WAN – Kadınların düzenlediği yürüyüşte konuşan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, “Mademki devlet, şiddeti ve cinsiyetçiliği pekiştirecek politikalarla kurumlarını donatmışsa o zaman biz kadınlara düşen öz savunmadır. Öz savunma bizim temel hakkımız ve örgütlülüğümüzdür” dedi.
Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Kadın Meclisi öncülüğünde “Katledilen kadınlar isyanımızdır, örgütlenme öz savunmamızdır” şiarıyla Perihan AVM önünde toplandı. DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu ile yüzlerce kadının katılımıyla AVM’den DEM Parti Rêya Armûşe ilçe binasına kadar yürüdü. Yürüyüşte kadınlar “Jin, jiyan, azadî”, “Bijî Serok Apo”, “Bijî berxwedana jina”, “Katledilen kadınlar isyanımızdır” sloganları attı.
Yürüyüş sonrası konuşan DEM Parti İl Eşbaşkanı Gülşen Kurt, “Yıllardır büyük bir mücadele veriyoruz ve bu mücadele tüm dünyada örnek alındı. Kadınlar her alanda yok ediliyor. Bizler buna karşı her alanda mücadele edeceğiz. Sayın Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki çağrısı barış ve demokratik toplum çağrısıydı. Demokratik toplumda kadınlar özgürdür. Kadın özgürleşmedikçe toplum özgürleşemez. Her alanda örgütlenerek özgürleşeceğiz. Buradan soruyoruz; Rojin Kabaiş, Gülistan Doku nerede? Artık hiçbir kadın katledilmemelidir” dedi.
‘İLK 6 AYDA 136 KADIN KATLEDİLDİ’
Ardından konuşan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu ise “Ülkenin dört bir yanında kadınlar yürüyüş yapıyor. Bu bir isyandır. Her gün katledilen kadınlar isyanımızdır. Bu ülkede kadın katliamları kırım haline gelmiştir. Gün oluyor günde 8 kadın katlediliyor. Her geçen gün bu artarak devam ediyor. Biz bunu iktidarın politikalardan bağımsız gelişmediğini her zaman haykırdık. İktidara; bu politikamlar vazgeç. Kadın cinayetleri bir kırım haline geldi. Bu yıl Aile Yılı ilan edilmesinden sonra ilk 6 ayında 136 kadın katledildi, 145 şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Bunlar bu politikalardan bağımız gelişmiyor. Bu ülkeyi yönetenler kadın düşmanı politikalarını her geçen gün büyütmektedirler. Bakanlıkları adata Aile Yılı kapsamında 7/24 çalışırken, kadınlar nasıl katlediliyor, bu kadınlar aile içerisinde en yakınları tarafından katledilmiyor mu? Sorularının cevabını vermek yerine aile yılı diyerek kadın düşmanlığını, kadın eşitsizliğini nasıl daha fazla büyütürüz diye uğraşıyorlar” dedi.
Diyanetin her gün ayrımcılığı körükleyecek fetvalar verdiğini söyleyen Halide Türkoğlu, “Sanki tek işi kadın düşmanlığı üzerinden söz kurmakmış gibi. Aile Bakanlığı sanki bu ülkede kadınlar katledilmiyor gibi hazırlıklarının olmadığını görüyoruz. Adalet Bakanlığı zaten adaleti askıya alan bir bakanlık. Söz konusu kadınlar olduğu zaman mahkeme salonları erkek egemen kararlarla kadın katliamlarını büyütmektedir. Yani bu ülkede şiddet ve katliamlar cezasızlık politikalarından kaynaklanmaktadır. Bu bakanlıklar yaptıkları hiçbir şeyde kadınları hesaba katmadan ve kadın çalışmalarına görmezden gelerek karar veriyorlar. Bu durumlar kadına şiddetin neden bu kadar büyüdüğünü bize göstermektedir” diye konuştu.
