YORUM | M. NEDİM HAZAR
Bu son derece kişisel bir yazıdır.
Bir dertleşme sayabilirsiniz.
Fotoğrafta gördüğünüz ise annem.
Babamın mezarının başında.
Bir eylül akşamında teslim etmiştik babacığımı rahmet-i rahmana.
Bir Ramazan Bayramı öncesiydi.
Sıcak bir Urfa Eylül’ü benim için unutulmaz oldu bu sebeple.
O yılki Kurban Bayramı benim ailem için çok farklı olmuştu.
Babasız ilk bayramımızdı.
Bu sebeple her bayram yaşarım babasızlığın hüznünü.
Ve tam 16 yıldır her bayram yaşıyorum bu derin hüznü. Biliyorum çünkü baba ölünce çocuk yetim kalıyor, yaşı kaç olursa olsun. Be nedenle 16 kere 365 gündür yetimim ben.
O gittiğinden beri bayram sabahları hüzünle karışık karşılıyor beni. Tatlı sert otoritesi, çocuklarına, torunlarına toz kondurmaması ve her bayram sanki yeryüzünün kralı gibi kendini mutlu hissetmesini hatırladıkça buruklaşıyor bayramlarım.
Babasız bayram hüzün dolu, babasızlık zorun zoru.
Hele bir de gurbetteysen… Mezarına bile gidemiyor, uzaktan okuyorsan ancak dualarını.
Bu nedenle bilmeli insan babasının kıymetini daha hayattayken.
Anneler çok şanslı… Şefkatin çekiciliği oluyor, Allah öyle yaratmış. Çocuk daha doğar doğmaz annesine sığınıyor. Anne bir liman, bir sığınak. Baba ise hırçın fırtınalara karşı korunaksız bir rıhtım, bir uçurum sanki.
İnsan, hayattayken söyleyemiyor işte babasına, seni seviyorum diye. Halbuki, gidince anlıyor içindeki boşluktan sevginin büyüklüğünü.
Babasızlık çok büyük bir boşluk.
Ve evlatlar nedense cimriler babalarına karşı. Göstermiyorlar annelerine gösterdikleri kadar sevgilerini. Oysa en az anne kadar sever her evlat babasını, bunu da çok iyi biliyorum. Çünkü babamı özlüyorum. Araya mesafe girdikçe ben küçülüyorum, çocuk oluyor ve daha bir başka özlüyorum.
Babasız bir bayram daha…
Babalarının elini öpme bahtiyarlığını yaşayanlar bunu bilemezler.
Beraber geçirdiğimiz son bayramı hatırlıyorum mesela. Annemin sadece sesiyle eşlik ettiği birkaç gün. Çünkü hep mutfakta, hep içerlerde bir şeyler yapar anneler. Baba ise, sanki oturduğu koltuktan yeryüzüne hükmeder. Şunu aldınız mı, şu gelecek mi, şu gitti mi, kurban kesildi mi, etler verildi mi vs.. Küçük çaplı bir cihan devletinin mütevazı imparatoruydu benim babam.
Şimdi, şehirden epey uzak bir yamaçta dinleniyor ruhu. Ve ben özlüyorum her bayram daha çok babamı. Birkaç damla gözyaşı eşlik ediyor avuçlarıma, susuyorum sonra.
İyi ki dua var, Fatiha var. Yoksa ne yapardık Allah’ım!
Bu arada küfran-ı nimet olmasın, yıllar sonra annem yanıma geldi. Bu bayramı torunlarıyla idrak edecek inşallah.
Hüzne büyük bir sevinç de iştirak ediyor anlayacağınız.
Herkesin bayramını tebrik ediyorum…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***