Sedat Peker, Duvar kitabı hazırlanırken kendisiyle yapılmak istenen röportajdaki soruları yazılı olarak istemiş ve yanıtlarını da yazılı olarak göndermiş.
Cumhurbaşkanlığı ve İçişleri Bakanlığı çevresinde dostları olduğunu söyleyerek bilgi akışı hakkında örtük bir işaretleme yapan Peker, yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve ile ilgili iddia ve görüşlerini çok net bir şekilde dile getiriyor.
‘AKP’Yİ VE YA ERDOĞAN’I İKTİDARDAN İNDİRMEK GİBİ BİR GAYEM YOK’
Peki bu çıkışının Türkiye’de siyasi yapıyı dizayn etme gayesi var mı?
Peker şöyle diyor:
‘‘Ak Parti’yi veya Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan indirmek gibi bir gayem yok. Ancak bir şey söylüyorum, bana ve aileme karşı namussuzluk yapıldı diyorum. Devletin namusu olur diyorum. Bu namussuzluğu yapanlara karşı mücadele ederken paylaştığım bilgiler mevcut iktidarı yaralarsa, oyunu düşürürse bu benim sorunum değil. Bu onların sorunu. Ve kamuoyu araştırmalarında gördüğümüz, şu ana kadar paylaştıklarım ciddi oranda zarar vermiş. Turpun büyükleri her zaman heybede olur. Seçim öncesi heybedeki büyük turplar çıktığında neler olur hep beraber göreceğiz.’’
JİTEM, ZİNDAŞTİ, KÜLÜNK VE MHP HAKKINDA SÖYLEDİKLERİ
Sedat Peker söyleşide JİTEM, Zindaşti, Ataşehir’de öldürülen uyuşturucu satıcısı, Ahmet Hakan’la ilgili soruları başka bazı sorular gibi yanıtsız bırakıyor.
Söyleşide bazı soruları yanıtsız bırakması üzerine röportajcıdan gelen ‘‘Neden anlatmıyorsunuz?’’ şeklindeki soruya, ‘‘Belki sizin anneniz babanız sizi çamaşır suyuyla yıkadığı için sizler kendinizi çok temiz görüyor olabilirsiniz. Ancak benim annem babam galiba beni sabunla yıkadı’’ yanıtını veriyor.
İfşaatın ilk dönemlerinde üzerinde çokça konuşan AKP İstanbul eski milletvekili Metin Külünk’ün ‘‘elçi’’ olduğunu söyleyen Peker, böyle bir soru sorulmasa da ‘‘MHP’ye zarar vermek gibi bir amacım yok’’ diyerek bu görüşünü not düştü.
İşadamı Mehmet Cengiz’le dedelerinden dolayı akraba olduğunu söyleyen, annesi küçüklüğünden itibaren uyardığı için devletle hiçbir ticari iş yapmadığını söyleyen Sedat Peker, kendisine yapılan haksızlığa karşı savaşmaya devam edeceği mesajını da veriyor.
Peker: Türkiye’deki bazı dostlarım ‘Senin anlattığın suçlarla ilgili devletimiz çalışma yapıyor, gereği yapılacak’ dediler, bekliyorum’.
Türkiye’deki bazı dostlarının anlattıkları ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin çalışma yaptığını kendisiyle paylaştığını da vurgulayan Peker, Birleşik Arap Emirlikleri’nin kendisine ‘‘bizim ülkemizde kalıp başka bir ülkenin yönetimini kötüleyemezsiniz’’ dedikleri için video yayınlamadığını da yineledi.
Ancak sözlerinde bir önemli ayrıntı daha var.
‘‘BAE (Birleşik Arap Emirlikleri) görevlileri bana Türkiye’den bir not iletmediler. Sadece kendi can güvenliğimle ilgili konuştular. Bir de bizim ülkemizde kalıp başka bir ülkenin yönetimini kötüleyemezsiniz dediler. Türkiye’deki bazı dostlarım “Senin anlattığın suçlarla ilgili devletimiz çalışma yapıyor, gereği yapılacak” dediler. Ben de halen bekliyorum.’’
Sedat Peker burada “Türkiye’deki dostları” derken kimleri kast ettiğini açıklamadığı gibi devletin hangi biriminin ne üzerine çalıştığını da açıklığa kavuşturmuyor.
‘SOYLU BENİ HEDEF ALMASAYDI BEN KENDİSİNİ ASLA HEDEF ALMAYACAKTIM’
Röportajın ağırlık merkezlerinden birini bir zamanlar cumhurbaşkanlığı için kendisini desteklediğini söylediği ‘‘benim dönüş biletimdi’’ diye tanımladığı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu oluşturuyor:
‘‘Süleyman Soylu’nun çok güçlü bir trol ordusu vardı. Bu yapının içindeki birçoğu da benim kardeşim gibi olan kişilerdi. Bu yapının içinde olmayan ancak bana yakın olan sosyal medyada güçlü bazı kişileri de istifa olayındaki tiyatroya destek vermeleri için ben organize ettim. Bu arkadaşlarımız genç olan arkadaşlar. İsimlerini verirsem kamuoyunda yıpranırlar. Bu yüzden isimlerini vermeyeceğim.
