CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı tutuklu Ekrem İmamoğlu, Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’nde bulunduğu süreçte gazeteci Fatih Altaylı’ya konuştu. Mansur Yavaş’ın olası Cumhurbaşkanlığı adaylığını değerlendiren İmamoğlu, “Biz bu adaylığı hiçbir zaman şahsi görmedik. Mansur Başkan da, ben de milletimize karşı sorumluyuz. Hedefimiz aynıdır, gerisi teferruattır.” ifadelerini kullandı.
İBB yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan ve görevinden uzaklaştırılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendisi gibi Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan Gazeteci Fatih Altaylı’ya konuştu. Altaylı’nın YouTube kanalında yayımlanan söyleşide, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın olası tahliyeleriyle ilgili değerlendirmede bulunan İmamoğlu, “Biz içerideyken Demirtaş ve Kavala bırakılırsa, neden onları bıraktınız demem. Hukuksuzluktan vazgeçmeleri hepimizin ortak dileği.” dedi.
İmamoğlu’na sorulan sorular ve cevaplardan bazı bölümler şöyle:
- Yapılacak ilk Cumhurbaşkanlığı seçimine aday olarak katılabileceğinize inancınız var mı? Yoksa 2028’de olmasa da bir gün Cumhurbaşkanı olacağım diye mi düşünüyorsunuz?
“Milletin iktidar yürüyüşünü engelleyemeyecekler. Halkımızın istediği adayla seçime gitme ve ülkeyi yönetecek kişileri seçme mücadelesidir. Sandığı tekmelemeye çalışanlara karşı koyulan bir tavırdır. Demokrasiyi kurtarmanın derdindedir milletimiz. Bu darbe girişimi başarılı olursa, ki ihtimal vermiyorum, tüm siyasi oluşumlar ve siyasetçiler anlamını yitirecek. Benim derdim ne yapıp edip Cumhurbaşkanı olmak değildir. Bize bu görevi millet verdi. Benim derdim görevimi başarıyla gerçekleştirmek. İster Cumhurbaşkanı, isterse sade bir vatandaş olarak Allah ömür verdikçe ben bu millet için mücadele edeceğim.”
- Mansur Yavaş’ın ‘Ekrem Başkan içerideyken adaylık konuşmam’ tavrını nasıl buluyorsunuz? Bazıları siz serbest kalırsanız aranızda bir rekabet olacağını düşünüyor. Böyle bir rekabet olur mu? YSK’dan adaylığınıza yeşil ışık gelmez ise diploma davasını kaybetmeniz bile buna neden olabilir. Aday Mansur Bey mi olmalı?
Mansur Başkan, millet iradesine ve partimize kurulan bu kumpasa karşı sağlam duruşuyla ve mücadelesiyle bir CHP’li nasıl olmalıdır sorusunun cevabını ortaya koymuştur. Kendisinin tavrı bu iradeden geliyor. CHP’lilerin ve milletimizin iradesi 15,5 milyon oyla Cumhurbaşkanı adayımızı belirledi ve bana bir görev verdi. Biz bu adaylığı hiçbir zaman şahsi görmedik. Mansur Başkan da ben de milletimize karşı sorumluyuz. Millet ne görev verirse yapacak, mücadeleye koşacak irade hepimizde mevcuttur. Biz bu ortak akıl ve sarsılmaz hedefimiz doğrultusunda birbirine sıkıca sarılmış iki yol arkadaşıyız. Hedefimiz aynıdır. Genel Başkanımız Özgür Özel ve Mansur Başkanımızla yolculuğumuz vatanımızın ve milletimizin geleceği mücadelesidir. Gerisi teferruattır. Mansur Başkanım Türkiye’nin bir değeridir. Kendisine bir kez daha bu mücadeledeki yol arkadaşlığı için yürekten teşekkür ediyorum. Birlikte yürüyecek çok uzun bir yolumuz var.”
- Parlamenter sisteme dönüş konusundaki fikirleriniz neler?
İlk seçimden sonra mecliste yeterli çoğunluğu bulduğumuz anda hemen, tereddütsüz. Meclisin bu kadar itibarsızlaştırıldığı, istişarenin bu kadar bir yana bırakıldığı, liyakatin yerini sadakatin aldığı, her şeyin bir kişinin iki dudağının arasına bırakıldığı bugünkü tek adam rejiminde kalmaya devam ettiğimiz bir gün bile fazla. Ülkenin enerjisini yeniden harekete geçirebilmek, bu ülkeyi hak ettiği refaha ve huzura kavuşturmak için bugünkü ucube sistemden bir an önce kurtulmalıyız. Doğrusuyla ve yanlışıyla Türkiye’nin 150 yıllık parlamenter sistem tecrübesi yerine bir kişinin ağzından çıkacak laflara bırakamaz. Güçlü bir demokrasi, sağlam bir hukuki sistem, gelişmiş bir ekonomi istiyorsak, güçlü bir parlamenter sisteme ve kuvvetler ayrılığına ihtiyacımız var.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***