Gelecek Partisi Genel Başkanı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, “temiz siyaset çağrısı” yapmak için gittiği TBMM önünde polis engeliyle karşılaştı. Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yolsuzluk ve suç örgütleriyle ilişkiler iddialarıyla ilgili 25 günlük sessizliğini bugün bozmasıyla ilgili olarak, “devletin üzerindeki şaibe artmıştır” dedi.
Davutoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisiyle ilgili Erdoğan’ın “tarafsız Cumhurbaşkanı” olduğu dönemde yürüttüğü AKP Genel Başkanlığı ve Başbakanlık dönemine ilişkin iddialarına tepkili. Davutoğlu, Soylu’nun kendisiyle ilgili AKP yöneticilerini dinlettirdiği iddialarını yalanlarken, kendisini parti genel başkanlığı ve başbakanlıktan uzaklaştırmak için “kumpas” kurulduğunu söylüyor.
Soylu’nun terörle mücadelede başarısızlıkla da suçladığı ve hatta hakkında HDP’ye bölgesel özerklik sözü verdiği iddiasını ortaya attığı Davutoğlu, bugün “külliyen yalan” açıklaması yaptı.
Davutoğlu, bu sabah katıldığı televizyon programında, “Ben başbakanlığı devrettiğimde Türkiye’de bir tek sokakta bariyer, hendek, barikat kalmamıştı. Terörün ana damarları kesilmişti. Peki o arada ne yapıyordu Süleyman Soylu. Terörle mücadelede ben Silopi’de, Varto’da, Sur’da, Van’da, Şanlıurfa’da iken o benim arkamda 3-5 kişiyle kumpas kuruyordu. Kendi başbakanına kumpas kurarak, ben terörle mücadeleyi o yetkilerle yürütürken, Mehmetçik’le alandayken o bana kumpas kurmakla meşguldü. Artık itiraf ediyorum, Binali Yıldırım, Süleyman Soylu ve Berat Albayrak, o dönem Cumhurbaşkanı’nın koordinasyonuyla bana kumpas kurdular” ifadesini kullandı.
Davutoğlu, daha sonra Soylu’nun iddiaları ve siyaset-mafya-medya ilişkisi hakkında bugün saat 15.00’te TBMM’nin Çankaya kapısında basın açıklaması yapacağını açıkladı.
TBMM’nin önüne barikat kuruldu, polisle partililer tartıştı
Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu’nun sabahki açıklaması öncesinde TBMM’nin Çankaya kapısı çevresi polis ablukası altına alındı. Polis barikat kurarak, Gelecek Partisi’nin Davutoğlu’nu karşılamak üzere TBMM önüne gelen Ankara İl Başkanlığı yetkililerine, açıklamaya izin verilmeyeceğini bildirdi. Bunun üzerine diğer illerden gelen partililer açıklama yapmak isteyince kısa süreli arbede yaşandı.
Polisin ısrarla açıklamaya izin verilmeyeceğini söylemesine karşılık Gelecek Partililer, sokağa çıkma yasağı uygulaması sırasında her türlü etkinlik yasakken Meclis’in önünde yüzlerce kişinin İsrail’i protestosuna müdahale edilmediğini hatırlattı.
“Basın açıklaması yapmak için izne de gerek yok, bildirime de gerek yok. Anayasada ilgili hükümler açıktır” tepkisini gösteren partililer, alkışlarla durumu protesto etti.
“Burada karşılaştığımız tavır TBMM’nin itibarına yakışmamıştır”
Bu sırada Ahmet Davutoğlu, Gelecek Partisi otobüsüyle Atatürk Bulvarı’nda TBMM’nin Çankaya Kapısı’na giriş yapılan bölgeye geldi. Ancak Davutoğlu’na da polis yetkililerince kapı önünde açıklamasına izin verilmeyeceği söylendi.
Davutoğlu ve partililer, polis ile tartışmayı sürdürmeme kararıyla yolun karşısına geçerek basın açıklamasını polis barikatı karşısında yaptı. Temiz siyasete dikkat çekmek amacıyla kendisi ve parti yöneticileri beyaz gömlek giymiş olan Davutoğlu, “Milli iradenin ve milli vicdanın tecelli etiği Meclis’in huzurundayız. TBMM zor şartlarda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde istiklal savaşımızı yürütmüş ve cumhuriyetimizi kurmuş bir meclistir. Yine hain bir çete tarafından ülkemizin bağımsızlığına yönelik alçakça bir saldırı olduğunda da 15 Temmuz’da gazilik unvanını göstermiştir. TBMM, milletimizin vicdanı, milletimizin iradesinin makamıdır. Son günlerde yapılan tartışmalar bağlamında biz Gelecek Partisi olarak burada düşüncelerimizi ifade etmek üzere geldik. Ben TBMM’ne milletvekili, bakan ve başbakan olarak geldim. Milletin iradesinin nihai tecelli makamı olan TBMM’nin bu kez Gelecek Partisi heyeti ile geldiğimizde karşılaştığımız tavır ve tutum açıkçası milletimizin Meclis’inin itibarına yakışmamıştır” diyerek tepki gösterdi.
