CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM’de yaptığı açıklamada Meclis’te kurulacak komisyonun ancak eşit temsil veya nitelikli çoğunlukla anlamlı olacağını vurguladı. Yeni anayasa tartışmalarına da değinen Özel, “Bu komisyon anayasa yapacak bir yer değil” dedi.
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A–
Yazı Boyutunu Küçült
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Tokat Senatörü Metin Somuncu’nun cenaze töreninin ardından TBMM’de basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Özel, hem Meclis’te kurulacak komisyona ilişkin tutumlarını net şekilde ortaya koydu hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sert eleştiriler yöneltti.
Meclis’te kurulması planlanan yeni komisyon hakkında da konuşan Özel, komisyonda yer almalarının ancak eşit temsil ya da nitelikli çoğunlukla karar alınması koşuluyla mümkün olduğunu belirtti. “Eğer AKP ve MHP zaten istediklerini yapacak çoğunluğa sahipse, bize neden ihtiyaç duysunlar? Biz, yalnızca demokrasi ve hukukun gelişeceği bir komisyonda oluruz” ifadelerini kullandı.
Bazı çevrelerde CHP’nin anayasa çalışmaları sürecine dahil olacağı iddialarına da tepki gösteren Özel, “Biz Erdoğan’la anayasa değil, menemen bile yapmayız. Bu komisyon anayasa yapacak bir yer değil” dedi.
Özgür Özel, TBMM’de kurulacak komisyon hakkında şöyle konuştu:
“Komisyonla ilgili bizim tavrımız ilk günden beri net. Bu işin Meclis eliyle yürütülmesi gerektiğini söylüyoruz. Komisyon ya eşit temsille oluşmalı, yani bütün partiler eşit temsil edilmeli. Ne olacak o zaman? Birinin dediği olmayacak, uzlaşıyla çıkacak kararlar. Eşit temsil değilse, o zaman mutlaka nitelikli çoğunlukla karar almalı diyoruz. Komisyonun beşte üçü ya da üçte ikisinin alacağı kararla kanunlar kabul edilmeli, çıkarılması istenen kanunlar Meclis’e tavsiye edilmeli diyoruz. Şimdi Sayın Meclis Başkanı’nın istediği rakamlarda gördünüz, eşitlik yok. 21 AK Parti’den, 10 CHP’den istiyor. Meclis’teki sandalye sayımıza göre. O zaman nitelikli çoğunluk aranacağının Meclis Başkanı tarafından söylenmesi lazım ki bu komisyonda olalım. Onun dışında komisyonun rakamları, AKP artı MHP istediğini yapıyorsa, bize hiç ihtiyaç yoksa, böyle bakıyorlarsa ne işimiz var orada? Ancak nitelikli çoğunlukla karar alınacağı söylendiğinde ve ilk toplantıda bununla ilgili kararlar alındığında o zaman Cumhuriyet Halk Partisi bu komisyonda yer alır.
ANAYASA ÇIKIŞI
Biz dedik, hatta açık açık söyledim. ‘Seninle ne anayasası, menemen yapmam’ dedim. Aynı çizgideyiz. Bu komisyon, anayasa yapacak bir komisyon değil. Ona niyetlenen bizi yanında bulamaz. Çünkü anayasaya uymayanla anayasa yapılamaz. Bu komisyon hukuk üretecekse, bu komisyon hakkaniyet üretecekse, demokrasi üretecekse, barış üretecekse bu komisyonun dışında kalınamaz. Neden kalınamaz? Millet milletin vekilini; Kadim Durmaz’ı Tokat’tan, Ali Mahir Başarır’ı Mersin’den ‘Git, çalış’ diye yolluyor. Meclis komisyon kurmuş, 10 kişilik sana kontenjan vermiş. ‘Sen 10 kişiyle burada görev yapmalısın’ diyor. ‘Ben yapmam’ diyemezsin.
‘CHP’NİN OLMADIĞI KOMİSYONDAN KORKUN’
CHP’nin olduğu komisyondan değil, olmadığı komisyondan korksun herkes. Cumhuriyet, Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyet’i tartışacak bir yerde olmaz. Cumhuriyet’in tartışıldığı bir yerde olmaz. Cumhuriyet’in kolonlarına çivi çakılan, bakın kolonlarının kesildiği değil; çivi çakmaya yeltenenin elinden o çekici alır, o komisyonda olmaz. Ama Cumhuriyet Halk Partisi, demokratikleşme olacaksa orada olur.
Bakın bugün Türkiye’nin en büyük sorunu demokratikleşme, adil yargılanma meselesi. Cezaevlerinde suçsuz duran birçok kişinin tahliyesi söz konusu. Bir yandan bu süreçte başka tahliyeler gelecek. ‘Onlar bir yandan olsun, sonra öbür tarafta başkaları siyasi sebeplerle içeride dursun.’ Böyle bir şey yok arkadaşlar. Ne Figen Yüksekdağ durabilir. Ne Selahattin Demirtaş durabilir. Ne Ekrem İmamoğlu durabilir. Ne Ahmet Özer durabilir. Ne de suçsuz, günahsız bürokratlarımız sırf bir suçun parçasıymış gibi durabilir. Bunların konuşulacağı, çözüleceği, meselenin ilerleyeceği bir komisyonda oluruz. İlerlemiyor mu? Önce ilerletmeye çalışırız. Yok, geri mi gitmek istiyorlar? Olmayız.
