Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanan sıcak gelişmeler ve artan gerilim hız kesmeden sürüyor.
Oruç Reis bölgede tarama faaliyetlerine devam ederken, Yunanistan AB’ye olağanüstü toplanma çağrısı yaptı.
Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar ve Ahval yazarı Prof. Cengiz Aktar, son diplomatik gelişmeleri ve krizin geleceğine ilişkin öngörülerini Sıcak Takip’te paylaştı:
Cengiz Aktar:
“Yunanistan’ın çağrısı direkt Avrupa Konseyi’ne yönelik. Yani 27 ülkenin devlet başkanları ya da dışişleri bakanları biraraya gelecek.
Miçotakis, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüştü. AB Dönem Başkanı olan Almanya’nın Dışişleri Bakanı
Heiko Maas da konuştu bu konuda.
Kim bu konuda bir açıklama yapsa hepsi uluslararası hukuku işaret ediyor. Hukuk da maalesef Türkiye’den yana değil.
Türkiye 1972 tarihli BM’nin Uluslararası Deniz Hukuku anltlaşmasını imzalamadı. Ege’de yaşanan kıta sahanlığı meselesi nedeniyle imzalamamıştı. Burada geride kalan Ankara.
Erdoğan, ‘Bütün Akdenize kıyı olan ülkeler toplanalım bu işi konuşalım’ çağrısında bulundu.
İbrahim Kalın da Almanya’nın arabulucuğundaki Yunanistan-Türkiye görüşmelerinde nihai bir karar verilmek üzereyken, Yunanistan’ın Mısır’la yaptığı anlaşmanın tüm işleri bozduğu yönünde açıklama yaptı.
Kapılar tamamen kapanmış değil elbette. Tüm bu eski askerlere, aydınlıkçılara ve lumpen takıma rağmen.
Türkiye orada tek başına hiçbir şey kazanamaz. Bunun sonu yok. Oraya da giriliyor, buraya da çıkılıyor. Oradan da pay alınıyor buradan da toprak. Peki sonuç. Türkiye tükendi.
Gövde gösterisinin fosil yakıtlarla falan alakası yok. Amaç aslında bağcı dövmek. Oruç Reis’in sondaj yaptığı yerin derinliği 2500 metre en az. Buradan petrol çıkarmak tam zihnisinir projesi. Abuk sabuk hiçbir rasyonelliği olmayan bir proje.
O bölgede gerçekliği olan iki proje var. Bunlar İsrail ve Mısır’ın projeleri. İkisi de kendi bölgelerine yakın yerlerde faaliyet yürütüyor. Onların derinliği ise 1500’er metre.
Yani Türkiye’nin arama yaptığı 2500 metrede dünyanın her yerinde petrol var.
Yunan basınında Oruç Reis’in oralarda sondaj yapılabilmesi için sükunet olması gerektiği ve bölgede birçok savaş gemisi olduğu için sessiz ortamın bulunmadığı da yazıldı ayrıca.
Anlayacağınız burada amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Mesele bağcının nereye kadar dövüleceği elbette. Bağcı nereye kadar kendini dövdürecek. Diğer bağcılar buna ne diyecek? Amerika ne diyecek, İngiltere ne diyecek?
El artırmanın artık kontrolden çıktığını düşünüyorum. ‘Durun bakalım beyler’ denilebilecek dış müdahalenin olması gerek. Bu Amerika da olabilir, Almanya da olabilir. Onun dışında bölgede hala bir çılgınlık olabilir mi? Evet olabilir.
Artık Ankara’nın ipleri tamamen elinden kaçırdığını düşünüyorum. Maksimalist güçlerin, eski askerlerin işi ele aldığı ve durumu onların kontrol ettiği kanaatindeyim. ”