“Sinema sektörü Kubrick’ini, Coen Kardeşler’ini çıkardı ancak oyun sektörü henüz o seviyelere gelmedi.
“Oyun sektörünü bir insana benzetecek olursak belki de liseye yeni başladı. Bu aşamada bulunması bana çok cazip geliyor. Tüm dünyanın gözlerinin Türkiye’ye döndüğü bir zamanda bu sektöre giriş yaptığım için heyecanlıyım.”
Bu sözler 29 yaşındaki Ozan Güneş’e ait.
Güneş, başka sektörlerde çalıştıktan sonra pandeminin başladığı dönemde İstanbul merkezli oyun şirketi Lokum Games’te işe girdi.
Oyun sektörünün yarattığı bu fırsatı değerlendiren tek kişi Güneş değil.
Yabancı yatırımcı da son dönemde Türk oyun şirketlerine büyük ilgi gösteriyor.
İstanbul’da kurulan Peak oyun şirketinin bu yıl ABD’li Zynga şirketi tarafından 1,8 milyar dolara satın alınması, küresel olarak sektörün en çok ses getiren yatırımlarından biri oldu.
Peak, yabancı yatırımcının Türkiye’de oyun sektörüne yaptığı ilk ve tek yatırım değil.
Son beş yılda Türkiye oyun sektörüne yabancılar tarafından 2,4 milyar dolar yatırım gerçekleştirildi.
Peki nasıl Türkiye’nin yabancı yatırım bulmakta zorlandığı bu dönemde oyun sektörüne ilgi devam ediyor?
BBC Türkçe‘ye konuşan Zynga oyun şirketinin Yayın Müdürü Bernard Kim’e göre Türkiye’ye yatırım yapmalarının en büyük sebebi çıkardıkları oyunlara tutkuyla yaklaşan ekipler ve şirketlerin çalışma etiği.
Türkiye’de oyun sektörünün başarılı olmasında rol oynayan diğer etmenler ise üretilen mobil oyunların dünya çapında popüler olması, genç nüfusun mesleki ilgisinin oyun sektörüne kayması ve kimi oyun şirketlerinin küresel bir markaya dönüşmesi olarak sıralanıyor.
Mobil oyunlarla hız arttı
Türkiye’de üretilen oyunların büyük çoğunluğu mobil.
Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği’nin (TOGED) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özgür Karayalçın, 2010’lu yılların başında mobil oyunların devreye girmesiyle oyun sektöründeki büyümenin hızlandığını söylüyor.
“Bilgisayara oyun geliştirmek daha vakit alan bir şey. Mobil platformlarla 5-6 kişi daha hızlı oyun geliştirme imkanı doğdu” diyen Karayalçın, böylece başarı hikayelerinin sayısının artmaya başladığını söylüyor.
Karayalçın, Türkiye’de genç bir nüfus olması dolasıyla oyun sektörüne giren kişilerin her geçen gün arttığını vurguluyor.
Bu yüzden Karayalçın’a göre önümüzdeki dönemde de oyun geliştirici sayısının artmasıyla satın almalar ve yatırımlar devam edecek.
Devletin verdiği desteklerin önemi
Karayalçın, 2015 yılı itibarıyla devlet tarafından verilmeye başlanan desteklerin de oyun şirketlerinin büyümesinde önemli rol oynadığını vurguluyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, oyun sektöründeki yerli girişimlere son 10 yılda 426,7 milyon lira destekte bulundu.
TÜBİTAK desteğiyle kurulan bu şirketlerden biri de merkezi İzmir’de olan Ruby Games.
Ruby Games, 2020’nin dünyada en çok indirilen mobil oyunu Hunter Assassin’in geliştiricisi.
Oyun dünya çapında yaklaşık olarak 270 milyon indirmeye ulaştı.
Şirket, Ege Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi (EGE Teknopark) bünyesinde 2018 yılında kuruldu.
Ruby Games’in kurucusu Mert Can Kurum, iki yıl içinde iki kişilik bir ekipten 30 kişiye ulaşmalarını, oyun sektörünün hızlı büyümesine bir örnek olarak gösteriyor.
Küreselde başarılı olan şirketler
Mert Can Kurum, “Türkiye’deki bazı başarılı işler bunun iyi yapılabileceğini, ucuz maliyetle başarılabileceğini yabancı yatırımcıya gösterdi. Peak Games’in, Gram Games’in, Masomo’nun çok güzel işler yapması yatırımcıların gözünün Türkiye’ye dönmesini sağladı” diyor.
Türkiye oyun sektörünün hız kazanmasında 2010 yılında kurulan Peak’in küresel bir markaya dönüşmesinin büyük bir etkisi var.
Her ne kadar şirketlerin merkezi Türkiye olsa da geliştirilen oyunlar küresel bir pazara hitap ediyor.