Tayyip Erdoğan demokrasiyi bir araç olarak görmüş. İşine gelince binmiş, işine gelmeyince inmiş de demokrasiyi rafa kaldırmış, sandığa saldırmış, kimse ‘Sen demokrasi treninden niye indin?’ demeyecek, Cumhuriyet Halk Partisi bu komisyona girerse… Katoliklik nikahı var sanki. Yanlış işler konuşacaklar, doğru işler yapmayacaklar, o komisyonda bindiğimiz gibi ineriz. Tayyip Erdoğan bu konforu ömrü boyunca kullanacak da Cumhuriyet Halk Partisi şimdiden niye sonuç alabileceği bir komisyonda demokrasiyi zorlamak için, hem de nitelikli çoğunlukla karar alınacaksa bulunmayacak? Ya da niye girdi diye AK Parti’yle, AK Parti’nin getirdiği bir takım şeylere sadece tasdik memuru, noter gibi görev yapacak? Bu özgüvensizlik niye yani? Cumhuriyet Halk Partisi çatır çatır mücadele ediyor. Mücadelesini sahada, meydanda, sokakta, otobüsün üstünde de Meclis’in kürsüsünde de sürdürmeye devam edecek. Kimse bizden bu süreçte hatalarından dönmeyen, yanlışlardan geri adım atmayan hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisi’nden ‘mış gibi’ siyaset yapmasını beklemesin.
‘CHP’NİN OLDUĞU YERDE YANLIŞ OLMAZ’
Memlekette darbe var, püskürtmeye uğraşıyoruz. Meydanlardaki mücadele devam edecek. Milletin verdiği görevle geldiğimiz Meclis’te de bir zemin var. O zemine gideceğiz, mücadelemizi yapacağız. Yok, bu zemin size göre değilse o zaman Cumhuriyet Halk Partisi o zeminde olmaz zaten. Kimsenin kaygısı, endişesi olmasın. CHP’nin olmadığı yerde her şey olur. Olduğu yerde bir şey oluyorsa ya iyi bir şey oluyordur, yanlış bir şey oluyorsa zaten içinde biz olmayız. Bunu herkes böylelikle görsün.”
CUMHURBAŞKANI’NA YANGIN YANITI
Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın orman yangınlarından büyükşehirlerin sorumlu tutulması hakkındaki sözlerine de yanıt verdi. Özel şu şekilde konuştu:
“Hayatımda duyduğum en büyük yalan. Hatta ve hatta yetkileri yok. Bazen ‘Yetkiniz yok, gelmeyin’ bile dedikleri oluyordu geçmişte. Keşke büyükşehirlerin elinde öyle imkanı olsa. Mesela büyükşehirlerin hava aracı bulundurma yetkisi de yok ellerinde artık. İstanbul, Ankara Büyükşehir’in geçmişte elinde olan helikopterleri satıldı arkadaşlar. Büyükşehirler maalesef hem de bütün ilçelere birden kentin bulunduğu yerlerde, büyükşehirin görev yaptığı yerlerde, ancak bu imkanlarla mücadele ediyorlar. Ayrıca da şunu söyleyelim. İstanbul Büyükşehir, Ankara Büyükşehir orman yangınlarına ekipman yolluyordu, geçtiğimiz günlerde açıklandı. 2 binin üzerinde itfaiye eri alımı ile ilgili bir imza atmadıkları için alamadık bu sene. Atsalardı bekliyorduk, hazır bekleniyordu. 2 bin 300 itfaiye eri alacaktık. Şimdi onlar her yerde olacaktı. Bunu imzalamayanlar AK Partililer.
Büyükşehirleri dışlamak falan zaten ayrı meseleler. Zaten paralarının yüzde 40’ını ödüyorlar, maaşları zor ödüyoruz. Herkesi perişan hale getirdiler. Ama büyükşehirler ancak ve ancak o andaki operasyonun başındaki en yüksek kamu görevlisi ‘Gelin’ derse gidiyor. Ama büyükşehirin elindeki araç nasıl gidiyor? Yolda, sokakta gidecek araçta tekeri var onda. Yolun olduğu yerden gidiyor. Yolun kenarına su sıkıyor. Önemli katkılar sağlıyorlar bütün arkadaşlar. İşte Bursa Büyükşehir’i görüyorsunuz. Bursa’daki yangında etraftaki bütün büyükşehirlerin araçlarını görüyorsunuz. Ama yolun gidebildiği yere, mevcut işte bu arabaların lastikleri nasılsa öyle lastikleri olan araçlarla, asfaltta gidecek araçlarla o kadarlık bir katkı sağlanıyor.
Türkiye’nin yangınla, yangın yönetimiyle, afet yönetimiyle ilgili çok güçlü, çok itibarlı ve çok özenilerek kurulacak çok büyük bir kuruma ihtiyacı var. Buna da ciddi kaynak aktarmak lazım. Herkesin içi yanıyor. Bu süreçte milletin de desteğini, dayanışmasını, tüm kurumların desteğini, dayanışmasını arkaya alacak bir çabaya ihtiyaç var.”
Kaynak: Haber Merkezi
Özgür Özel
Özgür Özel Elindeki Anketi Açıkladı, Çok Net Konuştu! ‘Siyaseti Bırakırım’
Meclis’te Cevapsız Kalan Soru Önergesi Sayısı Dikkat Çekti
Yeni Trafik Levhası Şaşırttı: Siyah Üçgenli Beyaz Daire Ne Anlama Geliyor?
En Sosyal Burçlar Belli Oldu: Birileriyle Tanışmadan Duramıyorlar
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***