Bold Medya’dan Sevinç Özarslan’ın haberine göre Çanakkale 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 10 Nisan 2017’deki duruşmada savunma yapan akademisyen Halil Şimşek, başta nefes darlığı olmak tedavi gördüğü tüm hastalıkları hakim karşısında tek tek anlattı ve tahliyesini istedi. Ancak Şimşek’in talepleri ne 2017 yılında ne de kronavirüs başladığı dönemde dikkate alındı.Cezaevlerindeki korona salgını kronik hastalığı olan insanları daha çok tehdit ediyor. Geçtiğimiz 15 gün içinde Çanakkale, Kocaeli, Afyon Bolvadin ve Silivri cezaevlerinde 4 mahpus korona nedeniyle hayatını kaybetti. Kocaeli 2 Nolu T Tipi Cezaevinde vefat eden Bilgisayar Teknolojileri Öğretmeni Şerif Vatansever (47) dışındaki herkesin kronik hastalıkları vardı. Ancak ne mahkemeler ne de cezaevi yönetimleri bu sorunları göz önünde bulundurmuyor.
“35 KİLO VERDİM, NEFES DARLIĞI, ÖDEM, TANSİYONUM VAR”
Yaklaşık 15 gün Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Hastanesi yoğun bakım ünitesinde kaldıktan sonra 5 Mayıs 2021’de hayatını kaybeden Yrd. Doç. Halil Şimşek savunmasında, tutuklu olduğu süre içinde 35 kilo verdiğini, birçok hastalığı bulunduğunu, sağlığının iyi olmadığını söyledi.
Tahliyesini talep eden 53 yaşındaki Şimşek, “Birçok şikayetten tedavi görüyorum. Ödem, nefes darlığı, tansiyon bunlardan bazıları. Geçmişte geçirmiş olduğum tüberkülozdan dolayı da ciddi bir kanser endişesi taşımaktayım. Güncel ve gündemin verdiği sıkıntıyı da maalesef aileden gelen bir alışkanlıkla tütün de kullanıyorum.” dedi.
“KOĞUŞTA KALP KRİZİNİ ANDIRAN BİR KRİZ GEÇİRDİM”
Kalp ritmiyle ilgili olarak daha önce İstanbul Mehmet Akif Ersoy Hastanesi’nde anjiyo olduğunu da belirten Şimşek, kardiyoloji profesörü bir meslektaşının ısrarla uyarmasına, mutlaka bir tedavi süreci uygulanması zorunluluğunu belirtmesine rağmen ders yoğunluğu ve ailevi nedenlerden tedaviye başlayamadığını da belirtti.
Cezaevinde bir gece kalp krizine benzer bir durum yaşadığını ifade eden Şimşek, “Evvelki gece saat 01.30 sularında kalp krizini andırır bir kriz ile yatağımda kalakaldım. Dün kurum aile hekimine cezaevi kurumuna yaşadığım sıkıntıyı anlattığımda hemen devlet hastanesi kardiyoloji bölümüne sevk yaptı.” diye yazdı.
Mahkeme günü ve sevk tarihi aynı güne denk geldiği için doktora gidemediğini vurgulayan Şimşek şöyle devam etti:
“Aslında şu saatlerde hastanede olacaktım fakat doktor bundan haberdar değildi. Ben de kendisine bir şey söylemedim ve davayı daha fazla önemsediğim için buraya duruşmaya geldim. Arz ettiğim hususlara bağlı olarak tedaviye başlayabilmek için tutuksuz yargılanma talebini sayın mahkemeniz heyetinden talep ediyorum ve ayrıca esas hakkında savunmamı hazırlayabilmem için sayın heyetinizden mahkeme heyetinden süre talep ediyorum.
İddia makamının esas hakkındaki mütalaasında yeni hususlar olduğundan savunma bağlamında dosya içeriği ile ilgili taleplerim henüz karşılanmadığından 100 klasörden fazla dava dosyası içeriği savunması için verilen yaklaşık 10-11 günlük süre çok yetersiz olduğundan bu süre içerisinde savunma sunmam gereken başka bir duruşmam olduğundan Çanakkale Adliyesinde, 4 gündür kalbimdeki o rahatsızlıktan dolayı kurum doktorundan sevk almış olmam ve bundan dolayı mustarip olmamdan dolayı esas hakkındaki savcılık mütalaasına savunma yapabilmem için sayın başkan, sayın heyet üyelerinden 45 günlük ek süre talep ediyorum, şu an için söyleyeceğim bu kadar. Saygılarımla.” ifadesini kullandı.
