İsmi kara para aklama olayı ile gündeme gelen işadamı Sezgin Baran Korkmaz’ın Türkiye’de tutuklu bulunan Papaz Andrew Brunson’ı özgürleştirme girişimi içinde de yer aldığı ortaya çıktı.
Organized Crime and Corruption Reporting Project (Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi – OCCRP) adlı haber portalında Aubrey Belford, Adam Klasfeld ve Kelly Blos imzasıyla yayınlanan habere göre 18 Eylül 2018’de Türkiye’ye görüşmeler yapmak için gelen gayri resmi heyetin içinde Korkmaz da yer alıyordu.
Haberde heyeti taşıyan uçağın Korkmaz’a ait olduğu belirtiliyor: “Uçakta, 2016 yılından bu yana terör suçlamalarıyla hapiste tutulan Amerikalı Evanjelik papaz Andrew Brunson’ı serbest bıraktırmayı misyon edinen karışık bir Amerikalı grubu vardı.
Bunlar arasında eski bir CIA yöneticisi Jim Woolsey ve o zamanlar ABD Başkanı Donald Trump için en iyi bağış toplayıcı olan Tommy Hicks Jr. da vardı. Yan koltuklarında isim ise Fransisken rahip James McCurry oturuyordu. Amerikalılara ev sahipliği yapan ise aynı zamanda jetin sahibi olan, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile herkesin önünde poz veren gösterişli Türk işadamı Sezgin Baran Korkmaz’dı.”
Yazıda kısa süre önce Amerikan kamu hayatına multi milyoner bir hayırsever ve Türkiye adına Trump Yönetimi nezdinde faaliyetlerde bulunan bir oyuncu olarak adım atan Korkmaz’la ilgili Amerikalıların bilmedikleri şeyin ise adının bir Mormon köktendincisi ile Ermeni-Amerikan organize suçlularının isimlerinin karıştığı ABD hükümetini yarım milyar dolarlık dolandırma davasına karışmış olmasıydı.
Geziden sadece haftalar önce, ABD yargısının Korkmaz’ın iş ortaklarını yarım milyar dolarlık dolandırıcılık planı nedeniyle tutukladığına işaret edilen haberde savcıların Korkmaz’ın iş imparatorluğunun birçok bölümünün – Amerikalıları taşıyan jet dahil – dolandırıcılık olayı ile finanse edildiğini iddia ettikleri de belirtiliyor.
Korkmaz, grubun dolandırıcılıktan elde edilen 130 milyon doları Lüksemburg ve Türkiye’deki şirket ve hesaplara geçmesine yardım etmek ve bu paraları üst düzey Amerikalılar ile ilişkilerini geliştirmek ve hatta Erdoğan ile bizzat görüşmek için kullanmakla da itham ediliyor.
Korkmaz’ın organize ettiği Brunson’ı kurtarma gezisinin, Trump ile Erdoğan arasında arka kanallardan sürdürülen Brunson görüşmelerinden sadece biri olduğuna da işaret edilen haberde Amerikalı savcıların şimdi Korkmaz’dan milyonlarca dolarlık varlığının peşine düştükleri ifade ediliyor. Korkmaz aynı zamanda Türkiye tarafından da aranıyor.
Erdoğan’ın Korkmaz’la bağlantısı olduğuna dair tüm kanıtları silmeye çalıştığı ve bu amaçla geçtiğimiz yıl sonlarında Korkmaz’la çektirdiği fotoğraların temizlenmesi için bir mahkeme kararı çıkarttığı da aktarılan haberde, gezinin Brunson’ın özgür kalmasından sadece bir ay önce gerçekleşmiş olmasının da altı çiziliyor.
Misyonun papazın özgürlüğüne kavuşturulmasında bir rol oynayıp oynamadığının belli olmadığına da işaret edilen haberde dikkat çekici noktanın heyette yer alan isimlerin ittifakı olduğu belirtiliyor.
