CUMALİ ÖNAL | HABER ANALİZ
Ağırlığını PKK’nın Suriye kolu olarak bilinen YPG’nin oluşturduğu ve uzun yıllardır bölgede etkin bir güç olarak varlık gösteren Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Suriye Ordusu ile entegrasyon konusunda önemli bir adım attı. Medyada yer alan haberlere göre, SDG, ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyona sunduğu listede 70 üst düzey isme yer verdi. Bu isimler, Suriye Ordusu, Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde görev alacak ve entegrasyon sürecinin uygulanmasında aktif rol oynayacak.
Bu adımın, PKK’nın Türkiye’den tamamen çekildiğini duyurmasından kısa bir süre sonra gelmiş olması dikkat çekiyor. Ancak aynı gün, Suriye Savunma Bakanlığı‘nın SDG’yi, Halep yakınlarındaki Teşrin Barajı çevresinde ordu konuşlanma noktalarını hedef almakla suçlaması ise sürecin zorluklarını gözler önüne seriyor. Bakanlığın açıklamasına göre saldırıda iki asker hayatını kaybederken, bir asker de yaralandı.
Daha önce, Mazlum Abdi liderliğindeki SDG’nin 10 Mart’ta Şam’da Ahmet el-Şaraa hükümeti ile vardığı anlaşmadan hemen sonra da benzer çatışmalar yaşanmıştı. Suriyeli uzmanlar, bu tür olayların, Suriye Ordusu ile entegrasyon sürecinde SDG içindeki fikir ayrılıklarını ortaya koyduğunu belirtiyor.
SDG’nin sunduğu liste, El-Cezire (Haseke vilayeti), El-Furat (Rakka eyaleti ve çevresi) ve Deyr ez-Zor bölgelerinde konuşlu üç askeri tümen ile Genelkurmay komutası altındaki üç özel tugayı kapsıyor. Bu tugaylardan biri, uluslararası koalisyonla koordineli şekilde özellikle terörle mücadele operasyonlarına odaklanacak. SDG, Suriye Genelkurmay Başkanlığı bünyesindeki komuta kademesinin yaklaşık üçte birinin kendilerine tahsis edilmesini istiyor.
Suriye Savunma Bakanlığı ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada,
“Bu bilgiler ve öneriler bize ulaştı, şu anda hepsini inceliyoruz. Uyum ve koordinasyon sağlanacak, ancak konuyu değerlendirdikten ve gerekli taktik ile uygulama planlarını oluşturduktan sonra bu grupları kademeli olarak Suriye ordusuna entegre edeceğiz.” görüşlerine yer verdi.
2015 yılında kurulan SDG, ABD’nin IŞİD ile mücadelesinde kritik bir rol üstlenmişti.
Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğum Suriyeli gazetecilerden Farid el Mahlool, SDG ile Suriye hükümetinin siyasi bir çözüme doğru önemli bir adım attığını vurguluyor. Mahlool’a göre gelişme, her iki taraf açısından da çok önemli bir siyasi adım. Konunun çok büyük olumlu yönleri olacağını ve bölgeyi ciddi şekilde etkileyeceğinin altını çiziyor.
Mahlool, bölgenin adım adım Suriye hükümetine devredileceğini belirterek şunları ekliyor:
“Yani süreç, aşama aşama, siyasi anlaşmalar ve karşılıklı anlayış çerçevesinde, garantör ülkelerin gözetiminde ilerleyecek ve her iki taraf için de oldukça olumlu sonuçlar doğuracak. SDG’nin yeni Suriye hükümetine entegrasyonu da, dediğim gibi, zaman ve ciddi bir çalışma gerektiren büyük bir dosya. Bu öyle bir günde veya gecede gerçekleşecek bir şey değil; oldukça kapsamlı, çok yönlü ve emek isteyen bir süreç.”
Ancak diğer bir gazeteci Erbil‘den Sartib Jawhar ise gelişmeyi tamamen sembolik ve Türkiye’ye mesaj verme amacıyla atılmış bir adım olarak değerlendiriyor:
“Bu adım, Türkiye’yi memnun etmek ve prestijini korumak için yalnızca şekli bir adım olacaktır.”
Qamishli’da yaşayan siyasi aktivist Amer Şeyh Haloush ise son atılan adımı bir test olarak değerlendiriyor. Sahada henüz herhangi bir uygulama olmadığını, herkesin kendi mevkiinde ve konumunda beklediğinin altını çizen Haloush, ‘Şüphesiz, kesin olan şu ki henüz sahada herhangi bir pratik adım atılmadı. Şu ana kadar olanlar sadece tartışmalar ve görüşmeler, bir al-ver süreci, fikir alışverişi. Amerikan ve Fransız arabulucuların aracılığıyla öneriler Şam’a iletiliyor, Şam ya reddediyor ya da incelemekte gecikiyor‘ diyor.
SDG’nin bu adımı ABD’nin baskısıyla attığına şüphe yok. Aylardır SDG ile Suriye hükümeti arasında mekik dokuyan ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, taraflar arasında çatışma çıkmaması için yoğun bir baskı uyguluyor. Amerikan yönetimi, İsrail’in güvenliği için Suriye’nin istikrarını önemsiyor ve bölgedeki dengeleri gözeterek SDG’nin bir an önce Suriye Ordusu ile entegrasyonunu sağlamak, başta petrol yatakları olmak üzere diğer kritik konuları çözmek istiyor.
SDG, Suriye Ordusu’ndan daha profesyonel, daha iyi eğitimli ve Amerikan yardımıyla daha modern silahlara sahip bir güç olarak, entegrasyon sürecinin nasıl ilerleyeceği konusunda birçok belirsizlik barındırıyor. Bu belirsizliklerin başında, Şam’ın SDG’yi bireysel bazda entegre etmek istemesi, SDG’nin ise birim yapılarını kaybetmeden entegrasyon talep etmesi geliyor.
SDG, kuzeydoğu ve doğu bölgelerindeki mevcut bölgesel tümenlerini kullanarak, grubun şu anda kontrol ettiği ve Suriye topraklarının yaklaşık üçte birini kapsayan alanlarda orduya entegre olmak istiyor.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***








































