HDP Milletvekili Hüda Kaya, Kilyos Mezarlığı’nda kaldırıma gömülen cenazelere ilişkin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun cevaplaması talebiyle Meclis’e soru önergesi sundu.
Bitlis’in Yukarı Ölek Mahallesi’nde bulunan Garzan Mezarlığı, 8 ile 17 Aralık 2017 tarihleri arasında yıkılarak, mezarlıkta bulunan PKK üyesi olduğu iddia edilen 282 cenaze çıkarıldı. Uzun süre nerede oldukları bilinmeyen cenazelerin, 2 Ocak 2018’de Bitlis Valiliği tarafından yapılan açıklamayla, İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) götürüldükleri ortaya çıktı. ATK’de bir süre bekletilen cenazelerin, daha sonra Kilyos Mezarlığı’ndaki kimsesizler için ayrılan parsellere defnedildiği öğrenildi. Cenazelerini almak için harekete geçen aileler, cenazelerini almak için kan örneği verdi. Ancak aradan 3 yıl geçmesine rağmen ailelerin büyük bir kısmı cenazelerini alamadı.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, şu ana kadar kimlikleri tespit edilen 21 cenaze ailelerine verilirken, 261 cenaze ise halen ailelere teslim edilmiş değil.
HÜDA KAYA: YAŞAYANA OLDUĞU GİBİ ÖLÜYE SAYGI İNSANİ ESASTIR
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Hüda Kaya, konuya ilişkin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun cevaplaması talebiyle Meclis’e soru önergesi sundu. Cenazelerin mevzuata aykırı ve insan onurunu zedeleyecek bir biçimde Kilyos Kimsesizler Mezarlığı’na defnedildiği ifade edilen önergede, ”Tüm inançlara göre cenazelerin ailelerin ziyaret edebileceği yakın yere defnedilmesini gerekli görür ve yaşayana olduğu gibi ölüye de saygı en insani esaslardır.” denildi.
AİLELER CENAZELERİNİ ALMAK İÇİN ÇABALADI
Cenazelere ait kemiklerin şeffaf plastik kutularda üst üste istiflenmiş ve mezarlığın kenarında yer alan ve yanında kanalizasyonun olduğu yol kenarına gömüldüğünün altı çizilen önergede, ”Mezarlık ve kabristan sahibi toplumlar, ruhun ölümsüzlüğü inancını bu şekilde yansıtmışlardır. Mezarlara her tür saldırı, imha, tahribat ölümsüzlük inancının bu hayattaki simgesine saldırı olarak kabul edilir. Cenazeler İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevk edildikten sonra, söz konusu cenazelerin aileleri ve akrabaları Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve cenazelerin sevk edildiği İstanbul Adli Tıp Kurumu’na cenazelerin kendilerine teslim edilmesi talebiyle defalarca başvuruda bulunmuşlardır. Benzer şekilde, aileler cenazelerini alabilmek için iki yıl boyunca birçok siyasi partiyle görüşmüş ve bu amaçla TBMM’yi ziyaret etmiştir. Ancak ailelerin büyük çoğunluğu, üzerinden yıllar geçmesine rağmen herhangi bir sonuç alamamıştır.” ifadelerine yer verildi.
Hüda Kaya, İçişleri Bakanı Soylu’nun cevaplaması istemiyle şu soruları yöneltti:
”*Basında yer alan cenazelerin Kilyos Kimsesizler mezarlığına defnedildiği iddiaları doğru mudur? Doğru ise DNA tespiti yapılması ve ailelerinin bilinmesine rağmen cenazelerin ailelerine değil de Kilyos Kimsesizler mezarlığına defnedilmesinin gerekçesi nedir?
* Cenazelerle ilgili olarak İstanbul Adli Tıp Kurumunda kaçının kimlik bilgilerine ulaşılmıştır ve kaç tanesi ailelerine teslim edilmiştir? Kimliği tespit edilemeyen cenazeler için herhangi bir çalışma yapılmış mıdır?
* İslam’ın tecrübesinde cahiliye âdeti olarak nitelenen “müsle”, hayatına son verilen düşmanın naaşından intikam almaya devam etmekle eşdeğerdir ve Peygamberimiz tarafından kesinlikle yasaklanmışken ve ceza mevzuatında cenazenin mezardan çıkartılması, kişinin hatırasına hakaret suçu kapsamında iken bu durumu gerçekleştiren yetkililer hakkında herhangi bir işlem başlatılmış mıdır?
* Anayasa’da kişilere ölümlerinden sonra uygun bir defin imkânı sağlanması gerektiğine ilişkin açık hüküm olmasına rağmen ve Müslüman gelenekte en azılı düşman da olsa öldüğünde bedenine zarar verilemez, ihtiram kuralına uyulurken cenazelerin mezardan çıkarılmasının ve ailelerine teslim edilmeyerek kendi inançlarına göre defnedilmemesinin gerekçeleri nelerdir?
* Kaldırım dibine toplu olarak gömülen cenazelerin ailelerine, yaşadıkları travma ve ıstırabı telafi etmek için herhangi bir çalışma yapılmakta mıdır?”