‘BU İKTİDAR KADIN DÜŞMANI BİR İKTİDAR’
İktidarın kadın düşmanı bir iktidar olduğunu ifade eden Halide Türkoğlu şöyle devam etti: “Bu politikaları sadece bakanlıklar aracılığı ile değil özel savaş politikaları ile kadına şiddeti günbegün arttırıyor. Özel Savaş Politikaları artık Kürdistan’dan da çıkıp Türkiye’nin her yerine yayıldı. Siz, İstanbul Sözleşmesini feshediyorsanız, belediyeye kayyım atıyorsanız, üniformalıların ellerini kollarını sallayarak serbest dolaşmasını sağlıyorsanız o zaman bu ülkede özel savaş politikasını devreye alıyorsunuz demektir. Rojin Kabaiş şahsında katledilen kadına intihar süsü veriyorsanız ve savcılarınız 10 aydır bir gelişme sağlayamıyorsa o zaman o kurumlar özel savaşa hizmet eden kurumlardır. Bunların her biri kadına yönelik şiddetin neden günbegün arttığını ortaya koyuyor. Mademki devlet, şiddeti ve cinsiyetçiliği pekiştirecek politikalarla kurumlarını donatmışsa o zaman biz kadınlara düşen öz savunmadır. Öz savunma bizim temel hakkımız ve örgütlülüğümüzdür. Biz kadınlar şiddete karşı mücadelemizi büyüttüğümüzde aslında örgütlenme mücadelemizi büyütmüş oluyoruz.”
ÖCALAN’IN ÇAĞRISI
Kadınlara çağrı yapan Halide Türkoğlu, “Bizler, her yerde şiddete maruz kalıyorsak, her yer olay mahalli haline gelmişse, her yer şiddet ve katliam alanıysa, bulunduğumuz sokaklar şiddetin hedefi haline gelmişsek, dere kenarlarında, ormanlık alanlarda cenazemiz valizin içinden çıkıyorsa ve bedenimiz parçalanmışsa, şiddete bu kadar maruz kalıyorsak o zaman tam da burada bizim öz savunmamız örgütlenmemiz olacak. Bizler, evlerde, iş yerlerinde, kentlerde, mahallerde örgütleneceğiz. Biz kadınlar birbirimizin canını savunacağız. Devlete düşen görevleri de defalarca ifade ediyoruz. Devlet burada rol almıyor ve iktidar kadın düşmanı politikalarda ısrar ediyorsa o zaman tüm topluma sesleniyoruz. Eğer bu savaş politikalarıyla bedenimizi, irademizi gasp eden bir iktidar varsa ama bugün aynı zamanda 27 Şubat çağrısıyla Sayın Öcalan’ın barış ve demokratik toplum çağrısı, barışı örme süreci bu ülkenin demokrasi meselesi aynı zamanda kadın özgürlük mücadelesi, eşitlik mücadelesinden geçmektedir” dedi.
‘KOMİSYON KAYYIM SİYASETİNE SON VERMELİ’
Mecliste kurulan komisyona da çağrıda bulunan Halide Türkoğlu, “Mecliste bir komisyon kuruldu. Bu komisyonun yapması gereken en temel meselelerden biri Kürdistan’da kayyım siyasetine son vermektir. Kayyım siyaseti kadın şiddetini beslemektedir. Çünkü kayyımlar erkek egemen zihniyetle kadınların iradelerini gasp ederken, kadın kurumlarını da feshetmiştir. Komisyona sesleniyoruz; İstanbul Sözleşmesi tüm sorunların çözüm sözleşmesidir. Çünkü eşitliği inşa etmek her kesimle barışmak, kadına yönelik ayrımcılığı ortadan kaldırmak demektir. Kadınlara düşmanlık edersiniz demek ki kadınlara savaş açmışsınız demektir. Kürt sorununu, demokratikleşmeyi konuştuğumuz bugünlerde kadınların da sorunlarını çözebileceğimizi ifade ediyoruz” diye konuştu.
‘KADINLAR ÖZGÜR VE ONURLU BİR YAŞAM İSTİYOR’
Halide Türkoğlu son olarak, “Kadınlar onurlu bir yaşam ve barışa ihtiyaç duymaktadır. Kadınlar bu ülkede özgür ve eşit yaşamak istiyorlar. Kadınlar hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadan yaşamak istiyorlar. Ama ne yazık ki erkek egemen zihniyet kadınları farklı farklı şekillerde ayrımcılığa maruz bırakarak, aynı zamanda katletme politikalarıyla saldırmaktadır. Biz kadınlar örgütlenme alanlarımızı her yerde örmekteyiz. Kadın kurumları, dernekler, meclisler kadınları koruduğu alanlardır. Mahalle, kadın meclisleri oluşturarak kadın şiddetine çözüm bulacağız. Tüm kadınlara çağrımızdır; gelin örgütlenelim, kadın katliamlarını hep birlikte durduralım, isyan edelim, örgütlenerek öz savunmamızı oluşturalım” diyerek konuşmasını bitirdi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***