*Fotoğraf: AA
Friedrich Ebert Stiftung Türkiye Temsilciliği’nin desteği ve TÜSES ortaklığı ile yürüttülen “İstanbul’da Suriyeli Sığınmacılara Yönelik Tutumlar” başlıklı araştırma tamamlandı. Araştırmanın proje ekibinde ise Edgar Şar ve Nezih Onur Kuru yer aldı.
Araştırmada, Göç İdaresi’nin verilerine göre İstanbul’da kayıtlı Suriyeli nüfusunun 496 bin ve BM Uluslararası Göç Örgütü’nün Haziran-Temmuz 2019 döneminde gerçekleştirilen araştırmasına göre İstanbul’da kayıtlı ve kayıtsız toplam 963 bin Suriyeli göçmenin yaşadığı belirtildi.
Araştırmayı gerçekleştirmek için, koronavirüs salgını çerçevesinde alınan tedbirler öncesinde Ocak ayında İstanbul nüfusunu temsil eden 1636 kişiyle yüz yüze mülakat yöntemi gerçekleştirildi ve bu kişilere vatandaşların Suriyelilere yönelik tutum ve davranış eğilimlerini değerlendirmek için birçok konuda sorular yöneltildi.
Katılımcılara sorulan sorular şöyle;
-
- İstanbul’un sorunları, Suriyelilerle ilgili tehdit algıları
-
- Hükümetin Suriyelilere yönelik tutumu, vatandaşlar ve Suriyelilerin sosyal statülerine dair algılar
-
- Suriyelilere dair önyargı ve kalıp yargılar, Suriyelilere hissedilen duygular, Suriyelilere yönelik kolektif eylemlere katılma eğilimi
-
- Suriyelilere yönelik politikalar, Suriyelilerle sosyal mesafe, Suriyelilere yönelik toplu şiddet olaylarına bakış
-
- Bu olayları onaylama ve katılma eğilimi
“İstanbulluların yüzde 78’i Suriyeliyle iletişim kurmuyor”
İstanbul’un en büyük sorunu olarak Suriyelileri görenler, yüzde 10,5 ile üçüncü sırada. Katılımcıların yüzde 62’si park ve meydanlarda, yüzde 69’u çarşı-pazar-AVM’de, yüzde 52’si oturduğu sokakta ve yüzde 44’ü çalıştığı yerde Suriyelilerle her gün karşılaştığını ifade etti. Katılımcıların yüzde 17’si Suriyelilerle aynı binada yaşıyor. Görüşülen İstanbulluların yüzde 78’i ise herhangi bir Suriyeliyle iletişim kurmadığını belirtti.
“Sünni Müslüman olması endişeleri hafifletiyor”
Suriyelilerle ilgili tehdit algıları arasında en düşük düzeydeki (aile düzeyi 5,6 – ülke düzeyi 7,0) tehdit algıları yaşam tarzına dair tehdit algısı. Suriyelilerin çoğunluğunun Sünni Müslüman olması yaşam tarzı endişelerini hafifletiyor. Aile düzeyinde (6,5 ve 6,0) güvenlik tehdit algısı ekonomik tehdit algısından daha yüksek. Ülke düzeyinde ise ekonomik kaygılar (7,9 ve 7,4) güvenliğin önünde. Yaşanan ekonomik kriz, artan işsizlik ve iş gücü rekabeti bu bulguyu açıklıyan nedenlerden biri. İYİ Parti ve MHP seçmenleri arasında tehdit algıları ortalamanın üzerinde ve üst seviyede.
TIKLAYIN: Suriyelilerle İlgili Doğru Bilinen 10 Yanlış
Gelir seviyesine göre ekonomik tehdit algıları incelendiğinde gelir seviyesi arttıkça aileye yönelik ekonomik tehdit algı ortalaması azalıyor. Ülkeye yönelik ekonomik tehdit algıları tüm gruplarda benzer seviyede. Suriyelilerle her gün karşılaşanlarda tehdit algıları daha yüksek. Buna karşılık Suriyelilerle iletişimi olanların tehdit algı ortalaması daha düşük.
