Topkapı Sarayı Harem Dairesi’nin uzun yıllar kapalı kalmış bölümlerinden biri olan ve Osmanlı hanedanının güvenliğini sağlamakla görevli ‘Karaağalar’a ait yaşam alanı, ilk kez ziyaretçilere açıldı. Milli Saraylar Başkanlığı’nın 10 yılı aşkın süredir yürüttüğü özenli restorasyon çalışmaları sonucu yeniden ayağa kaldırılan Karaağalar Koğuşu, hem mimarisi hem de kültürel mirasıyla ilgi odağı haline geldi.
ÜÇ KATLI YAPI, KIDEME GÖRE DÜZENLENDİ
Osmanlı döneminde sadece sınırlı kişilerin girebildiği Karaağalar Koğuşu, üç katlı mimarisiyle dikkat çekiyor. Katlar, burada görev yapan ağaların hiyerarşik sıralamasına göre şekillendirilmiş. Her bir odada, dönemin özgün mimari detayları ve yaşam tarzı ziyaretçilere yansıtılıyor.
1665’TEKİ YANGIN SONRASI TEKRAR YAPILDI
Mehmed döneminde yaşanan büyük Harem yangını sonrasında 1665 yılında yeniden inşa edilen koğuş; özgün çinileri, zarif kalem işi süslemeleri ve Edirnekari dolaplarıyla göz dolduruyor. Girişte yer alan Besmele-i Şerif ve “Ya müfettihe’l-ebvab iftah lena hayre’l-bâb” duası ise yapıya manevi bir anlam katıyor.
ÖZGÜNLÜĞE SADIK RESTORASYON
Yapının restorasyonu sırasında, her unsur orijinaline uygun malzeme ve tekniklerle yenilendi. Balmumu figürler, arşiv fotoğrafları, döneme ait eşyalar ve duvar resimleriyle zenginleştirilen sergileme düzeni, ziyaretçileri tarihte bir yolculuğa çıkarıyor.
‘TOPKAPI’NIN EN ÖZGÜN MEKANLARINDAN BİRİ’
Milli Saraylar Başkanı Yasin Yıldız, yapılan çalışmalarla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Burası, Topkapı Sarayı’nın klasik dönemine ait en özgün mekanlarından bir tanesidir. Daha önce müzecilik anlamında hiç gezilememiş bir alanı gün yüzüne çıkarmanın heyecanını yaşıyoruz”
KARAAĞALAR KİMLERDİ?
Sarayın görünmeyen ama vazgeçilmez figürleri olan “gölge kahramanlar” Karaağalar, ağırlıklı olarak Sudan, Somali ve Etiyopya kökenliydi. Haremde düzeni sağlamak ve padişahın emniyetini korumakla görevli bu grup, Enderun teşkilatında Akağalarla birlikte kilit bir konuma sahipti. Bu koğuşta yetişen Darüssaade Ağaları, Osmanlı protokolünde sadrazamdan sonra gelen en yüksek rütbeye sahipti.
KUTSAL HİZMETLERİN TAŞIYICILARI
Yasin Yıldız’a göre, Karaağaların hizmet alanı sadece sarayla sınırlı değildi. Mekke ve Medine gibi İslam dünyasının kutsal şehirlerinde de görev alıyor; kurdukları vakıflarla hayır işlerine öncülük ediyorlardı. İstanbul başta olmak üzere Osmanlı topraklarında onlara ait cami, han ve çeşmelere rastlanabiliyor.
TARİHİ MİRASA IŞIK TUTAN BİR KURGU
Yapının üç katlı yapısı, Karaağaların saray içinde zamanla yükseldiği sistemi temsil ediyor. Saraya getirilen genç Karaağalar üst katlarda barınırken, deneyim kazandıkça alt katlara geçiyordu. En kıdemli olan Darüssaade Ağası ise kendine ait özel bir bölümde kalıyordu.
TİTİZ BİR RESTORASYON SÜRECİ
Restorasyon çalışmaları kapsamında yalnızca yapı değil, iç mekandaki taşınabilir eserler de büyük bir hassasiyetle yenilendi. Sergilenen objelerin çoğu, Karaağalara ait orijinal eşyalardan oluşuyor. Bu da ziyaretçilere dönemle birebir temas kurma olanağı sunuyor.
YENİ GÖRÜLECEK YER: CÜCELER KOĞUŞU YOLDA
Karaağalar Koğuşu’nun tam karşısında yer alan Cüceler Koğuşu’nda da restorasyon çalışmaları devam ediyor. Kısa süre içinde bu bölümün de ziyaretçilere açılması planlanıyor. Öte yandan, Kadın Efendiler Daireleri’ndeki restorasyon süreci de sürüyor.
ZİYARET SAATLERİ VE BİLGİLER
Karaağalar Koğuşu, Topkapı Sarayı’nın salı günleri hariç her gün 09.00 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.
Kaynak: İHA
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***