İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 12 Eylül Darbesi’nin yıl dönümünde yazılı açıklama yaptı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) ile 12 Eylül uygulamalarının pekiştidiği ifade edilen açıklamada şöyle denildi:
“12 Eylül darbesi üzerinden tam 40 yıl geçti. 1982 tarihli darbe anayasası halen yürürlükte ve darbe anayasası ile hayatımıza sokulan darbe kurumları halen iş başında.
“12 Eylül darbesine karşı olmakla övünen, kısmi anayasa değişikliklerine imza atan ve 12 Eylül’ü tamamen ortadan kaldıracağını söyleyen Ak Parti iktidarı, uzun iktidar dönemi boyunca 12 Eylül’le hesaplaşmasını göstermelik bir 12 Eylül yargılaması ile sınırlamakla kalmadı, ‘15 Temmuz darbe girişimi’ sonrasında ilan ettiği ve iki yıl süren OHAL ile 12 Eylül’ü daha da pekiştirdi.
“16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa değişikliğinin hayata geçirilmesi ve 31 Temmuz tarihinde yürürlüğe giren 7145 sayılı torba kanun ile OHAL’i ve darbe koşullarını süreklileştirdi derken, bugün rejimin darbe ve OHAL koşullarını aştığından, giderek otoriterleştiğinden söz ediyoruz.
“Rejim giderek otoriterleşti”
“Nitekim; ihtiyaç, bu OHAL koşullarından uzaklaşılarak insan haklarından yana bir normalleşme iken, geçen bir yılda tersine bir seyir yaşanmış, yeni Bekçiler Kanunu, Çoklu Baro Yasası, Sosyal Medyaya Sansür Yasası, Ceza İnfazında eşitsizliği derinleştiren yasal düzenleme hayata geçirilerek “süreklileştirilmiş OHAL” koşulları da aşılmış, rejim giderek otoriter bir karaktere bürünmüştür.
“Kadın cinayetlerinin durdurulamaz aşamaya vardığı bugün, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde uluslararası ölçekte öneme sahip İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma tartışması bile tek başına bu gidişatın vahametini göstermektedir.
“Hukuk dışılık hakim kılındı”
“Anayasa ve yasalar dahil, hukuk normlarının dahi bağlayıcılığı yok sayıldığından, hak ve özgürlükler karşısında siyasi iktidarı durduracak, denetleyecek bir güç kalmamış, halk hukuk güvenliğinden yoksun bırakılarak keyfiyet/ hukuk dışılık hakim kılınmıştır.
“Koronavirüs salgını bu süreçte otoriterleşme yönünde atılan adımların toplumun gözünden kaçırılmasına imkan olarak kullanılmış, can derdine düşen toplum bu tür gelişmeleri izleyemez hale gelmiştir.
“Darbelere karşı olduğunu söylüyor”
“Darbeleri önlemek için yapılması gereken bellidir; darbe kurumlarını kapatmak, darbecileri ve bu vesile ile işlenen her tür suçu cezalandırmak, hak ve özgürlükleri evrensel ölçülerde genişletmek, baskıdan kurtarmak, demokratik ve özgürlükleri esas alan bir anayasa yapılması, hak ihlallerine neden olan yasaların ve sonuçlarının kaldırılması, demokratikleşme yanında barışı sağlamak ve kurumsallaştırmak.
“Ak parti iktidarı otoriterleşme yolundaki adımlarına rağmen darbe karşıtı olduğunu söylemekten vazgeçmiyor. O halde, 12 Eylül’e ve darbelere karşı olduğunu kanıtlamaya çağırıyoruz. Darbelere de otoriterleşmeye de hayır!” (RT)