İsveç merkezli insan hakları örgütü Stockholm Center for Freedom, “Görmezden Gelinen Kurbanlar: Türkiye’nin 15 Temmuz Sonrası Zulmünün Mağdur Çocukları” başlıklı son raporunu bugün yayımladı.
Rapor, Türkiye’de 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında artarak devam eden zulmün hedef aldığı ailelerde çocukların aile boyu cezalandırma, sosyal dışlanma ve psikolojik travmaya nasıl maruz kaldığını inceleyerek, bu baskının çocuklar üzerindeki etkisini ve sonuçlarını ortaya koyuyor.
2016’daki darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümeti, Gülen hareketiyle irtibatlı olduğunu iddia ettiği kişi ve kurumları hedef alan geniş çaplı bir zulüm ve tasfiye başlattı. Bu tasfiyenin, yalnızca hedef alınanları değil, aynı zamanda çocuklarını da etkileyen kapsamlı sonuçları oldu.
İzleyen süreçte gerçekleştirilen çok sayıda tutuklamalar pek çok aileyi parçaladı ve anne ve babalarının şefkatinden uzak kalan çocuklar akrabalarının veya tanımadıkları velilerin bakımına bırakıldı. Bu zorunlu ayrılıklar, çocukların ruh ve beden sağlığı, duygusal istikrarı ve fiziksel gelişimi üzerinde derin olumsuz etkilere yol açtı.
Aile boyu cezalandırma
SCF Araştırma Direktörü Dr. Merve R. Kayıkcı, “Aile boyu cezalandırma olarak bilinen ve Hitler dönemi pratiği olan Sippenhaft, 2016’dan bu yana Gülen hareketiyle irtibatlı olduğu iddia edilen kişilere yönelik uygulanmaya devam ediyor,” dedi. Kayıkcı’ya göre, ağır hasta çocuklar bile yalnızca ebeveynlerinin iddia edilen bağlantıları nedeniyle bakım ve sosyal hizmetlerden mahrum bırakılırken, çok sayıda çocuk bu zulüm altında can verdi.”
Türkiye’de darbe sonrası tasfiyeler sonucu yaşamını yitiren, hasta veya engelli çocukların sayısına ilişkin resmi bir istatistik bulunmamakla birlikte, bağımsız araştırmalar ve medya raporları, bu trajik vakaların ulaştığı rahatsız edici boyutu gözler önüne seriyor. 2016’dan günümüze yaşanan üzücü vakaları derleyen ve değerlendiren SCF raporu, devlet eliyle gerçekleştirilen bu baskının sağlık hakkı, aile birliği ve insan onuru da dahil olmak üzere çocukların temel haklarının nasıl ciddi şekilde ihlal edilmesine yol açtığını uluslararası kamuoyunu dikkatine sunuyor.
Ailelere yönelik baskının çocuklara etkisi
SCF’nin bu çalışması, gözaltına alınan ebeveynlerinden zorla ayrılan, kritik sağlık hizmetlerine erişimleri engellenen ve çoğu durumda aileleriyle birlikte ülkelerini terk etmek zorunda kalan çocuklara odaklanmaktadır. Bazıları anne ve babalarının eksikliği nedeniyle trajik bir şekilde hayatını kaybederken, diğerleri demokratik ülkelerde sığınma arayışı için aileleriyle çıktıkları zorlu yolculuklar sırasında yaşamlarını yitirdi.
Yaşadıkları duygusal bunalımlar, sosyal dışlanma ve damgalanma, bu çocuklarda depresyon, anksiyete ve bazı trajik vakalarda intihar gibi yaygın ruh sağlığı sorunlarına yol açtı. Ebeveynleri hapse atıldıktan sonra, maruz kaldıkları sorunlarla baş edemeyen bazı masum çocuklar da intihar ederek hayata veda etti.
Bu rapor hasta veya engelli çocukların ailelerinin devlet kurumları tarafından görmezden gelindiği ve terk edildiği, sosyal hizmet desteğinden mahrum bir şekilde tıbbi, duygusal ve finansal zorluklarla mücadele etmek zorunda bırakıldığı vakaları da belgelemektedir. Ayrıca, Türk istihbaratı tarafından kaçırılma ve Türkiye’ye zorla geri getirilme sırasında ebeveynlerine eşlik eden çocukların yaşadığı mağduriyeti de incelemektedir.
İroni; Türkiye ‘Aile Yılı’
İronik bir şekilde, Türk hükümeti 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ederek, çocukların desteklemesine yönelik girişimleri teşvik edeceğini açıklamıştır. Ancak bu durum yalnızca söylemde kalmış, zulüm görmeye devam eden aileler ve çocuklarının yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesine yönelik bir adım atılmamıştır.
SCF raporu, aile müessesesinin teşvik edilmesi ve korunması için sembolik söylemlerin ötesine geçilmesi gerektiğinin altını çizerken Türkiye’nin bu çerçevede atacağı adımların acıları sistematik olarak görmezden gelinen mağdur ailelerin çocuklarını da özellikle kapsaması gerektiğini dile getiriyor.
SCF kimdir?
SCF, Türkiye’de yaşanmakta olan insan hakları ihlalleri ve hukuksuzlukları İngilizce haber ve rapor gibi farklı çalışmalarla dünya kamuoyuna duyurmak üzere 2017 yılı başında İsveç’in başkenti Stokholm’de sürgündeki Türk gazeteciler tarafından kuruldu.
SCF çalışmaları CNN International, Washington Post, Fox News, Guardian gibi dünyanın öndegelen medya organlarında yer bulmakta, dünyanın farklı ülkelerinden devlet kurumları ve akademisyenler gibi farklı birçok kesim tarafından kullanılmaktadır.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***