HESEKÊ – Hesekê’de 1 yılını tamamlayan Hîlala Zêrîn Kadın Yüksek Sanat Akademisi, Jineolojî perspektifiyle sanatsal üretimin yapıldığı bir merkez. Akademi yöneticisi Evîn Paşo, çarpıtırılan hakikati ortaya çıkarmayı hedeflediklerini belirterek, sanatçılara “tecrübelerinizi paylaşın” çağrısı yaptı.
Kuzey ve Doğu Suriye’de devrime öncülük eden kadınlar, yalnızca siyaset ve toplumsal yaşamda değil, kültür ve sanat alanında da büyük bir dönüşüm sağlıyor. Jineolojî perspektifiyle çalışmalarını yürüten kadınlar, hem sinema hem tiyatro hem müzik hem de sanatın diğer alanlarında oldukça aktif.
Kültür ve sanat çalışmaları kapsamında 3 yıl önce önemli bir adım atan kadınlar, Hesekê’de Hîlala Zêrîn Kadın Yüksek Sanat Akademisi’ni kurdu. Akademi, 29 Kasım 2024 tarihinde resmi olarak çalışmalarına başladı. Akademinin 54 öğrencisi de kadın ve 18-30 yaşları arasında. Sadece Kuzey ve Doğu Suriye değil, Suriye’nin Şam ve Halep gibi kentlerinden de öğrenciler bulunuyor. 4 temel bölüm bulunuyor; müzik, sinema, tiyatro ile resim ve heykeltraş. Akademideki öğrenim süresi toplam 4 yıl. Son yıl seçilen bölüm özgünlüğünde dersler veriliyor. Yine farklı kültür ve sanat alanlarında öğrencilere kimi dersler veriliyor.
Öğrenim için herhangi bir ücret alınmazken, öğrencilerin tüm ihtiyaçları kolektif bir şekilde karşılanıyor. Eğitmenler de genelde Kuzey ve Doğu Suriyeli isimlerden oluşuyor. Avrupa ve Kürdistan’ın diğer parçalarından yönetmen, ressam ve sanatçılar da online derslerle buradaki çalışmaya katkı sunuyor.
İlk mezunların, ilerleyen süreçte akademiye bağlı açılacak yerlerde eğitmen olarak çalışma yürütmesi hedefleniyor. Akademi yöneticilerinden Evîn Paşo, çalışmalarına dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
HER KENTTEN ÖĞRENCİ VAR
Rojava Devrimi’nin aynı zamanda “Kadın Devrimi” olduğunun altını çizen Evîn Paşo, Hîlala Zêrîn çalışmasının da bu durumun bir parçası olduğunu kaydetti. “Kadınların sınırlı kaldığı, önünün açılmadığı ya da engellendiği alanlardan birisi de sanat alanıydı” diyen Evîn Paşo, “Akademi 3 yıl önce açılmıştı ancak resmi olarak 29 Kasım’da faaliyetlerine başladı. Hassas bir dönemde açıldığını söyleyebiliriz. Bir yandan Kürtleri yok sayan Esad rejimi yıkılıyordu, diğer yandan Şehba’dan insanlar göçertiliyordu. Bu nedenle hem sevinçli hem de hüzünlü bir açılış yaptık” diye konuştu.
Akademinin 4 ayrı temel bölümünün olduğuna dikkati çeken Evîn Paşo, “3 yılın ardından alan dersleri veriliyor. Sadece Rojava’dan değil, tüm Suriye’den öğrenci var. Halep, Kobanê, Raqqa ve Cizîr bölgelerinden öğrenciler var. Hepsi kadın. Artık sanat alanının kadın aklıyla ilerlemesini istiyoruz. Jineolojî perspektifiyle bir eğitim süreci yürütülüyor” diye konuştu.
Krizlerin hakim olduğu bir coğrafyada böylesi bir akademi açtıklarını dile getiren Evîn Paşo, “Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki her saat farklı bir savaşla karşı karşıya kalma ihtimalimiz var. Bir yandan askeri ve psikolojik savaş, diğer yandan büyük bir kriz ve ambargo… Bu savaş psikolojisi Rojava halkını olumsuz etkiliyor” diye kaydetti.
EN BÜYÜK SORUN: MATERYAL
Savaşın yanı sıra kaynak noktasında da zorluk yaşadıklarını ifade eden Evîn Paşo, “Kürtler yıllardır sanatla ilgileniyor ancak akademi boyutuyla sıkıntı yaşıyoruz. Kuzey Kürdistan’da Cegerxwîn ve Aram Tîgran gibi akademiler vardı. Ancak 3-4 yıl devam edecek bir süreci kaynak noktasında beslemede zorluk yaşıyoruz. Kuzey Kürdistan’dan iyi bir destek aldık. Başur’un da tecrübeleri var. Ancak oradaki çalışmalara Soranî lehçesinde. O kaynaklardan yeteri kadar beslenemedik. Eğitim materyalleri noktasında zorluk yaşadığımız söylenebilir” dedi.
Kültür ve sanat alanında çalışma yürüten birçok kişinin ekonomik olarak zorlandığını ve bu nedenle ülkeyi terk etmek zorunda kaldıklarına dikkati çeken Evîn Paşo, bu durumun da akademide ders verecek eğitmen bulma noktasında büyük bir sorun olduğunu belirtti.
SANATÇILARA ÇAĞRI
Kürdistan’da kültür ve sanat alanında uzman herkesin tecrübesine ihtiyaç duyduklarını belirten Evîn Paşo, “Bütün Kürtlere sorumluluk düşüyor. Bu akademiye destek olma sorumluluğu bulunuyor. Sanat alanında tecrübelerini paylaşmalılar” çağrısı yaptı.
‘ÇARPITILAN HAKİKATI ORTAYA ÇIKARIYORUZ’
Evîn Paşo, çarpıtılan tarihsel hakikati yeniden ortaya çıkarmak ve topluma ulaştırmanın en büyük hedefleri olduğunu söyledi. Evîn Paşo, “Değiştirilen kimlikleri özleriyle buluşturmak akademinin hedeflerinden. Yine sanat alanının kadın aklıyla ilerlemesini istiyoruz. Bu akademide okuyan kadınların, edindikleri tecrübeleriyle sanat alanında tüm kadınlara öncülük edeceklerine inanıyoruz” dedi.
‘SANATIN SESİ YÜKSELSİN’
Evîn Paşo, şöyle devam etti: “13 yıldır savaşın aralıksız bir şekilde yürütüldüğü bir coğrafyadayız. Uçak sesleri duyuyoruz, yine DAİŞ hapishanesi bize çok yakın. Ancak müziğin sesiyle bu sesleri bastırıyoruz. Diğer yandan ekonomik açıdan birçok zorluk yaşanıyor. Birçok aile çocuklarının hayallerini gerçekleştirmek için yedikleri lokmadan kısıyor. Eğitim görmeleri için çabalıyorlar. Böylesi bir hakikat söz konusu. Bu nedenle sanatın sesiyle savaşın sesini bastırmak istiyoruz. Sevgiyi sevgisizliğe karşı büyütmek istiyoruz.”
MA / Azad Altay
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***








































