Ekonomi yazarı İbrahim Kahveci, Karar gazetesinde önceki gün paylaşılan dış ticaret verileriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
2022 yılında ihracat yüzde 12.9 artışla 254.4 milyar dolara, ithalat ise yüzde 34.3 artışla 364.4 milyar dolara yükselmişti.
“İthalat arışında iki temel üründen de bahsetmemiz gerekiyor: Enerji ithalat faturası yüzde 91,6 artışla 97,1 milyar dolara çıkarken altın ithalatı da yüzde 233,5 artışla 23,6 milyar dolara ulaştı” bilgisini veren Kahveci, şöyle devam etti:
“Burada özellikle altın ithalatına dikkat çekmek isterim: 2021 yılında net altın dengesi 3 milyar 891 milyon dolar fazlaydı. Oysa 2022 yılında 10,2 milyar dolar altın ihracatına karşılık 23,6 milyar dolar altın ithal ettik. Net altın dengesi -13 milyar 383 milyon dolar açığa dönüştü.
Net enerji dış dengesi de -42.185 milyon dolardan -80.723 milyon dolara yükseldi. Böylece altın ve enerji dengesi -38.295 milyon dolardan -94.105 milyon dolara yükselerek açık vermiş oldu.
Enerji dengesi açık verirken altın dengesinin de açığa dönmesi dış dengeyi tabii ki olumsuz etkiledi. Ama burada şu temel sorunu da gözden kaçırmayalım: Dış denge enerji ve altın haricinde de bozulmaya devam etti. Enerji ve altın hariç dış dengemizdeki bozulma da iki katına yükseldi.
Demek ki dış dengede ne faize ne cari fazlaya ne de ekonomik modele uygun zerre gelişme olmamış.
Sadece boş laflar ederek ülke dengesini tarihte görülmedik şekilde bozmuşuz.
***
Şimdi genel ekonomiye bakınca ne görüyoruz:
-dış açık ve
buna bağlı olarak
-cari açık.
İki temel açığın yanında bir de bütçe açığı, sosyal güvenlik sistemi açığı vs vs açıklar.
Makro ekonomide vermiş olduğumuz bunca açığa karşılık bir de toplumsal açığa bakmamız gerekiyor: Belki de en büyük açığı orada veriyoruz.
Çalışanların ülke gelirinden aldığı pay yüzde 33’lerden yüzde 24’lere gerileyerek büyük bir refah açığı vermiş durumdayız.
‘TEMEL NEDENİNE İNMEMİZ GEREKİYOR’
Burada bu açıkların temel nedenine inmemiz gerekiyor. Dış ticaret verileri diyor ki; sattığımız ürünlerin fiyatı çok az artıyor. İhracatımızı fiyat artışı yerine mal miktarını artırarak gerçekleştiriyoruz.
Oysa ithalatımız bunun tam tersi bir şekil arz ediyor. İthalat artışımızın mal miktarı adeta yerinde sayarken, ithal ettiğimiz ürünlerin fiyatında artışlar yaşanmış.
İthalata yüksek fiyat öderken, ihracata düşük fiyat almışız
Bu durum bizim değersiz üretim yapımızı ortaya sermektedir. Değeri düşük üretim demek zaten ülkedeki bütün açıkların da temel nedeni demektir.
Makro açıklar, refah açığı vs hepsi buradan geliyor. Düşük ücret, bozuk gelir dağılımı da buradan geliyor. Burada sayamadığım daha nice nedenler. (…)”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***