Gelirin yüzde 90’ından fazlası yurt dışından
Mobil için üretilen oyunlar, platformlarda yerlerini alır almaz dünyanın birçok yerindeki kullanıcıya hitap etme şansına sahip oluyor.
Böylece eğer bir oyun dünya çapında başarıya ulaşırsa, oyunun arkasındaki şirket de dikkati çekiyor.
Türkiye’deki şirketlerin gelirinin yüzde 90’ından fazlası yurt dışı kaynaklı.
Zynga: Tutkulu ekipler bulmak istiyoruz
Sektörde yaşanan dikkat çekici satın almalardan biri, 2019’da Masomo adlı oyun şirketinin Çinli Tencet’in altında bulunan Miniclip tarafından 100 milyon dolara satın alınmasıyla yaşandı.
Bu yıl ise ABD’li Zynga, önce Peak’i, ardından da 168 milyon dolara İstanbul merkezli Rollic Games’i satın aldı.
Zynga, 2018 yılında da 250 milyon dolara İstanbul merkezli Gram Games’i bünyesine katmıştı.
Zynga Yayın Müdürü Bernard Kim’e, şirket olarak Türkiye’ye neden yatırım yaptıklarını sorduk.
Kim, bu sorumuza, “Bunun nedeni öncelikli olarak insanlar ve oyunlar. Mobil oyunlarda kazanmak isteyen tutkulu ekipler bulmak istiyoruz. Türkiye’deki ekiplerle de çok güçlü bir şekilde kültürümüz uyuşuyor. Aradığımız önemli bir şey ürünlere duyulan tutku” yanıtını verdi.
Türkiye’deki şirketlerin küresel düşündüğünü de vurgulayan Kim, satın almaların gerçekleşmesinin ardından ekiplerin çalışma etiğini kaybetmediğini de söylesi.
Hiper basit oyunların ilgi görmesi
Zynga’nın bu yıl satın aldığı Rollic Games, daha çok ‘hyper-casual’ yani ‘hiper basit’ kategorisinde geliştirdiği oyunlarla bilinen bir şirket.
Hiper basit, minimal bir arayüze sahip, oynaması kolay ve genelde ücretsiz oyunlara verilen bir isim.
Financial Times’ın haberine göre Zynga’nın CEO’su Frank Gibeau, hiper basit oyunların mobil oyunlar içinde en hızlı büyüyen kategori olduğunu söyledi.
İzmir’deki Ruby Games’in kurucusu Mert Can Kurum’a göre de Türkiye’deki oyun şirketlerinin başarılı olmasında rol oynayan bir diğer faktör oyun geliştiricilerin hiper basit oyunlara kolay bir şekilde uyum sağlaması oldu.
Bu alanda Türkiye’ye özel bir ilginin doğduğunu söyleyen Kurum, hiper basit oyunların geniş bir kitleye hitap etmesi, anlaşılmasının ve oynanmasının kolay olması dolayısıyla ilgi gördüğü görüşünde.
‘Avrupa şartlarında çalışma şartları’
İstanbul merkezli Lokum Games’te ürün müdürü olarak çalışan Mete Güner, daha önce sektörde hiper basit oyunları geliştiren şirketlerde yer almış.
Güner, “Bunlar yolda, otobüs beklerken oynanabilen basit oyunlar. Gelir modelleri de reklama dayalı oluyor” diyor.
Oyun sektöründe çalışan insan kaynağının çok kaliteli olduğunu söyleyen Güner’e göre Avrupa standartlarındaki çalışma şartları sektörü cazip kılıyor.
Türkiye, gelir açısından 23. sırada
İstatistik sitesi Statista’ya göre Türkiye oyun sektörünün gelirinin bu yıl 401 milyon dolara ulaşması bekleniyor.
Bu rakam Türkiye’yi dünyada 23’üncü sıraya yerleştiriyor.
Sektörün en büyük segmenti olan mobil oyunların büyüklüğünün ise 174 milyon dolara ulaşması öngörülüyor.
Türkiye’de oyun geliştirici şirket sayısı ise 239.
Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği (TOGED) verilerine göre, sektörün ihracat rakamı 2018’de 1 milyar 50 milyon dolara ulaştı.
Bu rakamın bu yıl 1,5 milyar doları geçmesi bekleniyor.
TOGED’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özgür Karayalçın, Türkiye’deki şirketlerin ürettiği oyunların yüzde 99’unun yabancılar tarafından oynandığını vurguluyor.
Karayalçın’a göre oyun sektörü, Türkiye’nin bulunduğu coğrafyadan bağımsız bir şekilde başarı elde etti:
“Biz bütün dünyadan kullanıcıları olan, dünyaya ihracat yapan şirketleriz. Türkiye oyun sektörü şu anda ABD, Çin, Güney Kore, Japonya, Avrupa’da İngiltere, Fransa, Almanya’yı geçelim, onların ardından gelen bir ülke. Coğrafyadan bağımsız bir şekilde başarılı.”