Van, Çatak’ta askerlerce gözaltına alındıktan sonra Servet Turgut’un ölümüne ve Osman Şiban’ın da ağır yaralanmasına neden olan işkenceyi haberleştirdikleri için 9 Ekim’de tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Cemil Uğur, Jinnews muhabiri Şehriban Abi ve serbest gazeteci Nazan Sala için Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulundu.
42 gündür cezaevinde tutulan ve ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’la suçlanan gazetecilerin hukuki temsilini üstlenen dernek avukatları yaptıkları başvuruda, müvekkillerinin tutukluluğunun Anayasa’nın 19. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. maddesinde düzenlenen ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı’nı ihlal ettiğini belirtti, gazetecilerin haksız ve hukuka aykırı olarak gözaltına alınıp tutuklandığını öne sürdü.
Bir kişinin tutuklanabilmesi için öncelikle suçu işlediğine dair ‘kuvvetli şüphe’ olması gerektiğini hatırlatan avukatlar başvuruda, gazetecilerin tutukluluk sebebinin mesleki faaliyetleri olduğu ve bu durumun gazetecilerin ifadesi alınırken suç unsuru olarak sunulan kitap, gazete ve haber notlarından oluşan fiziki deliller tarafından da açıkça ortaya konduğunu anlattı.
“İşkenceyi haberleştirdikleri için tutuklandılar”
MLSA avukatları, bir kişi hakkında tutuklama kararı verilebilmesi için kuvvetli şüphene ek olarak bir de “tutuklama nedeni” bulunması gerektiğini ifade ederek, müvekkillerinin ne kaçma ne de delilleri yok etme şüphesi olduğunu vurguladı.
Öne sürülen tutuklama gerekçesinin makul ve yeterli olmadığı belirtilen başvuruda avukatlar, tutuklama kararının arkasında yatan gerçek sebebin Van’da gözaltına alınan yurttaşların yaşadığı işkencenin sebep olduğu kamuoyu tartışması olduğunu öne sürdü.
Bu doğrultuda gazetecilerin haber yapması üzerine kamuoyunun gündemine gelen bu olayın haberleştirilmesinin hükümet yetkililerini rahatsız ettiğini belirtti.
“Gazetecilerin işini yapmasını engellemeye yönelik”
Başvuruda tutuklama kararının hukuksuz olmasının yanı sıra, ‘silahlı terör örgütü üyeliği’ suçlamasına temel olarak gösterilen delillerin tamamen gazetecilik faaliyetleri kapsamında olması sebebiyle, demokratik bir toplumda ifade ve basın özgürlüğü açısından ‘gerekli ve ölçülü bir müdahale olarak kabul edilemeyeceği’ ifade edildi.
Bu doğrultuda, gazetecilerin Anayasanın 25, 26 ve 28. maddeleri ile AİHS’in 10. maddesiyle korunan ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiği belirtildi. Son olarak başvuruda, gazetecilerin tutuklanmasının işlerini yapmalarını engellemeye yönelik olduğu anlatılarak, kişilerin hak ve özgürlüklerinin kötü niyetli bir şekilde sınırlandırılmasını yasaklayan AİHS’in 18. maddesi ve Anayasa’nın 13. maddesi uyarınca, tutuklama kararının bu maddeleri ihlal ettiği belirtildi.
Ne olmuştu?
6 Ekim sabahı Mezopotamya Ajansı’nın Van Bürosu ile aralarında Jinnews muhabirlerinin de bulunduğu çok sayıda gazetecinin evine baskın düzenlenmiş, baskınlarda MA muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur ile Jinnews muhabiri Şehriban Abi ve Nazan Sala gözaltına alınmıştı.
Gözaltına alınan gazeteci Cemil Uğur, Van’ın Çatak ilçe kırsalında operasyona çıkan askerlerin gözaltına aldığı köylüler Servet Turgut ve Osman Şiban’ın helikopterden atıldıklarını belgeleriyle haberleştirmişti.
Köylülerden Turgut günlerce kaldığı yoğun bakım ünitesinde hayatını kaybetmişti.
İki köylünün helikopterden atıldığı iddialarıyla ilgili soruşturma yürüten Van Cumhuriyet Başsavcılığı, 1 Ekim’de dosya ile ilgili gizlilik ve yayın yasağı kararı aldı.