Haberde 2018 gezisinin, eski CIA yöneticisi Woolsey ile evli bir iş kadını ve lobici olan Nancye Miller’ın fikiri olduğu, Miller’ın o sırada ölümcül bir kanser hastalığına yakalandığı ve ertesi yıl Mart ayında öldüğü aktarılıyor.
Brunson’ın tutukluluğundan dolayı Türkiye ve ABD arasında yaşanan krizin ortasında Miller’ın Brunson’ı kurtarmak için özel bir görev oluşturmaya karar verdiği ve birkaç ay boyunca Korkmaz ile birlikte bunun temellerini attığına işaret edilen haberde Woolsey’in bir röportajında seyahatin amacının Türkiye’ye Brunson’ın serbest bırakılmasının ABD’de iyi niyet yaratacağının sinyalini vermek olduğunu söylediği de belirtiliyor.
Miller’ın başlangıçta bizzat Türkiye’ye seyahat etmeyi planladığı, ancak hastalığının buna engel olmasından dolayı yerine Fransisken rahip Peder McCurry’yi gönderdiği aktarılıyor. Haberde McCurry şu ifadeleri kullanıyor: “Nancye çok ruhani bir kadındı ve bana şöyle dedi: ‘Biliyorsun, bu hayatımda yapabileceğim son iyi niyet eylemi olabilir ve Papaz Brunson’ı serbest bırakmada bir rol oynayabilirsem bunun için hayatımı vermeye hazırım” dedi.”
Haberin devamında yolculuktan bahsediliyor: “Eylül 2018’in ortalarında, Woolsey, Hicks ve McCurry dahil olmak üzere Miller’in seçtiği heyet, Korkmaz’ın ev sahipliği yaptığı İstanbul’a uçtu. Bir otele yerleştiler ve talimatları beklediler.”
Haberde Korkmaz’ın 2010’ların ortalarında hayırsever bir işadamı olarak ABD’de ortaya çıkan Korkmaz New York merkezli bir uluslararası ilişkiler düşünce kuruluşu olan EastWest Enstitüsü’nün hayırseveri ve yönetim kurulu üyesi oluyor. 2015’te ayrıca yerinden edilmiş Suriyelilere yardım etmek için yardım kuruluşu Relief International’a 20 milyon dolar vaatte bulunuyor. Bu vaat ona New York’taki Harvard Club’da resmi bir akşam yemeği kazandırıyor ve yardım kuruluşu “Çocuklarımız İçin Sezgin Baran Korkmaz Girişimi”ni başlatıyor. Ancak Relief International sözcüsü Andrew Rice OCCRP’ye verdiği demeçte, vaat edilen paranın hiçbir zaman gerçekleşmediğini söylüyor.
Daha sonraki süreçte Türkiye adına ABD’de lobicilik faaliyetlerine katılan Korkmaz, 20 Eylül 2016’da, ABD başkanlık seçim kampanyasının ortasında Miller ve o zamanlar Trump kampanya danışmanlarından olan Woolsey ile New York Peninsula Hotel’de bir toplantıya katılıyor.
Görüşmede ABD’li çiftin, Erdoğan’ın ABD merkezli düşmanı Gülen’i itibarsızlaştırmasına yardımcı olmak için 10 milyon dolarlık bir lobi ve halkla ilişkiler sözleşmesi imzaladığı söylendi. Ancak anlaşma asla gerçekleşmedi.
Ayrıca o toplantıda Korkmaz’ın tanıdığı bir Türk-Hollandalı işadamı olan Ekim Alptekin de 2018 yılında ABD federal savcıları tarafından Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı emekli general Michael Flynn ile birlikte çalışarak Gülen’i karalamak için Türk hükümetinin yasadışı ajanı olarak hareket ettiği gerekçesiyle suçlandı. Bundan sadece bir gün önce, 19 Eylül’de, Alptekin ve üst düzey Türk yetkililer, Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesi planlarını tartışmak için Flynn ile bir toplantı yapmıştı.
Haberde Amerikalı savcıların o zamana kadar Korkmaz’ın yarım milyar dolarlık vergi dolandırıcılık programından elde edilen gelirin önemli bir bölümünü yurtdışında aklayarak zenginleştiğini iddia ettikleri belirtiliyor.
