Yargıtay’ın 2012’de ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirdiği “Sayın Öcalan” ifadesi kararından 9 yıl sonra DTK Eşbaşkanı Leyla Güven hakkında açılan 2 ayrı davada suçlama konusu yapıldı.
Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi’nin 2012’de ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirdiği “Sayın Öcalan” ifadesi gerekçesiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven hakkında 2 ayrı dava açıldı. Şırnak ve Hakkari’de açılan davalarda, milletvekilliği düşürülerek 22 yıl 3 ay hapis cezası verilen Güven’e “suç ve suçluyu övmek” iddiası yöneltildi.
YARGITAY KARARI
Şırnak Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, Güven’in 17 Aralık 2020’de Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak İl Örgütü’nde yaptığı konuşmada kullandığı “Kürt halkı üzerinde, Sayın Abdullah Öcalan üzerinde yirmi iki yıldır tecrit var” ifadeleri suçlamaya gerekçe yapıldı. İddianamede, Güven’in “hakkında kesinleşmiş mahkumiyet hükmü bulunan bir kişiyi yücelttiği” amacı güttüğü iddia edildi. İddianamede, “sayın” ifadesinin “düşünce ve ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirilemeyeceği ileri sürüldü.
2012 ÖNCESİ KARARA ATIF
İddianamede, “sayın” ifadesinin Avrupa Birliği (AB) uyum yasaları kapsamında 2012’de “suç” olmaktan çıkarılmasına değinilmeyerek, Yargıtay’ın söz konusu yıl öncesi verdiği kararlar emsal olarak gösterildi.
İddianamede, Yargıtay’ın 2011’de “Sayın Öcalan” hitabının “suç ve suçluyu övmek” olarak değerlendirdiği karara işaret edilerek, Güven’in “Sayın Öcalan” sözleri nedeniyle “suç ve suçluyu övdüğü” iddia edildi.
BİR DAVA DA HAKKARİ’DEN
Hakkari 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede ise, Güven’e “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “suç ve suçluyu övmek” iddiaları yöneltildi. Güven’in Hakkari İl Örgütü binası önünde kullandığı “savaş” ifadesiyle “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” ve “Sayın Öcalan” ifadesiyle de “suç ve suçluyu övmek” suçu işlediği savunuldu. İddianamede, Güven’in 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilmesi istendi.
EMSAL KARARI ANIMSATTI
Güven’in avukatı Serdar Çelebi, mahkemelerin hukukun üstünlüğünden ziyade sürece göre hareket ettiğini belirtti. Çelebi, “Buna dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden de kararlar çıkıyor. En son Demirtaş kararında mahkemelerin tutuklama kararının siyasi olduğunu belirtti. Ne demek bu; Hukuka, delile göre değil, siyasi iradeye göre karar verildiğine dair tespit var. Bu dosyada da benzer bir durum var aslında. Yargıtay’ın ‘sayın’ kelimesinin suç olmadığına dair kararları var” hatırlatmasında bulundu.
EMNİYET ŞİKAYETİ
Dönemin hükümet sözcüsü Bülent Arınç’ın da Yargıtay kararını destekler nitelikte açıklamalar yaptığını anımsatan Çelebi, “Sayın Arınç’ın ‘Bir sayın kelimesinden dolayı herkesi cezaevine koyamayız’ sözleriyle Yargıtay kararına olumlu bakmıştı. Ama buna rağmen davanın açılmasını konjontürel olduğunu düşünüyoruz. Yargılananın Leyla Güven olması ayrıca dikkat çekilmesi gereken bir durum. Kendisinin yaptığı her konuşma yargılama konusu oluyor. Bu dosya Hakkari Emniyet Müdürlüğünün şikayeti üzerine açılmış bir dava. İfade özgürlüğü sınırları içerisinde değerlendirilmesi gereken bir ifadedir, yargılama gerekçesi yapılması çağın hukuki gereklerine uymuyor” diye konuştu.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi, 2012 yılında, Abdullah Öcalan için ‘Sayın’, PKK’liler için ‘Gerilla’ ifadesini kullanan Kürt siyasetçiler Hatip Dicle ve Selim Sadak’a verilen hapis cezasını bozmuştu. Yargıtay, söz konusu ifadelerin ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna hükmetmişti.