Soylu size hakaret etmeseydi ve iddia ettiğiniz gibi sizinle iş birliği yapmaya devam etseydi hedefiniz olmayacaktı. O zaman ne anlatacaktınız? Ve Soylu’yu ifşa edecek miydiniz?
Bir savaşa başlarken hazırlığınızı yapmanız gerekir. Süleyman Soylu beni hedef almasaydı ben kendisini asla hedef almayacaktım. Pelikancılar ve Mehmet Ağar üzerinden savaşı devam ettirecektim. Süleyman Soylu’nun babasıyla tanıştığım günden bu zamana kadar yaşananlara bakınca bana böyle bir şey yapacağını düşünmüyordum. Ancak bu savaşa dahil olmak isteyecek tüm baskın karakterlerle ilgili hazırlığımı yapmıştım. Süleyman Soylu da baskın bir karakter. Beni harcayabileceğini düşündüler, kendilerini çok büyük gördüler. Şu ana kadar yaşananların neticesi ortada.’’
‘SOYLU’NUN TEK BİR ARZUSU VARDI, CUMHURBAŞKANI OLMAK’
Sizin bahsettiğiniz kayıtsız silahların kaynağı nedir? Soylu ya da doğrudan iktidara bağlı bir paramiliter güç oluşturuldu ve bu silahlar onlara mı verildi/veriliyor?
Ben Teşkilat-ı Mahsusa ruhuna inanan bir insanım. Her devletin işgal durumunda kullanabilmesi için ayırdığı, depoladığı silahlar mutlaka vardır. Süleyman Soylu’nun dağıttırdığı silahlar bu kapsamda değil. Daha önce de söylediğim gibi hem legal hem illegal dünyayı yönetmek, ülkenin sahibi olmak istedi. Yüce Allah da beni başına bela etti. Biz Müslümanlar buna kader diyoruz
Süleyman Soylu’nun İbrahim Kalın ve Hasan Doğan’ı takip ettirdiğini söylediniz. Bu takibin amacı nedir? Süleyman Soylu’nun İbrahim Kalın ve Hasan Doğan ile husumeti mi var? Varsa nereden kaynaklanıyor?
Süleyman Soylu’nun tek bir arzusu ve hedefi vardı, Cumhurbaşkanı olmak. Tabii ki ben de bunu istiyordum. Öyle ya, babasını tanıdığım tarih 1992’ydi, yani 29 sene. Diyorum ya, benim dönüş biletimdi. Kendini de yaktı, beni de yaktı. Cumhurbaşkanı olması için yeni edindiği bazı dostları geçmiş kinlerinden dolayı beni oyunun dışına çıkarmak istediler. Belki bu kazığı unutabilirdim, ancak aileme yapılan saygısızlık bu filmin sonu oldu. İbrahim Kalın ve Hasan Doğan’ın Ak Parti’de ciddi bir ağırlığı var. Bu iki ismi şantajla etkisiz hale getirebilseydi Cumhurbaşkanlığı hayalinde çok önemli bir şey başarmış olurdu. Ancak dedim ya, Cumhurbaşkanlığı işi artık yalan oldu. Belki ilerleyen yıllarda tutuklandığında yatacağı koğuşun meydancısı olur.’’
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN HAKKINDA SÖYLEDİKLERİ
Söyleşide Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la ilgili paylaşımlarda bulunacağını yorumlarına neden olan ‘‘helalleşeceğiz’’ sözleri sonrası videoların sona ermesi de soruldu.
‘‘Recep Tayyip Erdoğan’la helalleşeceğinizi söyledikten sonra video yayınlar sona erdi. Can güvenliği nedeniyle BAE yetkililerinin izin vermediğini açıkladınız. Ama o günden bu yana Twitter üzerinden ileti paylaşmaya devam ediyorsunuz. Erdoğan’la hesaplaşma bir türlü başlamadı. Neden?
Sayın Recep Tayyip Erdoğan ülkemizin Cumhurbaşkanı’dır. Uzun yıllardır tanıdığım bir hemşerimdir. Kendisi Süleyman Soylu’yu koruyacak açıklamalar yapıp insanların benim hakkımda kötü şeyler düşüneceği sözler söyleyince ben de ‘Ben ajan değilim, oturup helalleşeceğiz’ dedim. Birleşik Arap Emirlikleri’nin video yasağı getirmesi o tarihe denk geldiyse bu benim vicdani sorunum değil. Ayrıca Twitter veya herhangi bir sosyal mecradan da hükümet aleyhine kötü yazı yazmama izin vermiyorlar.