TAHLİYESİNE 7 AY VARDI
Yaklaşık 5 yıl Çanakkale E Tipi Cezaevinde kalan Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğr. Üyesi Yrd. Doç. Halil Şimşek, 19 Temmuz 2016’da tutuklandı ve Cemaat soruşturmaları kapsamında 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Aynı cezaevinde tutuklu Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner’e de danışmanlık yapan Şimşek, Lapseki Yüksek Okulu müdürlüğünde de bulunmuştu. Bayramiç eski belediye başkanlarından Zeki Şimşek’in oğlu olan Halil Şimşek evli ve iki çocuk babasıydı. Dosyası Yargıtay aşamasında olan Şimşek’in tahliyesine ise 7 ay vardı.
ÇANAKKALE’DEKİ TUTUKLAMALAR NASIL BAŞLADI?
Çanakkale’deki Cemaat operasyonları 15 Temmuz’dan önce başladı. 15 Temmuz öncesi Halil Şimşek ve bazı akademisyenler hakkında ESBAV vakfında yedek üye olması nedeniyle terör örgütü üyesi olmamakla birlikte terör örgütüne yardım suçlaması ile iddianame düzenlendi.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Sağlık ve Bilimsel Araştırma Vakfı (ESBAV) ile Çanakkale Genç İşadamları Derneği (ÇAGİAD) arasındaki bir protokoldeki 150 TL’lik burs eksikliği gerekçe gösterilerek Sedat Laçiner ve Halil Şimşek hakkında dava açıldı. İddianamede ESVAB ile ÇAGiAD arasındaki burs protokolü olması suç olarak gösterildi.
Laçiner ve Şimşek o dönemde vakfın yedek üyeleriydi. Vakıf Başkanı ise şu anda Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Dr. Yücel Acer’di. Yücel Acer, bu davaya dahil edilmezken Şimşek ve Laçiner soruşturma geçirdi. Vakfa yardım eden ne bir işadamı ne de burs alan bir öğrenci Laçiner ve Şimşek hakkında şikayetçi olmadı.
15 Temmuz’dan sonra ise Laçiner ve Şimşek, bu kez örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklanıp hapse gönderildi. Halil Şimşek, terör örgütüne yardım suçlamasıyla yargılanmaya devam ederken 15 Temmuz 2016 günü açık cezaevinin tiyatro salonunda 8. kez mahkemeye çıkmıştı. Duruşma tüm gün sürdü ve 2015 yılında tutuklananlar tahliye edildi. Vakıfla ilgili davada yargılanan herkes ise daha sonra beraat etti.
ÇOMÜ’nün rektörüyken Sedat Laçiner’in iki yıl yardımcılığını yapan Yücel Acer, ailevi gerekçelerle o dönemde görevinden ayrıldığını ifade etmişti. Mahkemede ise Sedat Laçiner’in üniversitede örgütlendiğini söyleyerek istifa ettiğini belirtti.
YÜCEL ACER’İN İFADESİ NEDENİYLE HALİL ŞİMŞEK’E ÜST SINIRDAN CEZA VERİLDİ
Tanık Yücel Acer’in ifadelerine dayanılarak 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan Halil Şimşek, 6 Şubat 2017 tarihli savunmasında ise Acer’e şöyle cevap verdi:
“Tanık Yücel Acer’in aleyhime olan beyanlarını kabul etmiyorum. Yücel Acer söylentilere dayalı ithamlarda bulunmaktadır. Kendisine rektörlük seçimlerinde destek vermemem nedeniyle aramızda husumet bulunmaktadır. Ben Yücel Acer’in eşinin 4/B kadrosuna alınmasına karşı çıktım. Benim rektör danışmanı olarak herhangi bir yetkim ve etkim yoktur. İbrahim Kaya’nın mahalle ve ilk okul arkadaşı Resul Bilir özel güvenlik firması üzerinden kamu görevlisi yapıldı, ben de buna karşı çıktım. Çünkü Kepez’de oturup Gelibolu’daki işe gitmiyordu. Bu konuda tutanak tutulmuştur. Bundan Sedat Laçiner’i bilgilendirdim. Sedat Laçiner bunun sonucunda İbrahim Kaya ve Yücel Acer tarafından olunca bende rektör danışmanlığından istifa ettim. Ben danışman olarak kamera sisteminin kurulması yönünde tavsiyede bulundum. Bu konuda rektörlük karar aldı. Bu kameralar şeffaflık içindir. Tuncay isimli Genel Sekreterin atanması için İbrahim Kaya ve Mahir Gümüş, Sedat Laçiner’e baskı yaptılar. Yücel Acer iyi niyetli değildir, söyledikleri kurgudur” dedi.
5 Mayıs’ta hayatını kaybeden Yrd. Doç. Halil Şimşek Bayramiç’te toprağa verildi.