AYM, Cemaat soruşturmaları kapsamında tutuklanan ‘Bylock’ suçlamasıyla ceza alan F. Kara’nın ‘ByLock’un mahkûmiyet kararında tek veya belirleyici delil olmayacağı’ başvurusunu reddetti ve adil yargılama ihlali saymadı.
BOLD – Anayasa Mahkemesi (AYM) 15 Temmuz’dan sonra cemaat soruşturmalarında tutuklama ve cezalara gerekçe gösterilen MİT tarafından yasadışı yollarla temin edilen ‘Bylock’ verilerinin delil sayılması mahiyetinde skandal bir karara imza attı.
Cemaat soruşturmaları kapsamında yargılanan 7 yıl 6 ay hapse mahkûm olan F. Kara, “ByLock verilerinin hukuka aykırı şekilde elde edilmesi, mahkûmiyet kararında tek veya belirleyici delil olarak bu verilere dayanılmasının adil yargılanma hakkının ihlali olduğu” iddiasıyla 20 Nisan 2018’de Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
AYM, ‘ByLock’un mahkûmiyet kararında tek veya belirleyici delil olmayacağı’ başvurusunu oy birliğiyle 4 Haziran’da reddetti. Resmi Gazete’de yer alan kararda ‘Yargı kararlarına göre, örgütsel amaçla kullanılması için tasarlanmış bu programı örgütle irtibatı olmayan bir kişinin uygulama mağazaları ile internet sitelerinde rastlayarak indirmesi durumunda bile, örgüt mensubunun yardımı olmaksızın kullanması ve başka kişileri arkadaş ekleyip iletişim kurması imkanı bulunmamaktadır’ vurgusu yapıldı.
AYM kararında özetle şöyle denildi:
“Sonuç olarak anayasal düzeni ortadan kaldırmayı amaçlayan bir terör örgütüyle ilgili istihbarat çalışmaları sırasında rastlanan ByLock uygulamasına ilişkin verilerin, bu örgütle ilgili yürütülen soruşturma ve yargılamalarda maddi gerçeğe ulaşılmasına katkı sunması amacıyla Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Yargı kararlarına göre, örgütsel amaçla kullanılması için tasarlanmış bu programı örgütle irtibatı olmayan bir kişinin uygulama mağazaları ile internet sitelerinde rastlayarak indirmesi durumunda bile, örgüt mensubunun yardımı olmaksızın kullanması ve başka kişileri arkadaş ekleyip iletişim kurması imkânı bulunmamaktadır.
Somut olayda mahkeme, ByLock sunucusuna bağlanıp bir user-ID alarak bu sisteme dâhil olmasını ve programı örgütsel haberleşmenin gizliliğini sağlamak amacıyla kullanmasını örgütle bağlantısını gösteren bir delil olarak değerlendirmiştir. Özellikleri itibarıyla sadece FETÖ/PDY mensuplarınca -örgütsel iletişimde gizliliği sağlama amacıyla- kullanılan kriptolu iletişim ağının başvurucu tarafından kullanılmasının terör örgütüne üye olma suçu açısından mahkûmiyete dayanak alınması, adil yargılanma hakkı kapsamındaki usul güvencelerini tamamen etkisiz hâle getiren ve açıkça keyfî bir uygulama olarak değerlendirilemez.”