Eski Başbakan, “Türkiye Cumhuriyet devleti, hiçbir şahsın ve hiçbir siyasi grubun tekelinde değildir. Hiçbir legal ve illegal yapı kendilerini devletin yerine koyarak hüküm veremez, yorum yapamaz ve devlet demokratik hukuk ve ilkeleri dışında temsil edilemez” diye konuştu.
“Cumhurbaşkanı Bahçeli ve Perinçek’in ifadeleriyle sahiplenmeye gitti”
İçişleri Bakanı Soylu’nun kendisiyle ilgili suç örgütü hükümlüsü Sedat Peker’in ortaya attığı iddialara yanıt vermek yerine farklı konularda açıklamalar yapmaya devam ettiğini kaydeden Davutoğlu, Soylu için “Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Başbakanı olarak bana, Gelecek Partisi kadrolarına ve dahası da bugün iktidarda bulunan iktidar yetkililerine de açık itham ve hakaretlerde bulunmuştur. Bu açıklamalar sonrasında sayın Cumhurbaşkanı, sayın Bahçeli ve Perinçek’in ifadelerine dayanarak bugün sayın İçişleri Bakanını sahiplenmeye gitmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı eğer İçişleri Bakanının suçsuz olduğuna inanıyorsa bunu ilk günde ifade etmeliydi, ilk günde olayları açıklığa kavuşturmalıydı. 25 gün sükut ettikten sonra bugün bu şekilde bir sahiplenme devlet üzerindeki oluşmuş şaibeyi gidermek yerine arttırmıştır” dedi.
Davutoğlu, “Gün millet vicdanını harekete geçirme günüdür. Gün devlet itibarını yeniden kazandırma günüdür. Gün demokrasiyi ayakları üstünde yeniden inşa etme günüdür” diyerek yedi maddelik acil eylem planıyla da tüm siyasetçilere çağrıda bulundu.
“Biz beyaz gömleklerimizle birlikte temiz siyaset hareketimizi başlatıyoruz. Hiç kimse karamsarlığa kapılmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve aziz şehitlerin bize emaneti olan bu ülkeyi, bu ülkenin bir karış toprağını, herhangi bir makamını, her hangi bir kurumunu asla kurtlar sofrasına yem etmeyeceğiz” diyen Davutoğlu, acil eylem planı maddelerini şöyle sıraladı:
- Bütün bu iddialar ve ithamlar karşısında milletin nihai iradesinin tecelligahı olan TBMM’de araştırma ve soruşturma komisyonları oluşturulmalıdır.
- Hakim teminatıyla desteklenmiş Cumhuriyet Başsavcıları derhal harekete geçerek devletin itibarına yönelik bu açık saldırılar karşısında bütün iddialar konusunda derhal soruşturma başlatmalıdır.
- Bu soruşturmaların selameti açısından başta İçişleri Bakanı olmak üzere iddialara muhatap olan bütün yetkililer derhal istifa etmelidir, istifa etmezlerse Cumhurbaşkanı tarafından azledilmelidirler.
- Bütün devlet yapılarına çöreklenmiş, paralel ve illegal yapıların hangi adda ve kimlikte olursa olsun meşruiyetini ve milletten almamış olan her türlü yapının devletten temizlenmesi ve bütün mafya ev illegal yapı örgütlerinin bağlantılarının yok edilmesi için bir temiz eller operasyonu başlatılmalıdır.
- Bu çalışmalar sürerken daha önce devlet görevinde bulunmuş ve yetkinliğiyle kendisin ispat etmiş şahıslardan oluşan bir inceleme heyeti oluşturulmalı ve devlet yapısına dönük kapsamlı bir inceleme gerçekleştirilmelidir.
- Bütün bu süreçte başka Yalıkavak Marina olmak üzere şu veya bu gerekçeyle en konmuş ve birtakım örgütler tarafından kullanıldığı artık ayan beyan belli olan bütün süreçlerde ekonomik ve hukuki işlemler olmamış kabul edilerek bu işlemler yürürlükten kaldırılmalı bütün bu yapılar Türk milletinin malı olarak T.C. hazinesine devredilmelidir.
- Bizim pazartesi gününden bu yana başlattığımız temiz siyaset hareketinin bir devamı olarak bir temiz siyaset devriminin gerektirdiği bütün adımlar atılmalıdır. Siyasi ahlak yasası çıkarılmalıdır. İmar yasası çıkarılmalıdır. Siyasetin finansmanı yasası çıkarılmalıdır. İhale yayası tümüyle gözden geçirilmelidir. Ve milletvekillerinin, siyasilerin bütün davranışlarının ekonomik bir rant elde etmek amacına dönük olmaması için gerekli teminatlar sağlanmalıdır.”