Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK), Suriye’ye yapılan uluslararası insani yardımlara izin verilmesini sağlayan programın uzatılmasını Rusya ve Çin ikinci kez veto etti. Programın süresi 10 Temmuz’da doldu.
Uluslararası yardım örgütlerine göre, yaklaşık 3 milyon insan açlık tehdidiyle karşı karşıya. Süre dolduğu için, üye ülkeler yeni bir uzatma konusunda uzlaşana kadar insani yardımların geçişleri durduruldu.
BMGK’nın cumartesi günü yeniden toplanması planlanıyor.
Suriye devletinin onayına gerek duymaksızın Türkiye’deki iki sınır kapısından İdlib ve Halep’te muhaliflerin kontrolündeki bölgelere insani yardım ulaştırılmasını sağlayan düzenleme, 2014’ten bu yana 1 yıllığına kabul ediliyordu.
Ancak Ocak 2020’de program 6 ay için uzatılmıştı. 10 Temmuz’da 6 aylık süre dolmadan önce bir kez daha tasarıyı hazırlayıp salı günü BMGK’ya sunan geçici üyeler Almanya ve Belçika, programın yeniden 1 yıla uzatılmasını ve 2 sınır kapısından devam etmesini talep etti. Ancak bu tasarı Rusya ve Çin tarafından veto edildi. Diğer 13 üye tasarıyı onayladı.
Rusya çarşamba günü hazırladığı tasarıyı sundu: Süre yeniden 6 ay için uzatılıyor ancak yardımların geçeceği sınır kapısı bire indiriliyordu. Bu tasarıyı da diğer 3 daimi üye ülke veto etti, 9 kabul oyuna da ulaşılamadı.
Cuma gecesi, süre dolmak üzereyken Almanya ve Belçika, Rusya ve Çin’in teklifine doğru bir adım atarak süreyi yeniden 6 ay için uzatan bir teklif sundu. Sınır kapısı sayısı ise 2’de kalıyordu.
13 BMGK üyesi teklifi kabul ederken Rusya ve Çin bu tasarıyı da veto etti.
Karşılığında Rusya, süreyi 1 yıl için uzatan ancak sınır kapısını 1’e indiren bir teklif sundu. Bunu da diğer daimi üye ülkeler veto etti. Moskova’nın teklifi için 15 üye ülke arasında 3 ülke ‘evet’ oyu kullandı.
Moskova, yardımların yüzde 85’inin Cilvegözü’nden iletildiğini, diğer sınır kapısına ihtiyaç olmadığını savunuyor.
Rusya’nın BM Temsilci Yardımcısı Dmitry Polyansky, bu teklifin sahadaki durumu kabul etmek demek olduğunu belirtti ve “Rusya’nın Suriye’ye insani yardımları durdurmak istediği iddialarını reddediyoruz. Eğer verdiğimiz tavizi reddederlerse, sonuçlarından onlar sorumlu olur” dedi.
ABD, İngiltere ve Fransa ise süre konusunda taviz verse de sınır kapılarının sayısını eksiltmeye karşı çıkıyor. Özellikle cuma günü bölgede ilk koronavirüs vakasının tespit edilmesinin ardından yardımların geçişinin tek bir kapıya düşürülemeyeceğini belirtiyorlar.
Reuters’a konuşan ABD’li bir diplomat, 2 sınır kapısının kullanılmaya devam etmesinin “kırmızı çizgileri” olduğunu söyledi.
ABD’nin BM Temsilcisi Kelly Craft da cuma günü paylaştığı bir tweet’te “3 milyondan fazla insan çaresizce bu yardımları beklerken Rusya ve Çin, siyaseti kullanarak Esad rejimini güçlendirmeye çalışıyor. UNICEF yardımlarının yüzde 30’unun geçtiği Bab el Selam (Öncüpınar) Sınır Kapısı’nın kapatılmasına izin veremeyiz. 500 bin çocuğun hayati risk altında.” ifadelerini kullandı.
