AKP ve MHP’nin hazırladığı “Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” geçen hafta Meclis’ten geçti. Yeni düzenleme ile seçim barajı yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşürüldü. Değişiklik ile getirilen bir başka yenilik ise ittifak oluşturan siyasi partilerin her birinin çıkaracağı milletvekili sayısı, her seçim bölgesinde ittifak içinde elde ettiği oy sayısı esas alınarak genel “D’Hondt” uygulamasıyla belirlenecek olması. Mevcut sistemde oylar önce ittifaka oradan içindeki partilere dağıtılıyordu, şimdi doğrudan partilere dağıtılacak.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, Mezopotamya Ajansı’na verdiği demeçte seçim kanununa ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın defalarca seçim yasasını değiştirdiğine dikkat çeken Piroğlu, 7 Haziran sonrasında bu tablonun değiştiğini ve sandığın Erdoğan karşıtlarının yan yana geldiği bir nokta olduğunu belirtti. Piroğlu, “Eninde sonunda seçime gidilecek. AKP-MHP iktidarı seçimden galip çıkabilmek için her şeyi zorluyor. Seçim kanununda yapılan değişiklik aslında klasik olarak kaybeden bütün iktidarların sandık oyunlarıyla ayakta kalma çabasının izdüşümünden başka bir şey değil” diye konuştu.
‘OY VE GÜVEN KAYBI YAŞIYOR’
Toplumun gerginlikler ve travmalarla karşı karşıya olduğunun altını çizen Piroğlu, iktidarın kendi tabanı üzerinde oy ve güven kaybı yaşadığını söyledi. Piroğlu, “Bu durum karşısında doğru düzgün halkı harekete geçmeye çağıran ve Erdoğan’ı istifaya zorlayacak herhangi bir hamle yapılmıyor. Bu bir çeşit erken ve çok iyimser bir ön kabule yaslanıyor. Ön kabul ise şu, ‘bu ekonomik kriz ve sosyal kriz eninde sonunda Erdoğan’ı götürecek’. Bu kabul ediş aslında karşısındakinin de hamlelerini görmezden gelmeyi getiriyor. Seçim kanunu bu hamlelerden sadece birisi. Yani Erdoğan henüz elindeki malzemeyi tüketmiş değil” dedi.
‘BİZİM ERDOĞAN’A ÇOK FAZLA ŞANS VERMEMEMİZ GEREKİYOR’
Seçim kanununda yapılan değişikliğin iktidarın, iktidarda kalmak için yasal çerçevede attığı bir adım olduğunu sözlerine ekleyen Piroğlu, şöyle devam etti: “Newroz’dan hemen önce Hakkari’den yola çıkmış bir polis, yolda Narkotik tarafından çevrildi üstünden 50 kilogram yakın C4 çıktı. Aynı gün üstü kapatıldı. Bu bombalar nereye gidiyordu, nerede kullanılacaktı? Muhalefette bunun üzerine gitmedi. Ama 7 Haziran sürecinde bu tür araçların topluma karşı ciddi hamleleri de içerdiğini görmek gerekiyor. Bu seçim süreci çok huzur içinde geçecek gibi görünmüyor. Her şey denenecek bizim Erdoğan’a çok fazla şans vermememiz gerekiyor.”
‘TOPYEKÜN DEVLETİ ARKASINA ALAN BİR İKTİDAR YOK’
“Devlet içindeki çatlak büyük, topyekün devleti arkasına alan bir iktidar yok” diyen Piroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplumsal desteği en dibe doğru ilerlemiş bir iktidar olgusu var. Karşısında ciddi bir öfke birikimi var. Bu öfke her an kırılmaya açık. Seçimin üstüne yatmaya çalıştığında ciddi bir halk hareketi ile yüzleşme riski var. İktidar her şeyi zorlayacak ama yıkılmakta olan bir iktidar gerçekliği ile yüz yüzeyiz. Bizim tek eksiğimiz yıkılan, devrilmek üzere olan iktidara devrilmesi için bir tekme atmayı beceremiyoruz. Bekliyoruz kendi kendine yıkılmasını. Bence zafiyet burada, ona zaman kazandırıyor. Ama iktidar sonu oynuyor. Biz bu iktidarın yıkılma sürecine müdahale edemezsek, yenisinin kurulma sürecine müdahale şansımız olmayacak.”
‘MUHALEFET BEKLEME HALİNDE’
İktidar karşısında sadece seçime hazırlanmak ya da sandıkları korumanın yetmeyeceğini dile getiren Piroğlu, şöyle devam etti: “Sandık sonucuna sahip çıkmak gerekiyor. Bunun için bugünden halk kitlelerinin harekete geçmiş olması gerekiyor ki iktidarın hile yapmasının önü kesilsin. Muhalefet bunu yapmıyor. Sadece bekleme halinde. İktidar şaibe altında ülkeyi bir seçime götürme derdinde. Bu şaibeyi yıkması gereken şey ise yasal dinamiklerden öte, halkın örgütlü gücünün gerektiğinde seçimin sonuçlarını iktidara kabul ettirecek bir hazırlığı da şimdiden örmesiyle mümkün.”
‘BU BİR FİNAL DÖNEMİ’
“Kritik ve tarihsel bir sürecin içinden geçiyoruz” diyen Piroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu bir final dönemi. İktidar kazanmak zorunda, kaybetmek sadece Erdoğan’a saraya değil, kendini onunla birleştirmiş geniş bir güruhun ağır kaybına yol açacak. Bu yüzden bu seçimi almak istiyor. Bizim içinde kritik bir seçim. Çünkü bu seçimi Erdoğan kazanırsa, bu ülkenin gördüğü iktidarı değiştirebilecek son seçim olacak. Bu yüzden de ya bu iktidar gidecek ya bu iktidar gidecek. Bunun ortasının kalmadığı bir dönemden geçiyoruz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***