Anayasa Mahkemesi (AYM), KHK ile atılan öğretmenlerin Malatya’da belediye önünde trafiğe kapalı alanda bankta oturarak yaptıkları eylem nedeniyle para cezası kesilemeyeceğine oy birliğiyle karar verdi. AYM 4 eski öğretmene uğradıkları manevi zarar nedeniyle 6’şar bin lira tazminat ödenmesine de hükmetti.
Gereğini yapması için Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderilen kararda, “Kamu otoriteleri üzerinde baskı oluşturmak ve sorunlarını kamuoyuna duyurmak amacıyla sadece bir bankta oturarak ve yaklaşık 70 gün boyunca barışçıl şekilde eylem yapmalarına demokratik bir toplumda katlanılmalıdır. Bu nedenle hakimliklerce verilen kararlarda adil bir denge kurulduğu söylenemez” denilmesi dikkat çekti.
VALİLİK EYLEM YASAĞI GENELGESİ YAYIMLADI
Malatya valiliği, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 27 Ekim 2016 tarihinde yayınladığı genelge ile toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, stant kurma, imza kampanyası, bildiri dağıtma, pankart asma, çadır kurma, oturma eylemi gibi eylemlerin yapılabilmesi için valilik ve kaymakamlıklardan izini alınması gerektiğini bildirdi.
BELEDİYE ÖNÜNDE BANKTA OTURMA EYLEMİ YAPTILAR
Malatya’da öğretmenler Özkan Karataş, Umut Sertaç Ökdemir, Erdoğan Canpolat ile Devlet Hastanesi veri hazırlama işletmeni Cengiz Uğurlu 29 Ekim 2016 tarihinde yayımlanan 675 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarıldılar. İşten çıkartılan eski kamu çalışanları, haksızlığa uğradıklarını belirterek bu durumu protesto etmek için 5 Ocak 2017’den itibaren Malatya Belediye binası önünde yer alana trafiğe kapalı alandaki bankta Haziran 2017’ye kadar oturma eylemi yaptılar.
4 EYLEMCİYE 60 BİN 836 TL CEZA KESİLDİ
Eylem yapan söz konusu 4 kişiye her gün için 227’şer TL idari para cezası kesildi. Bu nedenle Özkan Karataş’a 75 eylem için toplam 17 bin 25 TL; Cengiz Uğurlu’ya 51 eylem için toplam 11 bin 577 TL; Umut Sertaç Ökdemir’e 67 eylem için 15 bin 209 TL, Erdoğan Canpolat’a da 75 eylem için 17 bin 25 TL ceza kesildi. Bu 4 kişiye 104 kez idari para cezası kesilirken, aynı konumda olan Zülfükar Ejder Sütçü de iki kez bu oturma eylemine katıldığı için 2 ayrı para cezası kesildi.
SULH CEZA 52 İTİRAZI DA REDDETTİ
Eylemci 5 eski memurun Malatya 1. Sulh Ceza ve 2. Sulh Ceza Hakimliğine ayrı ayrı yaptıkları toplam 54 itiraz ise reddedildi. Hakimlik ret kararında; 21 Temmuz 2016’da yurt genelinde olağanüstü hâl ilan edildiği, valiliğin de genelge ile eylem ve etkinlikleri izine bağladığı, bu nedenle eylemcilere Kabahatler Kanunu uyarınca para cezası kesildiğini ifade etti. Bankta oturma eyleminin de Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamında “toplantı” sayılacağını savunan Malatya 1. Sulh Ceza Hakimliği, OHAL şartları içerisinde toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin izine bağlanabileceği, yasaklanabileceği kararını aldı. Sulh Ceza Hakimliği, AİHM’nin de toplantı için izin sistemi getirilmesini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olmadığına dair kararları bulunduğunu bildirdi.
KONU ANAYASA MAHKEMESİNE TAŞINDI
Sulh ceza hakimliğinin idari para cezalarına itirazları, kesilen cezaların yasaya uygun olduğu gerekçesiyle reddetmesi üzerine eski memurlar Anayasa Mahkemesi’ne, “kişi hürriyeti ve güvenliği” ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme” haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuru yaptılar. AYM, eylemci eski memurlar 100’denf azla kez gözaltına alındıklarını belirtmelerine karşın gazete kupürü dışında kanıt sunamadıkları için kişi hürriyetinin ihlali yönünden başvuruyu reddetti.
AYM: TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ HAKKI İHLAL EDİLDİ
İlk 4 eylemcinin kendilerine 104 kez idari para cezası kesilerek gözaltına alındıklarını, bankta oturarak döviz açmanın “toplantı ve gösteri yürüyüşü” olarak değerlendirilemeyeceğini, eylem sürecinde hep aynı davranışı sergilemelerine rağmen bazı günler ceza kesildiğini bazen kesilmediğini yönündeki başvurularını da inceleyen AYM, oturma eylemi nedeniyle sonradan idari para cezası verilmesinin de toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına yönelik bir müdahale olduğunu bildirdi. Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve hürriyetlerin ancak yasalarla sınırlanmasının öngörüldüğünü vurgulayan AYM, toplantı ve gösteri yürüyüşleri için şu kararı aldı:
“Başvuruculara uygulanan idari para cezaları da olağanüstü hâl sürecinde öngörülen izin şartının yerine getirilmemiş olması sebebine dayandırıldığından söz konusu cezaların Anayasa’nın 34. Maddesinin 1. fıkrasında yer alan ‘toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemesinin izin şartına bağlanamayacağı’ güvencesine aykırılık teşkil ettiği açıktır.”
