HASAN CÜCÜK | HABER ANALİZ
Dünya Kupası elemelerinde Konya’da İspanya’yı konuk eden Türkiye tarihi bir hezimet aldı. 90 dakika bittiğinde skorda 6-0 İspanya üstünlüğü vardı. Merino’nun hat-trick yaptığı maçın diğer gollerini Pedri (2) ve Ferran Torres kaydetti. Tarihi farkın daha da açılmasını kaleci Uğurcan engelledi. Kurtardığı 5 mutlak pozisyonla ayakta kalan tek oyuncumuz oldu.
2026 Dünya Kupası yolculuğuna Gürcistan galibiyetiyle başlayan A Milli Takım, Konya’da konuk ettiği İspanya’dan ‘hiç olmazsa’ bir puan almak istiyordu. Zira, İspanya, Luis de la Fuente yönetiminde yenilmez armadaya dönüşmüştü. EURO 2024’te zirveyi gören Matadorlar, son 23 maçta yenilgi görmedi. Grubun mutlak favorisi olduğunu Bulgaristan’ı deplasmanda 3-0 yenerek göndermişti. İlk yarıda istediği skoru alıp, ikinci devre oyunu rölantiye almıştı.
İspanya, Türkiye’nin şansının tutmadığı ülkelerden biri. İlk ve tek galibiyetimizin tarihi 1954. Son 3 maçta yenildik. 11 eşleşmeden bir galibiyet ve 4 beraberlik çıkarırken, hanemizde 6 yenilgi vardı. Konya’da yenilgi sayısına bir yenisini eklemek istemiyorduk ama istememekle olmuyordu. Hayatın gerçeği, şu an İspanyollar dünyanın en iyi milli takımına sahipti.
İki teknik adam da ilk maçı kazanan 11’i bozmadan Konya’da sahaya sürdü. Türkiye için kabus senaryosu, maçın başında geriye düşmekti. İspanya sadece topa hükmetmiyor. Hücum presini de kusursuz yapıyordu. Çıkarken kaptırılacak topların cezası ağır olacaktı.
İlk düdükten kısa süre sonra kaptan Hakan Çalhanoğlu ile kaleyi yoklamamız, iyiye işaretti. Ancak arkası gelmedi. İspanyolları sazı alıp, istedikleri gibi oyunu yönlendirdi. Peş peşe pozisyonlar buldular. Henüz 6. dakikada Pedri, Uğurcan’ı plase bir vuruşla ceza sahası dışından avladı.
İlk çeyrek dolduğunda skorboardda 1-0 İspanya üstünlüğü varsa bunu Uğurcan’a borçluyduk. Çok rahat buldukları pozisyonlarda Uğurcan topun ağlarla buluşmasına engel oldu. Yoksa daha ilk çeyrek dolmadan skorun 4-0 olması içten bile değildi.
İlk yarıda Mikel Merino’nun iki golüyle İspanyollar soyunma odasına 3-0 girdi. Skorun 3-0 olmasına şükretsek yeriydi. Uğurcan’ın kurtarışları kadar Lamine Yamal ve Nico Williams’ın kaçırdıklarıyla 1980’li yılların skorunu daha ilk 45 dakikada görmek mümkündü.
Aslında A Milliler için maç ilk yarıda bitmişti. Güç makası çok açıktı. Kapatmak mümkün değildi. Bir de buna kötü savunmamız eklenince, ikinci yarı ölü toprağının üzerimizden atılması mucizelere bağlıydı. Kullandığımız kornerler bile kalemize mutlak gol pozisyonu olarak dönüyordu.
İspanyollar ikinci devreye de bıraktıkları gibi başladı. Goller peş peşe geldi. 53’te Ferran Torres, 58’de Mikel Merino, 63’te Pedri ile peş peşe buldukları gollerle skoru 6-0’a taşıdılar.
Türkiye utanç verici bir futbolla tarihi bir hezimet aldı. Adeta 1980’li yıllara döndük. Aklımıza İngiltere maçları geldi. Bırak gol atmayı pozisyona giremediğimiz maçlardı.
Gürcistan’ı 3-2 yenerken bile zorlanmıştık. Galibiyet güzeldi ama eksiklerimiz çok fazlaydı. Uğurcan son dakikada o kurtarışı yapmamış olsa, 3-0 öne geçip, maçı berabere bitirmiş olacaktık.
Kuralar çekilirken hedefimizin grup ikinciliğiydi. Bu resmen tescillendi. Grup ikinciliği çantada keklik değil. Gürcüler, Bulgaristan’ı 3-0 yenerek hanesine 3 puanı yazdırdı. Grubun en zayıf halkası Bulgarlar, kulvar dışı kaldı. Gürcüleri hafife alırsak, bir dünya kupası daha hayal olur.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***