Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, özellikle iktidar medyasında, “vatandaşlık maaşı” olarak tanımlanan, ‘Gelir Tamamlayıcı Aile Destek Sistemi’nin başlangıç tarihini açıkladı. Program ile geliri asgari ücret seviyesinin altında olan hanelere destek verilmesi, her ailenin en az asgari ücret seviyesinde bir gelire sahip olması hedefleniyor. Dolayısıyla ‘vatandaşlık maaşı’ şeklinde bir uygulama yok; geliri belli bir eşiğe tamamlama var! Dolayısıyla bu, “Türkiye’deki herkes ayda X TL alacak” modeli değil; gelir testine bağlı, hane bazlı, şartlı bir nakit destek mekanizması.
Hükümetin “vatandaşlık maaşı” diye duyurduğu model, herkese koşulsuz para dağıtılan bir evrensel temel gelir değil; Gelir Tamamlayıcı Aile Destek Sistemi (GETAD) adıyla, geliri asgari ücretin altında kalan hanelere “farkı tamamlama” mantığıyla kurgulanan yeni bir sosyal yardım çerçevesi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sistemin 2026’da bazı illerde pilot, 2027’de ise tüm ülke genelinde uygulanacağını açıkladı.
Yılmaz, “GETAD diyoruz, Gelir Tamamlayıcı Aile Destek Sistemi. Bu sistemin pilot uygulamasını önümüzdeki yıl başlatacağız birkaç ilimizde. 2027 yılında ise tüm ülkeye yaymayı planlıyoruz.” dedi.
Sistem, mevcut dağınık sosyal yardımları (farklı aile/gelir destekleri) tek çatı altında birleştirmeyi amaçlıyor. Bu çerçeve, aslında AKP’nin 2023 seçim beyannamesinde işaret ettiği “gelir tamamlayıcı aile bazlı destek modeli”nin takvime bağlanmış hâli.
Sistemin mantığı, “hane geliri eşiği” ve farkı devletin kapatmasına dayanıyor. Farklı haber ve resmi açıklamalara göre mekanizma özetle şöyle:
- Devlet, haneler için bir “eşik gelir” tanımlayacak. Bu eşik, asgari ücret veya yoksulluk sınırı gibi bir referansa bağlanacak. Hane geliri bu eşiğin altındaysa, devlet desteği olacak. Geliri olmayan hanelere, bir kişinin asgari ücretine denk bir tutar ödenmesi planlanıyor; ailede en az bir kişi iş gücüne katılana kadar destek sürecek.
Sosyal yardım mimarisinde yapısal bir dönüşüm
Bugün çok sayıda parçalı yardım (gıda, yakacak, çocuk yardımı, elektrik desteği vb.) yerine, tek bir “gelir tamamlama” çatısı kurulması hedefleniyor. Kağıt üzerinde bu, sistemi daha öngörülebilir ve rasyonel hâle getirebilir. Eğer söylendiği gibi uygulanırsa, ilk kez “Türkiye’de hiçbir hanenin geliri belirli bir rakamın altına düşmeyecek” vaadi verilmiş oluyor. Bu, yoksullukla mücadele ve gelir güvencesi açısından önemli bir eşik.
Ancak sistemin maliyeti ve finansmanı henüz net değil. Kaç haneyi kapsayacağı, eşik gelirin ne olacağı ve bunun bütçeye yıllık yükünün ne olacağı açıklanmadı. Yeni vergi mi, başka harcamalardan kesinti mi, borçlanma mı? Finansman nasıl sağlanacak?
Ayrıca, Türkiye’de yüksek kayıt dışı istihdam varken “gerçek hane geliri” nasıl ölçülecek? Eşik asgari ücret mi olacak, yoksulluk sınırı mı?
Kaldı ki “Çalışsam da devletten aynı farkı alacağım!” algısı, özellikle düşük ücretli, ağır koşullu işlerde çalışma isteğini zayıflatabilir. Yardımın kime, hangi kriterle ve ne kadar süreyle verildiği şeffaf olmazsa, program zamanla oy bağımlılığı üreten bir mekanizmaya dönüşebilir.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***








































