WAN – Yaklaşık 1 yıldır kızının akıbetini ortaya çıkarmak için her gün “Rojin’e ne oldu?” sorusunu soran baba Nizamettin Kabaiş, bugüne kadar 14 kez ve yaklaşık 100 gün boyunca Amed’den Wan’a gelerek adalet talebinde bulundu.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş’in (21) şüpheli ölümü gündemdeki yerini koruyor. Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2024 tarihinde kaldığı öğrenci yurdundan ayrıldıktan sonra kendisinden haber alınamadı. Aynı yılın 15 Ekim’inde ise Wan Gölü Molla Kasım Mahallesi sahilinde cenazesi bulundu. Üzerinden bir yıl geçen olaya ilişkin dosyada halen “gizlilik” kararı devam ederken, birçok soru ise cevapsız kaldı. Kabaiş ailesi ise her yerde kızlarının akıbetinin ortaya çıkması için mücadele veriyor.
Bir yıl içerisinde 14 kez Wan’a gelerek kurum ve sivil toplum örgütleri ile görüşme gerçekleştiren ailenin bir yılda neredeyse 100 günü Van Adliyesi ve kentin sokaklarında geçti. Bir yandan dosya savcısı ile görüşen baba Nizamettin Kabaiş, diğer yandan barolar, üniversite, hatta Rojin’in kaybolduğu köylere kadar da giderek akıbetini öğrenmeye çalıştı.
Rojin’in kaybolmasının birinci yılına yaklaşırken baba Nizamettin Kabaiş yine Wan’da adalet arayışına devam etti. Baba Kabaiş, “Dosya aydınlatılmazsa tüm ailemle önce burada savcılığın (adliyenin) önünde, eğer burada sonuç almazsam da Meclis kapısı önünde oturup her gün ‘Rojin’e ne oldu?’ sorusunu soracağım” dedi.
‘BİR YILDIR BÜYÜK ACILAR YAŞADIK’
Bir yılda çok büyük acılar yaşadıklarını söyleyen baba Kabaiş, “Bu yıl tam 14 kez Wan’a gelerek görüşmeler yaptım. Yine benimle beraber ailem de buralara geldi. Dosyada iki kişinin DNA örneği var ama hiç tutuklu yok. Darp izleri ve birçok şey var ama dosyada halen gizlilik kararı var. Avukatlarımız dosyaya ulaşamıyor, açıklama yapamıyor ve bu bizi sıkıntıya sokuyor. Gizlilik kalkar ve dosya içerisinde ne olduğunu görürsek biz de nefes alırız. Artık dayanacak gücümüz yok. Gece yarısı uykudan uyanıp, ‘Rojin’e ne oldu?’ diye soruyorum. Üç günlük bir öğrenciye ne oldu? Defalarca kez savcılığa gelip aynı soruyu sorduk ama cevap alamadık. Bu kadar tekniğin olduğu bir üniversitede neden bu olay aydınlatılmıyor? Her tarafta kamera var ama bir türlü bir veriye ulaşılmıyor” tepkisinde bulundu.
‘2 DEVLET KURUMU SUÇU GİZLİYOR’
Rojin’in katledildiğini ve olayın üstünün örtbas edilmeye çalışıldığını söyleyen Kabaiş, “Üniversite ve Yurt Müdürlüğü; Bunlar iki devlet kurumu olduğu için suçları gizleniyor ve birbirlerini destekliyorlar. Otopsi gecesi bu iki kurumun işbirliğini anladım. Rektör dahil bu kurumlar gelip otopsiye girdiler. O an bile gelip beni tehdit ettiler ve kızımın intihar ettiğini bana söylediler. Bir baba acı çekerken gelip kızının intihar ettiği söylenebilinir mi? Herkes söz birliği yapıp intihar ettiğini söyledi. Ben ise asla buna inanmadım ve üzerine gittim. Kimse bana ‘kızın intihar etti’ demesin artık. Kızım intihar etmedi, öldürdüler. Kızımın üzerinde iki kişiye ait DNA örneği var. 200 kişinin DNA’sına bakıldı ama ne doktor, ne arkadaşları ne de yakın bir kişinin DNA’sı olmadığı ortaya çıktı. Çünkü o DNA katillerin DNA’sıdır. Ortada iki katil var ve onlar benim kızıma zarar verdi” diye konuştu.