BMGK dönem başkanı Almanya’nın BM Temsilcisi Büyükelçi Christoph Heusgen, üye ülkeleri yardım bekleyen milyonlarca Suriyeliyi düşünmeye çağırdı. Bu hafta sonu da bir çözüm bulunamaması halinde bölgenin büyük bir umutsuzluğa sürükleneceği konusunda uyarıda bulundu.
Tasarıların kabul edilmesi için BMGK’nın 5 daimi üyesinden (ABD, Rusya, Fransa, İngiltere, Çin) hiçbirinin veto etmemesi ve toplam 15 üyeden 9’unun onayı gerekiyor.
Daha önce yardımlar 4 sınır kapısından ulaştırılıyordu
2019 sonunda yine Almanya ve Belçika’nın hazırladığı tasarıda, 2014’ten bu yana Ürdün ve Irak üzerinden de gelen, yani toplam 4 sınır kapısı kullanılarak ulaştırılan yardımların 3 sınır kapısından (Türkiye’deki iki kapı ve Irak’taki sınırdan) geçirilmesi öngörülüyordu.
Ürdün’den zaten 2018’den bu yana pratikte yardım ulaştırılmıyordu.
Rusya ve Çin’in geçen yılın sonundaki vetosuyla, Irak sınırı da devre dışı bırakıldı ve 2 sınır kapısından geçirilmesine karar verildi. Yılın başından bu yana yardımlar sadece Türkiye’nin Hatay kentindeki Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan İdlib’e ve Kilis’teki Öncüpınar Sınır Kapısı’ndan Azez’e gönderiliyor, buradan ihtiyaç sahibi Suriyelilere ulaştırılıyordu.
Rusya, 10 Temmuz itibarıyla sadece Cilvegözü Sınır Kapısı’nın kullanılmasını talep ediyor.
Şam yönetiminin ve Devlet Başkanı Beşar Esad’ın en büyük destekçilerinden olan Rusya, bu kararın Suriye devletinin egemenlik haklarına aykırı olduğunu savunuyor.
Cilvegözü ve Öncüpınar Sınır Kapılarının Suriye tarafında kontrol, Türkiye’nin destek verdiği muhalif gruplarda.
Uluslararası yardım örgütlerinden tepki
Uluslararası yardım kuruluşları ise, özellikle koronavirüs salgını döneminde Suriye’nin kuzeyinde çadırlarda yaşayan 3 milyona yakın kişinin acil yardıma ihtiyacı olduğu ve İdlib’deki 2 milyondan fazla kişinin BM’nin gıda yardımına muhtaç olduğu konusunda uyarılarda bulunuyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün BM ofisinin başındaki Sherine Tadros, iki sınır kapısının kullanılmaya devam etmesinin önemini anlatmanın ‘imkansız’ olduğunu belirtti:
“Milyonlarca Suriyeli için bu sınır kapıları, aç kalmak veya yiyecek bir şeyler bulmak arasındaki ayrım kadar önemli. Hastanelerin de hayat kurtarmak için yeterli malzemeye ulaşmaları demek. Bu sebeple Rusya ve Çin’in veto yetkisini kötüye kullanmaları hem çok tehlikeli hem de rezil bir durum.”
2011’de iç savaşın başlamasından bu yana 14 kez Suriye ile ilgili BMGK tasarılarında veto hakkını kullanan Rusya, uzun vadede kademeli olarak bu programın kaldırılmasını ve Şam yönetimini de kapsayan farklı bir uygulamanın başlamasını talep ediyor. İnsani yardımların Esad yönetiminin kontrolünden ve denetiminden geçmeden ulaştırılmasına karşı çıkıyor.
Çin de yardımların Suriye devleti eliyle dağıtılmasını talep ediyor. Çin’in BM Temsilcisi Zhang Jun, Suriye’ye yönelik ABD ve Avrupa Birliği yaptırımlarını eleştirerek, ‘insani krize aslında bu yaptırımların sebep olduğunu’ söyledi ve kaldırılması çağrısı yaptı.