İSTANBUL – HDK MYK üyesi Harun Çakmak, temel hedeflerinin barışın toplumsallaşması olduğunu belirterek, CHP’ye yönelik operasyonların amacının da toplumsal muhalefeti yok etmek olduğunu söyledi.
Cumhuriyet Halk Partili (CHP) belediyelere yönelik, 30 Ekim 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınmasıyla başlayan operasyonlar devam ediyor. 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) dönük operasyonların yapılması ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması kamuoyunda büyük tepki çekti. Ardından Adana, Antalya başta olmak üzere birçok belediyeye “yolsuzluk” iddiasıyla operasyon yapıldı. Bunun yanı sıra CHP İstanbul İl Başkanlığı’na da Gürsel Tekin kayyım olarak atandı.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Harun Çakmak, CHP’ye yönelik operasyonları ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan sürece dair değerlendirmelerde bulundu.
AKP iktidarın 7 Haziran 2015 yılından sonra ilk yenilgisini 31 Mart 2024 yerel seçimlerde aldığını belirten Çakmak, AKP’nin ikinci parti konumuna düştüğünü ve iktidarını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Çakmak, “İBB operasyonları, AKP’nin iktidarını kaybetmeye karşı bir ön alma operasyonudur. Aynı zamanda hukuku çiğneyerek topluma ‘siz sandıkta kimi seçerseniz seçin, ben elimdeki yetkiyle siyaseti istediğim biçimde dizayn ederim’ mesajı veriliyor. Bir yandan toplumda bir korku yaratma öte yandan Cumhurbaşkanlığı yarışında rakibi olan İmamoğlu’nu tümden saf dışı bırakma operasyonudur. İlk hedefleri İBB başta olmak üzere bütün belediyelere kayyım atamaktı” dedi.
‘TOPLUMSAL MUHALEFET YOK EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR’
CHP’ye yapılan operasyonlarla sürecin eş zamanlı yürütüldüğünü vurgulayan Çakmak, iktidarın, Kürt siyasi hareketiyle CHP arasında ayrışma yaratmaya çalıştığını belirtti. Yaptıkları operasyonların herhangi bir hukuki dayanağının olmadığının altını çizen Çakmak “Geçmişte Kürdistan’da 150 belediyeye kayyım atadılar. Kürt belediyelerine yapılan saldırılara karşı Türkiye toplumu bir bütün karşı çıkmış olsaydı böyle bir süreci yaşamayacaktık. Ama biz zulüm, baskı kime karşı yapılırsa yapılsın karşısındaydık. Bugünden sonra da karşısında olmaya devam edeceğiz. CHP’nin Meclis’te kurulan komisyona katılma kararından sonra, yapılan baskıların CHP’nin komisyondan çekilmesi için yapıldığı şeklinde değerlendiriliyor. Ama biz toplumun sürece olan desteği, kaygılarını sürece olan inancımızı artıran bir rol oynuyor. Çünkü biz geçmişten beri Kürt sorununu bir demokrasi sorunu olarak değerlendiriyoruz. Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne dair tartışmalar sürerken Ahmet Türk, ‘Bir yandan CHP’li belediyelere kayyım atanırken benim bunu kabul etmem çok etik olmayabilir’ dedi. Bu söz bizim siyasal tavrımızın özeti denebilecek bir sözdür” diye konuştu.
‘TEMEL HEDEFLERİMİZ’
CHP’li belediyelere yönelik bu operasyonları karşı çıktıklarını dile getiren Çakmak, “Hareket noktamız, Diyarbakır’da demokrasi, İstanbul’da faşizmle Kürt sorununun çözülemeyeceği ve yürütülmeyeceğidir. Bir tarafta bir kesime yönelik ciddi bir hukuksuzluk ve saldırı varken, diğer taraftan da sorunun çözümüne dair bir irade meselesi çok kabul edilmez” dedi.
Sürecin yavaş ilerlediğine ve daha çok Suriye’deki gelişmelere endekslendiğini dile getiren Çakmak, “Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’ın en azından çalışma koşulları düzeltilmelidir. Umut hakkı tekrar gündeme getirilmelidir. Bir diğer mesele de farklı toplumsal kesimlere yönelik saldırıların durması gerekiyor. Temel hedefimiz de barışın toplumsallaştırılmasıdır. Dileriz ki iktidar buna gerektiği yanıtları adım adım da olsa yanıt vermeye başlar ve Türkiye’de siyasal atmosfer bir parça yumuşamaya başlar. Bu Türkiye halklarının yararınadır. Sorun sadece barış ve ölümlerin olmaması değil; toplumsal yaşamda kardeşçe, eşit ve ayrımcılık olmadan bir arada yaşanılmasıdır” şeklinde konuştu.
MA / Melik Çelik
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***