleyen Ak Partili siyasetçi, Sedat Peker’in iddialarının sanılanın aksine parti içinde kırılmaya yol açmadığı ve hatta ciddiye alınmadığı görüşünde.