HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında konuştu.4 Kasım 2016’da Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dahl çok sayıda HDP’liye yönelik siyasi operasyonları hatırlatan Buldan, ‘deprem vergilerine ne olduğunu’ da sordu.
Buldan, İzmir depreminde yaşamını yitirenlere başsağlığı dileyerek, enkaz altında kalanların bir an önce kurtarılması temennisinde bulundu.
Buldan’ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
“İnsanların ölümüne neden olan, afetler değildir, gerekli tedbirlerin zamanında alınmayışıdır, denetimsizliktir, yaşamın değil rantın esas alınmasıdır. İmar affıyla kaçak yapılaşmanın önünü açan rantçı zihniyet, depremi daha yıkıcı hale getirmektedir.
AKP Genel Başkanı Erdoğan, kendi sorumluluklarını bir kenara bırakarak, afetlere dayanıksız yapılardan vesayetçi zihniyeti sorumlu tutmaktadır. Sanırsınız 18 yıldır iktidarda onlar değil, başkaları var. Buradan soruyoruz: Depreme hazırlık için bugüne değin ne yaptınız? Hangi önlemleri aldınız?
Kanal İstanbul’a ayıracak paranız varsa, deprem için neden kullanmıyorsunuz? Olası bir İstanbul depremi en büyük tehlike olarak karşımızda durmaktadır. Allah korusun, yaşanacak bir felaketin sonuçlarını düşünmek dahi istemiyoruz. İstanbul için ne yaptınız? Bunların cevabını vermek zorundasınız? İktidarın halka hesap vermesi gerektiğini düşünüyoruz, sorumluluğu başka yerlere atamaz. İnsanlar enkaz altında kurtarılmayı beklerken, AKP’nin bakanı enkazın üzerine çıkmış, enkaz altındaki yurttaşımızla telefonla görüşme yapıyor ve kameralar önünde şov yapıyor. İnsanlar can derdinde, bunlar şov peşinde.
İmar affıyla kaçak yapıların önünü açan, dere yataklarına bina yapılmasına izin veren bu iktidardır. Denetim yollarını kapatan bu rantçı anlayış depremden, afetlerden daha tehlikelidir. Evet, binalar çürüktür. Ama asıl çürük olan; yıllardır fay yasasını çıkartmayan, depremde mezara dönüşecek olan yapılara göz yuman bu rantçı sistemdir. Afetler kaderimiz değildir. Bu çürük düzen de kaderimiz değildir. Değiştirmek, elimizdedir. Deprem anından itibaren kriz masası oluşturan partimiz İzmir halkının yanında oldu, dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz. Buradan iktidara da çağrı yapıyorum: Bugün hemen Meclis’te depremle ilgili bir genel görüşme açalım ve Türkiye’nin deprem gerçeğini acil olarak masaya yatıralım, parlamento hızlı bir biçimde çalışma yürütsün, gerekli araştırmaları yapsın. Fay kanunu başta olmak üzere gerekli yasaları acil olarak çıkartalım.”
“4 Kasım’a neden siyasi darbe diyoruz? Çünkü bu hukuk dışı rehin alma operasyonu demokratik siyasete, demokrasiye karşı yapılmıştır. 15 Temmuz’daki darbe girişiminin AKP iktidarı eliyle siyasi darbeye dönüştürüldüğü tarihtir 4 Kasım. 4 Kasım’dan bu yana son 6 yılda eş genel başkanlarımız, vekillerimiz, belediye eş başkanlarımız, yöneticilerimiz, üyelerimiz dâhil 20 bini aşkın kişi gözaltına alındı, 10 bine yakını hukuksuzca tutuklandı. Belediyelerimiz birer birer gasp edildi. Yetmiyor, her sabah gözaltı haberleri ile güne başlamaya devam ediyoruz.
Bu siyasi darbe süreci 30 Ekim 2014’te MGK’da kararlaştırılan Çöktürme Planı’yla başlatıldı. Bu plan; AKP-MHP iktidarının güncellediği İkinci Şark Islahat Planı’dır. Faşizmi kurumsallaştırma, tekçilik rejimini inşa etme planıdır. Altı yıldır Türkiye’de bu planı uyguluyorlar. Sadece HDP’ye yönelik değil, tüm demokrasi güçlerine, sivil demokratik topluma yönelik bir darbe kuşatması söz konusudur. Aynı zamanda tüm toplumu hedef alan bir planla karşı karşıyayız.”