MERSİN – DEM Parti’nin “Ekmek ve barış için bütçe” yürüyüşünü karşılayan Mersinliler, yürüyüşe destek verdiklerini belirterek, “Barışın olduğu yerde zaten ekmek var” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), 2026 Yılı Merkezi Bütçe Kanunu’nun Meclis’te görüşüldüğü süreçte ekonomik kriz, yoksulluk ve adalet talebini büyütmek amacıyla dün dört koldan “Ekmek ve barış için bütçe” şiarıyla Ankara’ya yürüyüş başlattı. Yürüyüşün Çukurova kolu sırasıyla Hatay’ın Samandağ ve İskenderun ilçeleri ile akşam ise Mersin’in Akdeniz ilçesine ulaştı. Yürüyüşçüler kalabalık kitle tarafından Şevket Sümer Mahallesi’nde bulunan Güvencesiz İşçiler Derneği (GİŞ-DER) önünde alkış ve zılgıtlarla karşılandı. Yürüyüşçüleri karşılamaya gelen yurttaşlar, bütçe yürüyüşüne destek verdiklerini belirterek, çözümün barışta olduğunu söyledi.
‘BÜTÇE SAVAŞA GİDİYOR’
Yürüyüşçüleri karşılayan Cemal Tahman, burada bulunanların hepsi kendi istemleri dışında köylerini terk etmek zorunda kaldı. Kendisinin 10 yıl önce Wan’ın Şax (Çatak) ilçesinden Mersin’e geldiğini belirten Tahman, “Kürt halkına yönelik yüzyıldır devam eden inkar ve baskı politikalardan dolayı halk köylerini terk etmek zorunda kaldı. Kimse isteyerek buraya gelmedi. Kimileri 20 – 30 yıldır buraya gelmiş. Bahçelerde ucuz ücretle çalışmak zorunda bırakılıyoruz. Sabah 4’ten akşam 4’de kadar bin 200 TL karşılığında çalışıyoruz. Emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Tüm bütçenin savaşa gittiğini düşünüyorum. Hani diyordu; ‘Bir merminin fiyatı kaçtır? ‘ tamda bütçe buna gidiyor. Bu nedenle barış” diye ifade etti.
‘BİZ İMRALI’DAKİ IŞIĞA GÜVENİYORUZ’
Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne destek verdiklerini ancak daha önceki barış süreçlerinin bozulmasından dolayı kaygılarının olduğunu söyleyen Tahman, “Tüm halkımız barış için İmralı’daki ışığı görüyor. 27 Şubat’ta tarihi bir çağrı yapıldı. Atılan adımlar hep tek taraflı oldu. Umarım artık karşı taraf da adım atar. Biz İmralı’daki ışığa güveniyoruz. Artık herkes Kürt halkını varlığını görmesi gerekir. Kürtler eski Kürtler değil, çok bedel ödemiş. Mücadele ederek kendini örgütlemiş ve örgütleniyor. Kimse Kürt halkını görmezden gelemez” diye konuştu.
‘BARIŞIN İLK ADIMI TUTSAKLARIN SERBEST BIRAKILMASIDIR’
Ekmekten önce ilk amacın barış olması gerektiğini dile getiren Resul Bayık, “İnsan ot yiyerek de yaşamını devam edebilir ancak barış olmadan ekmekte olmaz” dedi. Barış sürecinin sürekli tek taraflı adımlarla ilerlediğine dikkati çeken Bayık, “Şuana kadar devlet adım atmadı. Artık devlette barış için bir adım atmasını bekliyoruz. Devlet Kürtlerle barışmak istiyorsa başta Selahattin Demirtaş ve tüm tutsakların serbest bırakılması gerekir. Kürt halkını böyle bir beklentisi var. Barış için ilk adım bu olmalıdır. Ancak böyle olursa Kürt halkı barışa inanır. İmralı’da yapılan görüşmenin açıklamasını istiyoruz. Barış için ne konuşuldu bilmek istiyoruz. Neden saklıyorlar. Buda güvensizlik yaratıyor. Bu ülkeye barış gelsin artık ölüm olmasın kardeşçe yaşayalım. Biz ekmek değil barış istiyoruz. Barışın olduğu yerde ekmek zaten var” dedi.
‘ÖNDERLİĞİMİZE İNANIYORUZ’
Zehra Tapşık, “Biz Önderliğimize inanıyoruz. Ancak karşı tarafa inanamıyoruz. Artık ne Kürt genci ne Türk gençleri ölmesin barış olsun. Barış olursa ekonomi güzel olur. Her şey güzel olur. Önderliğimiz ne diyorsa onun dediklerine katılıyoruz. Barış için mücadele etmek gerekir. Barış yerinde oturarak olmaz. Anneler barışı getirecek, barışı ne Erdoğan ne Bahçeli getirir” ifadelerini kullandı. Bedia Savcı ise halk olarak Abdullah Öcalan’a güvendiklerini söyleyerek, “Hep tek taraflı adımlar atılıyor ve devlet adım atmıyor. Biz anneler barışı sağlanması için sürekli alanlarda olup özgürlüğü getireceğiz. Hasta tutsaklar serbest bırakılmalı. Dağdaki gerillanın eve gelmesi sağlanmalıdır. Önderliğimiz özgür olmalıdır. Önderliğimiz özgür olmadan bizde özgür olamayız” dedi.
MA / Mehmet Güleş
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***








































