Bir sokak röportajı sırasında söylediği “Ben Türk değilim” sözleriyle gündem olan ve ardından tutuklanan Ali Çeven, 16 Eylül’de ikinci kez hâkim karşısına çıkıyor. Çeven 10 ayı aşkın süredir Silivri’deki Marmara cezaevinde. Mahkeme, ilk duruşmada Çeven hakkında yeni suç duyuruları yapılmasına karar vermişti.
29 yaşındaki Ali Çeven, sosyal medyada çokça paylaşılan sokak röportajında şunları söylemişti:
“Biz ayrı bir ulusuz, biz kimsenin alt kimliği değiliz (…) Bize aittir, diye dayattıkları her şeyin adı Türk; Türk bayrağı, Türk askeri, Türk Türk Türk Türk, Türk Türk…. Ya ben Türk değilim! Adı Türk olan bir şey nasıl benim olur dayı? Adı İngiliz olan bir şey senin olur mu dayı? (…) Bu, biz düşmanız anlamına gelmez (…) Sadece benim değil çünkü adı Türk. Çünkü ben Türk değilim.”
Bu sözleriyle sosyal medyada bir grubun hedefi haline gelen Çeven’in daha önce yaptığı paylaşımlar da sosyal medyada yeniden dolaşıma sokuldu. Bunların ardından 1 Kasım 2024’te Çeven örgüt propagandasından tutuklandı. Avukatı gözaltı sürecinde Çeven’in darp edildiğini iddia etti.
“Örgüt dışında her şeyi savunuyorum”
Çeven’le ilgili 6 ay sonra hazırlanan iddianamede sokak röportajındaki sözleri yer almadı, ancak sosyal medya paylaşımları dosyaya kondu. İlk duruşma İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 10 Temmuz’da görüldü. Çeven’e duruşmada, “Şeyh Sait”le ilgili paylaşımları soruldu. Çeven bunların suç olmadığını söyledi, ayrıca anadilde eğitimin zorunlu olması gerektiğini söyleyip, “Örgüt dışında, Kürtlüğe dair her şeyi savunuyorum” dedi.
“Muhafazakârım, PKK karşıtıyım”
“Muhafazakâr bir Kürt” olduğunu ve “PKK karşıtı” olduğunu ifade eden Çeven, kendisine yöneltilen suçlamayla ilgili olarak da, “Hiçbir şekilde örgüt propagandası yapmadım, benimsemediğim bir örgütün propagandasını da yapmayacağım” dedi.
Çeven’e bir sohbet odasındaki, “Ölen Kürtler bizler bu mücadeleyi kendi çapımızda bir adım ileriye götürelim diye can verdiler” gibi sözleri de aleyhinde delil olarak dosyaya girdiği hatırlatıldı.
Çeven ise örgüt militanlarının kendisi hakkında “devlet projesi” olduğu yönünde söylentiler çıkardığını, ölüm tehditleri aldığını, bunlara karşı kendisini savunurken bu sözleri söylediğini savundu.
“Sözde önder Öcalan” sözleri de iddianameye girdi
Ayrıca iddianamede Çeven’in, Abdullah Öcalan için söylediği “sözde önder” ifadesi de yer aldı. Avukatı Suphi Özgen ise “Devletin kendisi Abdullah Öcalan ve örgütüyle her türlü ilişki ve işbirliğini yapar iken normal bir vatandaşın, müvekkilimin üstelik üzerindeki tehdidi anlattığı sözlerin kendisine bir cezai müeyyide olarak karşımıza çıkartılmış olması ciddi bir çelişkidir” dedi.
“Örgüt üyeliği” ve “Atatürk Kanunu”ndan suç duyurusu
Duruşmanın sonunda mahkeme heyeti, Çeven hakkında “örgüt üyeliği” iddiasından da suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Ayrıca bazı sosyal medya paylaşımları nedeniyle “Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’a muhalefet”ten de suç duyurusu yapılması kararı verildi.
Avukatı Suphi Özgen, suç duyuruları için “Bu, kesinlikle onu daha fazla tutmak için bir bahane” şeklinde konuştu.
Özgen, Çeven hakkında zaten Atatürk’le ilgili sözleri nedeniyle yürüyen bir soruşturma olduğunu söyledi. Örgüt üyeliğine ilişkin olarak ise böyle bir suç tespit edilememiş olduğu için davanın örgüt propagandasından açılmış olduğunu belirtti.
2,5 yaşında bir çocuğu olan Ali Çeven cezaevindeyken üniversite sınavına girip Bingöl Üniversitesi Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazandı. Öte yandan, kendisi cezaevinde tutukluyken ölen babasının cenazesine katılamadı.