‘ROJİN DAVASINDA HERKES SESSİZ’
Bir yıl boyunca insanların Rojin’in davasını sessiz kaldığını ve yeterince ses çıkarmadığına şahitlik ettiğini söyleyen Kabaiş. “Rojin davasında ne medya ne siyasetçiler üzerine düşeni yapmıyor. DEM parti dışında kimse bunu Meclis’te dile getirmiyor. Yani kimse bir yıldır neden Rojin’in akıbetinin ortaya çıkmadığını sormuyor ve ses vermiyor. Toplum niye bu sessiz; yapılan açıklamalar da yetersizdir. Savcı bana, ‘Rojin’in elbisesinde kan var’ dedi. Kan varsa bir yıldır neden ve kime ait olduğunu söylemiyorsunuz? Yine Rojin’in ayağında, boğazında ve sırtında darp var ama bunlar ciddiye alınmıyor. Çok acı çekiyoruz… Rojin’in sesi duyulsun diye nerede bir açıklama ve eylem varsa gittim. Bu sesi duyurmak için her yolu denedim. Bugün 14’üncü kez Wan’a geldim. Savcıya, rektöre, baroya her yere gidiyorum. 380 kilometre yol geliyorum ama bir gün bile rektör bizimle görüşmedi. Rektör Rojin’e ne oldu? Sorusunu cevaplamak zorundadır. Olayın olduğu gece ne olduysa rektör biliyor. Ben hakkımı ona helal etmiyorum. Rojin senin öğrencindi ama bir kere bile beni aramadı. Bana oradaki kameraların bozuk olduğunu söylediler. Kameralar bozuk değil onlar görüntüleri sildi” diye belirtti.
‘HERGÜN DEVLETE SORACAĞIM’
Gülistan Doku’yu hatırlatan Kabaiş, “Gülistan’ı da Rojin gibi kaybettirdiler ve halen ortada yok. Gülistan’ın izini kaybettirdiler ama ben Rojin’i asla unutturmayacağım. Canımda bir damla kan kalıncaya kadar mücadele edeceğim. Her gün devlete ‘Rojin’e ne oldu?’ sorusunu soracağım. Kızım, benim evimde kaybolsaydı hepimizi gözaltın alırlardı ve bana kızımın nasıl kaybolduğunu sorarlardı. Peki, bugün neden üniversiteye bir şey söylenmiyor? Niye gözaltı yok? Üniversitenin ihmalleri kızımın ölmesine sebebiyet verdi. Kızımın ölüm sebebi üniversite ve yurt müdürlüğüdür. Kızımın hayalleri yarım kaldı. Rojin intihar edecek biri değil. Ne kadar ısrar ederlerse etsinler kızım intihar etmedi; kimse bize intihardan söz etmesin” dedi.
‘NE ZAMANA KADAR SEYREDECEK’
Dosyada gerçeklerin ortaya çıkmaması durumunda Meclis önünde oturma eylemi başlatacağını söyleyen Kabaiş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm ailemiz önce burada savcılığın önünde, burada olmadıysa Meclis kapısı önünde oturup her gün ‘Rojin’e ne oldu?’ sorusunu soracağım. Rojin ne yaptı ki onu öldürdüler. Milletvekilleri, siyasetçiler ve insanların konuşmaları gerekiyor. Toprak, taş ve ağaç konuşacak değil ki? Kim Rojin’e ne olduğunu açıklayacak? Devlet bizi ne zamana kadar seyredecek? Bir yıldır biz acı çekiyoruz. İhmali olan kurumlar bunu kapatmaya çalışıyorlar. Bu dosya kapanmayacak ve gerçek neyse ortaya çıkacaktır. Son görüştüğümde savcı bana, ‘Biz bir şey bulduk ve iki kişinin DNA’sı var. Biz mutlaka bir şey bulacağız’ dedi. İki kişinin DNA’sı, iki kişinin Rojin’in telefonunda parmak izleri var ve yine köye giden beyaz renkli araçta iki kişi var. Tüm bunlar bize mesaj veriyor. Herkes bu duruma odaklanmalıdır. Şuan dosya ile ilgili hiçbir sorunun cevabı yoktur.”
MA / Adnan Bilen – Özlem Yacan
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***