Serbest Görüş Ekonomi
Ekonomist ve Ekonomim Gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın uzun vadeli borçlanmasına dikkat çekerek bunun nedeninin enflasyonun düşeceğine ilişkin zayıf inançtan kaynaklanıyor olabileceğini belirtti.
Aktaş, kaleme aldığı yazıda, hazinenin kısa ve uzun vadeli borçlanma opsiyonlarına işaret ederek kurumun son aylarda yüksek faizle uzun vadeli borçlandığının altını çizdi.
Hazinenin güncel yüksek faiz ortamında uzun vadeli borçlanma tercihi
Mehmet Şimşek önderliğinde Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik koşullara ve enflasyonu düşürme hedefine atıf yapan Aktaş, güncel konjonktürde yüzde 46 olan haftalık repo faizi koşullarında hazinenin yaptığı borçlanma tercihini eleştirdi.
Merkez Bankası’nın enflasyonu düşürme patikasında vaadler verdiğini belirten Aktaş, hazinenin uzun vadeli borçlanmasının iki nedeni olabileceğini kaydetti. Aktaş, bunları şu şekilde belirtti:
“Hazine ve ekonomi yönetimi enflasyonun düşeceğine inanmıyor. Hazine enflasyonun seyrine göre strateji belirleme konusunda hata yapıyor. Doğrusu hangisi daha kötü bilemedim.”
Yazıdan öne çıkan kısımlar şu şekilde:
“İster aile bütçesinin eksiğini tamamlamak için, ister şirketinizin işlerini döndürmek için borçlanmak durumunda olun. Gelecekte faizlerin düşeceği söyleniyor, siz de buna inanıyorsunuz, genel beklenti de bu yönde. Böyle bir durumda uzun vadeli mi borçlanırsınız, olabildiğince kısa vadeli mi?”
Soru basit, yanıt konusunda da herhalde kimse tereddüt etmiyordur.
Faiz bugün (örneğin) yüzde 40 ise ve bir yıl sonra yüzde 20’ye ineceğini bekliyorsanız, şimdiden gidip yüzde 40 faizle iki yıl, üç yıl, beş yıl vadeli borç alır mısınız? Böyle yaparsanız ne aile bütçeniz kalır ne de şirketiniz; zaten çoktan iflas etmiş olursunuz.
Düşünsenize aradan üç yıl geçmiş, faiz yüzde 20’ye inmiş, enflasyon da o dolaylarda ama siz üç yıl önceki borçlanmadaki hatanızdan dolayı yüzde 40 faiz ödemeye devam ediyorsunuz.
19 Mart sürecinden sonra faizin yükseldiği ortada. Tamam, bu sürecin ortaya çıkmasında Hazine’nin bir rolü yok. Ama sonuçlar görülmüyor olabilir mi?
Hazine’nin TL cinsi değişken faizli kuponlu ihalelerindeki bileşik faiz çok önemli değil. Bu faiz değişken ve gelişmelere göre zaman içinde aşağı gelebilir. Ama yine de 7 Mayıs ve 11 Haziran ihraç tarihli ihaleler çok mu gerekliydi diye sorulabilir.
‘Merkez Bankası 2026’da enflasyonu yüzde 12, 2027’de yüzde 8, sonrasında yüzde 5 öngörüyor ama ben bu yılların tümünde ve hatta 2029’da bile yüzde 38-39 faiz ödeyeceğim’
Önce şunu belirteyim. Hazine’nin uzun vadeli borçlanması tabii ki iyidir. İyidir de enflasyonun düşeceği zamanlarda değil!
Enflasyonun düşeceği, en azından düşeceğinin söylendiği, kamuoyunun buna inanmasının istendiği bir dönemde Hazine’nin uzun vadeli borçlanması nasıl izah edilebilir?
İki olasılık var:
1) Hazine ve ekonomi yönetimi enflasyonun düşeceğine inanmıyor.
2) Hazine enflasyonun seyrine göre strateji belirleme konusunda hata yapıyor. Doğrusu hangisi daha kötü bilemedim.”