“Süleyman Soylu denen kişi benim için İçişleri Bakanı değildir, televizyonda bana hakaret etti, beni öldürseniz de onunla ilgili paylaşımlar yapacağım” dedim. Şu ana kadar devam ettim, ancak sonu ne olur bilmiyorum. Birleşik Arap Emirlikleri’ne bu kadar hakaret ettiler, ben burada kalıyorum diye bana ‘ajan’ dediler. Şu anki yaşananları ve yakınlaşmayı sizlerin takdirine bırakıyorum. Demek ki Birleşik Arap Emirlikleri darbeyi finanse etmemiş, demek ki ben ajan değilmişim. Ancak bir yetkili şereflice davranıp bunu söylemiyor.’’
22 yaşından beri devletin içinde olduğunu söyleyen Peker, yalnızca Cumhurbaşkanlığı Sarayı çevresinden değil kendisiyle röportaj yapanların arkadaş grubu içinden dahi bilgi aldığını da söyleyerek birçok çevrede derinliği olduğunu öne sürdü.
Ancak bazı sorulara çok kapalı yanıtlar verdi.
‘JİTEM İLE İLİŞKİLENDİĞİM DÖNEMDE UTANACAĞIM BİRŞEY YAPMADIM’
Sedat Peker, JİTEM’le ilişkilendiği dönem başta olmak üzere geçmişte “devlet adına” giriştiği yasa dışı işleri de anlatacak mı?
JİTEM ile ilişkilendiğim dönemde utanacağım bir şey yapmadım. Çocuğa, kadına asla kötülük yapmadım. Düşmanlarıma da pusu kurup kahpelik yapmadım. O dönem bu yapının içinde başkaca insanlar onursuzca tavırlar sergilemiş midir? Evet, sergilemiştir. Şükürler olsun ki ben kirli kanın parçası olmadım. O dönemin konuları gelecekte konuşulur mu? Nereden bilebiliriz ki? Bunu sadece Yüce Yaratıcı bilir.
SEDAT PEKER NEDEN İFŞADA BULUNUYOR?
Ben Kafkas asıllı bir Türk’üm. Karadenizli bir Türk ailesinin çocuğuyum. Bizim kültürümüzde Abrek ismi verilen savaşçılar vardır. Kendisinin, ailesinin ya da sevdiklerinin onuruna ve şerefine karşı büyük bir hata yapılırsa bunun intikamını alacağı için bir kere yemin eden ve bu uğurda ölüm dahi olsa geri dönmeyen kişiye Abrek denir. Benim söylediğimi inandırıcı bulmayanlar olabilir. Bu onların sorunu. Şu an çok enteresan bir durum yaşıyoruz. Bunu tarih mutlaka yazacak.
Peker Burhan Kuzu ve Ataşehir’deki uyuşturucu satıcısının ölümü ilgili ileride açıklama yapacağını da iddia etti.
Burhan Kuzu size Zindaşti’nin skandal tahliyesinde parmağı olan diğer kişilerin isimlerini verdi mi? Bu olayda başka kimlerin rol aldığı konusunda duyumlarınız var mı?
Bu konuyla ilgili kendi sayfamda detaylı olarak paylaşımlar yaptım. Oradan cevaplara ulaşabilirsiniz. Ancak ölümüyle ilgili önümüzdeki zamanlarda yeni bir bölümü tekrardan açacağım.
Mehmet Ağar’ın Ataşehir’de bir uyuşturucu satıcısını öldürttüğünü iddia ettiniz ama isim vermediniz. Öldürülen bu kişi kimdir, neden ve nasıl öldürüldü? Bu iddiada “Hemşehrin vardı ya, masa kurdun 50 milyon avro” dediniz. Bu para kime ait?
Bu konuyla ilgili de önümüzdeki zamanlarda kendi paylaşımlarımda yer verip anlatımda bulunacağım.
Öne sürdüğünüz iddialar, yaptığınız ifşalar AKP iktidarı döneminin kirini, suç ilişkilerini anlatıyor. Kendi geçmişinizde karıştığınız birtakım olaylar da o dönemin iktidarlarının benzer kirleri ve suç ilişkileriyle ilgiliydi. Neden anlatmıyorsunuz?
Bu sorunuza daha önceleri de cevap verdim. Belki sizin anneniz babanız sizi çamaşır suyuyla yıkadığı için sizler kendinizi çok temiz görüyor olabilirsiniz. Ancak benim annem babam galiba beni sabunla yıkadı. Sizin kadar temiz olamadım. Geçin bu işleri, geçin. Ben insan denen canlıyı tanıdım, benden uzak olun yeter.’’
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***