”BASIN AÇIKLAMASI BARIŞÇI EYLEMDİR”
AYM, olağanüstü hal dönemlerinde valilik kararıyla getirilen izin şartının sadece ilgili basın açıklamasını organize edenlere veya yönetenlere ait olduğuna dair KESK ile ilgili eski kararı olduğunu anımsatarak, “basın açıklamalarının barışçıl şekilde yapıldığını, barışçıl eylemler nedeniyle kamu düzeninin bozulmadığını, … sendika üyesi de olan başvurucuya idari para cezası kesilmesinin o kişinin toplantı hakkına dolaylı bir müdahale oluşturarak caydırıcı etki doğurabileceğine karar verdiklerini” bildirdi.
”İZİN YOKSA DA İLK OTURMA EYLEMİNDE VALİLİK ZATEN HABERDAR OLMUŞ”
Valiliğinin önceden izin alınması kararı ile kamu düzeninin bozabilecek gelişmelere karşı hazırlık yapması için getirdiğini vurgulayan AYM, ancak Malatya’daki oturma eyleminin ilki gerçekleştirildiğinde Valiliğin haberdar olduğunu ve gerekli önlemleri alabileceğini vurguladı. AYM kararında, “Barışçıl bir eylem söz konusu olduğundan idarenin somut olayın şartlarını göz önünde bulundurarak gerekli tedbirleri aldıktan sonra kamu düzeni bozulması, bozulma tehlikesi veya başkalarının haklarının korunması gerekliliği gibi zorlayıcı şartlar oluşmadığı sürece barışçıl eyleme doğrudan veya dolaylı müdahalede bulunmaması esastır” denildi.
Trafiğe kapalı alanda bankların üzerinde oturarak barışçıl şekilde yaptıkları eylemleri nedeniyle kamu düzeninin bozulduğuna ya da bozulma tehlikesi oluşturduğuna dair bir saptama bulunmadığına işaret eden Anayasa Mahkemesi, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının daraltılmasını önleyecek şekilde şu kararı aldı:
”BANKA OTURARAK EYLEM YAPMAYA KATLANILMALIDIR”
“Hakimliğin AİHM kararlarına değinerek denge kurmaya çalıştığı görülmektedir… Bununla birlikte başvurucuların eylemlerinin başlamasından birkaç ay önce KHK ile ihraç edilmelerinin başvurucular üzerindeki etkisinin de göz önüne alınması gerekir… Kamu otoriteleri üzerinde baskı oluşturmak ve sorunlarını kamuoyuna duyurmak amacıyla sadece bir bankta oturarak ve yaklaşık 70 gün boyunca barışçıl şekilde eylem yapmalarına demokratik bir toplumda katlanılmalıdır. Bu nedenle hakimliklerce verilen kararlarda adil bir denge kurulduğu söylenemez.
”AYNI KİŞİLERE SÜREKLİ CEZA ORANTILI DEĞİL”
Kamu otoritelerinin kamu düzeninin bozulduğu ya da bozulma tehlikesinin varlığın olağanüstü hâl şartlarıyla bağlantılı ve olgulara dayalı olarak ortaya koyamadıkları sonucuna varılmıştır. Ayrıca 4 başvurucu yönünden barışçıl şekilde uzun süre devam eden eylemlerde aynı kişilere çok sayıda idari para cezasının uygulanmasının -sürecin bütününe bakıldığında- orantılı olduğundan söz edilemez.
”TRAFİĞİ ETKİLEMEYEN, GÜVENLİK RİSKİ OLUŞTURMAYAN EYLEM”
Günlük yaşama, trafiğe veya kamu hizmetlerinin sunumuna engel oluşturmayan, güvenlik riski oluşturduğu da gösterilmeyen barışçıl eylemlere ilişkin eldeki başvurularda da bu kararlarda ulaşılan sonuçlardan ayrılmayı gerektiren bir yön bulunmamaktadır.
61 BİN LİRALIK CEZANIN İPTALİ İÇİN DOSYA MALATYA SULH CEZA’YA GÖNDERİLDİ
AYM, KHK ile atılan 4 memura 104 kez kesilen ve toplamı 60 bin 836 TL’ye ulaşan idari para cezalarının ortadan kaldırılması gerektiğini bunda da yetkinin ilk itirazın yapıldığı Malatya Sulh Ceza Hakimliği olduğunu belirterek başvurunun kabul edildiğine dair kararını bu hakimliğe ve Adalet Bakanlığı’na gönderdi.
6’ŞAR BİN TL MANEVİ TAZMİNAT
AYM ayrıca “eski hale getirme” kuralı çerçevesinde uğranılan zararın giderilmesinin bu dosyada yetersiz kalacağını belirterek manevi zararları karşılığında 4 eski memurun her birine 6.000 TL’nin ayrı ayrı manevi tazminat ödenmesini de kararlaştırdı.