Haberin devamında Korkmaz ve dolandırıcılık programında yer alan Utah merkezli köktendinci bir Mormon mezhebinin üyesi Jacob ve Isaiah Kingston ile Los Angeles’da örgütlü suç mensubu olan Lev Aslan Dermen arasındaki ilişkilere değiniliyor.
Habere göre üç isim en az bir milyar 100 milyon dolarlık sahte biyoyakıt vergi iadesi talep ederken bunun 500 milyon dolardan fazlasını alarak ABD’den Lüksemburg ve Belize’ye uzanan uluslararası bir para ve nüfuz ağı kurdu. Kaçma ihtimaline binaen de grup paranın 130 milyon dolarını Türkiye’ye yönlendiriyor. Bu paralarla kendisini yüksek profilli bir işadamı gibi gösteren Korkmaz suç ortağı isimleri büyük yatırımcılar olarak Erdoğan ile buluşturuyor.
ABD’den sonra Türkiye de Korkmaz’a yönelik soruşturmalar başlatırken, 11 iş arkadaşı gözaltına alınan Korkmaz, adını temize çıkarmak için Türkiye’ye döneceğini açıklamasına rağmen bu sözünü yerine getirmiyor.
Brunson’ı serbest bırakma misyonunun, ABD kolluk kuvvetlerinin Kingstons ve Dermen’i tutuklamasından birkaç hafta sonra geldiğine işaret edilen haberde yolculuğun yaklaşık bir hafta sürdüğü ve büyük ölçüde hayal kırıklığı yarattığına işaret ediliyor:
“Gruptaki Amerikalılar çoğunlukla İstanbul’daki otellerinden ayrılamadılar. Woolsey ziyaret sırasında hastalandı ve çoğu zaman birşey yapamadı.”
Miller ise ABD’den Erdoğan’ın ofisi ile sürekli kontakt halinde olmasına rağmen bir sonuç alamamıştı.
Ziyaretin doruk noktası ise Brunson’ın ev hapsinde olduğu İzmir’e 18 Eylül’de yapılan ziyaret oluyor: “Korkmaz ve Woolsey özel jette kalırken, McCurry ve Hicks, Korkmaz’ın avukatıyla birlikte kasabaya gidiyor.”
Hicks ve McCurry’nin Brunson’ın evinin dışında görüntüleri daha önce Türk medyası tarafından paylaşılmıştı. Ayrıca toplantıdan bir fotoğrafın yanı sıra Hicks’in Korkmaz’ın jetinden indiğini gösteren bulanık bir resim de ertesi ay Kürt meseleleri uzmanı Mutlu Çiviroğlu tarafından sosyal medyada paylaşılmıştı. Woolsey ve Miller’ın gezideki roller ise daha önce hiç bir habere konu olmamıştı.
Brunson da anılarında Fransisken bir rahip, bir Türk avukat ve telefonunda bazı üst düzey Amerikalılarla fotoğrafını gösteren isimsiz bir “Amerikalı işadamı”nin kendisini ziyarete geldiğini belirtiyor. Ancak bu grubun Brunson’a seni eve götürmeye geldik sözü gerçekleşmiyor.
Haberde grubun gezisinin Brunson’un ertesi ay serbest bırakılmasına yardımcı olup olmadığının bilinmediği belirtiliyor. Brunson’ın avukatı İsmail Cem Halavurt bir röportajda Korkmaz ismini, Brunson’ın serbest bırakılmasından birkaç gün önce kendisini aramasıyla duyduğunu belirtiyor. Halavurt duruşma günü Korkmaz’ın kendisinden Brunson’ın serbest bırakılmasında önemli bir rol oynadığını söylemesini talep ettiğini ancak reddettiğini ifade ediyor.
Ancak Brunson özgürlüğe doğru yürürken Korkmaz yine de Halavurt’un yanında – ve kameralarının tam önünde – ortaya çıkıyor.