Hükümet Suriyelilere Türk vatandaşlarından daha iyi davranıyor
İstanbul’da katılımcıların yüzde 78’i hükümetin Suriyelilere Türk vatandaşlarına davrandığından daha iyi davrandığını düşünüyor. Bu oran İYİ Parti seçmeninde yüzde 99, CHP seçmeninde ise yüzde 82’e ulaşıyor. Suriyeliler toplumda giderek önyargıların hedefi oluyor. Suriyeli göçmenlerin daha az yetenekli bir ırktan geldiği yargısına orta ve yüksek düzeyde katılma eğilimi yüzde 49. Ayrıca Suriyelilerin savaş mağduru olmadığına inananların oranı da yüzde 36. Milliyetçi parti seçmenleri (İYİ Parti ve MHP) diğer seçmenlere göre daha yüksek düzeyde önyargılı. Öte yandan Suriyeliler genel olarak medeni ve güvenilir olmayan, kavga ve suça meyilli bir topluluk olarak değerlendiriliyor.
Suriyelilerle ilgili hissedilen duygular incelendiğinde katılımcılarda en çok hissedilen duygu endişeyken, en az hissedilen duygu nefrettir. Fakat yoğun öfke hissedenler yüzde 33, yoğun nefret hissedenler yüzde 24’tür.
“Uzun süreli oturum iznine destek düşük”
“Suriyelilere karşı toplu yürüyüş” eylemine yüksek katılma eğiliminde olan yüzde 34,3, “Suriyelilere karşı toplu imza” konusunda yüzde 42,6 seviyesinde. Suriyelilere yönelik toplu maddi yardımlara yüksek derecede katılma eğilimi yüzde 7,4’te. MHP ve İYİ Parti seçmenleri toplu eylemlerde öne çıkıyor. Suriyelilerle her gün sokakta karşılaşanlarda ise Suriyelilere karşı eylemlere katılma eğilimi daha güçlü.
TIKLAYIN: “Türkiye Güzel de Geçinmek Yok Burada”
Suriyelilerin sığınmacılığının sona erdiği söylenerek Suriye’ye geri gönderilmeleri şeklindeki politika önerisine verilen yanıtların ortalaması 10 üzerinden 6 olarak gerçekleşirken, tüm parti seçmenlerinde 5’in üzerinde. Uzun süreli oturum izni ve vatandaşlığa destek oldukça düşük.
Suriyelilerle komşuluk ve Suriyelileri akşam yemeğinde ağırlama eğilimi yüzde 50’de kalırken, sokakta her gün karşılaşanlarda bu oran yüzde 45’e geriliyor. Az ibadet edenlerde ve lise altı eğitim düzeyine sahip kişilerde sosyal mesafe daha yüksek.
Şiddet olay senaryosu için anket çalışması
Çalışmada bireylerin kolektif şiddet eğilimini araştırmak için mahallede gerçekleşen dört toplu şiddet olay senaryosu üzerinden bir de anket deneyi gerçekleştirildi. Katılımcılar suç tipi (taciz/yankesicilik) ve suç isnat edilen gencin kimliğine (mahalleli/Suriyeli) göre dört gruba ayrıldı.
Toplu şiddete katılma eğilimi en çok suçlanan kişinin Suriyeli olarak tanıtıldığı iki olayda yüksek. Ayrıca taciz olaylarındaki şiddet eğilimi yankesiciliğe göre daha fazla.
Suriyeli kişinin suçlandığı taciz senaryosunda yüksek düzeyde şiddet eğilimi gösterenlerin yüzde 35,9’a ulaşması taciz ya da tecavüz söylentisiyle yaşanan linç girişimlerinin ciddiyetini ortaya koydu. Araştırmada katılımcılara suç isnat edilen kişilerin bu suçu işlemiş olduğuna ne derece inandıkları ve şiddeti ne derece onayladıkları sorulduğunda, Suriyelilerin ve taciz olayının yer aldığı senaryolarda kişiyi suçlu görme ve şiddeti onaylama eğilimi arttı.
Rapora ulaşmak için tıklayın.
(SO/NÖ)