ANKARA – Bahçeli’nin İmralı açıklamasının sürece sahip çıktığının göstergesi olduğunu belirten Siyaset Bilimci Levent Köker, “Komisyonun bir heyetle İmralı’ya giderek doğrudan Öcalan’la temas etmesi ve bunu da bir an önce yapması güçlü bir beklenti hâline gelmiştir” dedi.
Partisinin Meclis grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Komisyon artık son düzlüğe girmiştir, İmralı’ya gidilmesine ayak sürülmesinin bir manası yoktur! Hiç kimse bu ziyarete yanaşmayacaksa alırım yanıma 3 arkadaşımı İmralı’ya gitmekten imtina etmem” dedi. Bahçeli’nin yaptığı açıklamalar ise Türkiye gündeminde önemli bir yer tuttu.
Bahçeli’nin açıklamalarını Mezopotamya Ajansı’na değerlendiren Siyaset Bilimci Levent Köker Bahçeli’nin yaptığı açıklama ile kendisinin Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne sâhip çıktığını ortaya koyduğunu belirtti. Köker, “Geçen haftaki konuşmasında içinde bulunduğumuz sürecin hedefini, Türkiye’nin ‘yeni bir kurtuluş mucizesiyle zirveye tutunması’ olarak tanımlayan Sayın Bahçeli, Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun doğrudan Abdullah Öcalan’la temas etmesi gerektiğini en güçlü şekilde vurgulamaktadır. Sözü edilen hedefe ise ancak Kürt özgürlük hareketinin doğrudan katılımıyla mümkün olacağını da kesin olarak tespit etmektedir” diye konuştu.
‘GERİ DÖNÜLEMEZ BİR NOKTADA BULUNUYORUZ’
Bahçeli’nin yaptığı açıklamaların sürece etkisine dair de değerlendirmelerde bulunan Köker, “Komisyonun bu aşamada, kendi içinden ve kendisinin uygun göreceği biçimde oluşturacağı bir heyetle İmralı’ya giderek doğrudan Öcalan’la temas etmesi ve bunu da bir an önce yapması güçlü bir beklenti hâline gelmiştir. Komisyon bu beklentiyi, yalnızca Sayın Bahçeli böyle söylediği için değil, sürecin gereği olarak mümkün olan en kısa sürede karşılaması, kanımca bir zorunluluktur. Çünkü Devlet Bahçeli’nin bu sözlerinin MHP grubu tarafından ayakta alkışlarla mukabele görmesini ekranlardan izleyen herkesin teslim edeceği üzere, silahsızlanma, barış ve demokrasi hedefi bakımından artık kesinlikle geri dönüşü olmayan bir noktada bulunduğumuzu gösteriyor. ‘Milletin özü’ ve ‘milletin öz kararı’ gibi hayli iddialı terimlerin kullanılması, bu kesinliğin açık bir işaretidir, aslında varolan bir durumun tespitinden çok, işlerin nasıl olması gerektiğini gösteren güçlü ifadelerdir” diye konuştu.
‘ROJAVA ÇÖZÜM AŞAMASINA ÇOK YAKIN’
Bahçeli’nin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne ilişkin değerlendirmelerine ilişkin de konuşan Köker devamla şunları söyledi, “Öyle sanıyorum ki Bahçeli, sadece Suriye’deki SDG-merkezi hükümet arasındaki müzakerelerde ortaya çıkan olumlu atmosferi değil, Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin silahların yakılmasından sonra, Türkiye’den çekilme kararına ek olarak, en son Zap bölgesinden çekilmesine de atıfta bulunuyor. Aşırı iyimser bir yorum yapmak istemem ama Rojava ile ilgili sorunların çözülme aşamasına çok yakın bir noktada bulunduğumuzu söyleyebilirim. Bence, Suriye’deki gelişmelerden görece bağımsız bir biçimde, Türkiye’nin kendi içinde demokratik entegrasyon yasalarının yanında, içlerinde ‘umut hakkı’nın da bulunduğu AİHM kararlarının gereklerini yerine getirmek, hasta ve yaşlı tutukluların serbest bırakılmaları da dâhil olmak üzere, kapsamlı bir siyâsî af konusunu ciddiye almak gibi âcil yerine getirilmesi gereken işler vardır. Komisyon, İmralı’ya gidip gerekli temasları yaptıktan sonra hazırlayacağı ve Meclis Genel Kurulu’na yasalaştırmak üzere sunacağı teklifleri da içeren Rapor’unda bu hususları mutlaka ayrıntılı olarak belirtmelidir.”
MA / Ömer Güngör
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***








































