[
YORUM | TARIK TOROS
Epeydir ülkede yaşananlar için şaşırmıyorum.
Doğrusu, olan bitene şaşırana şaşmalı.
Rejim, adım adım hedeflerini gerçekleştiriyor.
İtirazlara bakıyorsunuz, hep aynı nakarat:
-Erdoğan’a eski sözleri hatırlatılıyor.
-Bahçeli’nin eski tweet’leri dolaşıma sokuluyor.
-“Sizin kadınınıza sahip çıktık ama sizinkiler bizimkileri linç etmişti” ayarları veriliyor.
-“Susmayacağız” sloganları atılıyor.
-“Bizi kendinize benzetemeyeceksiniz” diye yazılıyor.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Peki bakalım gerçekten böyle mi?
YouTube’ta gezinirken Halk TV’den güncel bir video düştü önüme.
29 Haziran 2020 tarihli.
Yirminci Saat programı, konuk: Hanefi Avcı.
Özlem Gürses’in konuğuna ilk sorusunun ilk cümlesi:
-Efendim, bu iktidar fetöyle mücadele ediyor mu?
Cevap şöyle başlıyor:
-Genel olarak bütün devlet kurumları mücadele ediyor. Fakat biçimi, şekli, yöntemi de sorunun cevabı kadar önemli. Bunun bir devlet mücadelesi olması gerekir, burada sorunlar var.
**
Soru ve cevap şu üç şeyi peşinen onaylıyor, tasdik ediyor:
-Böyle bir silahlı örgüt var.
-Bununla iyi mücadele edilmiyor.
-Bu örgütün hakkından gelirse devlet gelir.
**
30 Haziran 2020, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu konuşuyor:
-2010 referandumuydu. Yapmayın dedik. Yargıyı fetöye teslim ediyorsunuz dedik. Fetö diyemezsin dediler. O bizim muhterem Hocaefendi’miz. (Kalabalıktan yuh sesleri)
**
Şimdi bu lafları çözümleyelim:
-Cemaati “silahlı terör örgütü” olarak tescil eden biziz.
-Yargı bizdeydi, oraya teslim ettiler.
-Yargımızı istiyoruz.
**
Yaşanan devleti ele geçirme mücadelesidir.
Devlet veya yargı kimsenin eline geçmeyecek biçimde kurulmalı, öyle tesis edilmeliydi.
Olmadı bu.
Geriye doğru en az bir asırlık sorundur.
Her 8-10 senede örtülü/örtüsüz müdahalelerin ana nedeni de bu.
Darbelerin sonuçlarına bakıyorsunuz, sebeplerine ulaşmanız zor olmuyor.
15 Temmuz 2016’da yaşanan ülkenin en karanlık gecesi, sıradan insanlar tarafından sorgulanmaya başlanmışsa
bundan dolayı.
Birileri devleti ele geçirdi, hakkı hukuku rafa kaldırdı.
Birileri de 4 sene boyunca (kendi yapamayacağı) temizlik için ses etmedi.
Sıra kendilerine gelince vozurdamaya başladılar.
**
Peki, “tava gelmiş” bu muhalefetten iktidar neden rahatsız?
Bırakın teşekkürü, Saray’da birer tane oda vermesi gerekirdi, değil mi ama.
Erdoğan ve koalisyon ortakları…
CHP’nin, Doğan grubunun, baroların, Halk TV’nin, Perinçekgillerin, Sözcü’nün, ODA TV’nin ve benzerlerinin gönüllü desteği/katkısı/çabası olmasa…
2016-2020 geçişini sağlayamazdı.
Artık raf ömürleri sona erdi.
Geçmiş olsun.
**
Bitirirken, salı günü vefat eden Haluk Savaş hocamızı rahmetle anıyorum. Direniyordu çünkü haklıydı. KHK mücadelesinin sembol ismi oldu. Hesabı öteye kaldı. Yakınları müsterih olsun, hoş bir sada bırakarak ruhunun ufkuna kanatlandı. Nasip olmaz herkese.
Kaynak: Tr724